Anne sütünü korumak için (3)
Her annenin bebeğini emzirmekle ilgili bir hikâyesi vardır. Kimi bebeğini emzirmeye alışıncaya kadar yaşadığı heyecandan bahsedecektir, kimi ise böylesine bir sevgi yaşamadığından. Anne sütünün hem kimyasal, hem besinsel hem de duygusal anlamda bebek için en mükemmel beslenme yöntemi olmasının yanında, bilim adamlarının dikkatini son zamanlarda, küçük ama can sıkıcı bir sorun çekiyor. Çevre kirliliğine bağlı olarak küçük dozlarda kimyasal madde anne sütüne geçiyor. Peki nasıl? Basitçe şöyle anlatılabilir. Çevreyi kirleten kimyasal maddelerin bir kısmı doğada yok olmadan kalabiliyor. Havaya, suya ve toprağa yayılan bu maddeler, oradan bitki ve hayvanlara geçiyor. Bunların yenilmesiyle de, kendilerini insan vücudunda buluyorlar. Ne şanssızlıktır ki, girdikleri gibi vücuttan atılacaklarına, yağlı dokulara bağlanıp birikiyorlar. Yağ, anne sütünün önemli bir kısmını oluşturuyor; dolayısıyla yağda biriken bu kimyasallar anne sütüne de katılmış oluyor.
DÜNYAYI TÜKETMEYELİM Bu yazıda, kimyasal zehirlerin, tarım ilaçlarının anne sütüne geçmemesi, çocuklarımızı etkilememesi için neler yapabileceğimize bakacağız. Yapılması gerekenlerin başında, sorumluluğunu bilen, toplumsal bilince sahip bireyler olarak çevresel kirliliğe karşı durmak geliyor. Doğada parçalanamayan atıkların çoğalmaması için, pazardan marketten alışverişi file ile yapıp, naylon poşet kullanımından vazgeçilmeli. Ulaşımda toplu taşımayı tercih edip, tek kişinin seyahat ettiği arabalar yüzünden atmosfere yayılan egzoz gazlarının da önüne geçilmeli. Petrol, kömür yerine rüzgar gibi, güneş gibi temiz enerji kaynakları kullanılsın denildiğinde, bunu da ciddiye almak gerekiyor. Ulusal sanayileşmeyi tamamlamak adına üzerinde yaşadığımız ekolojik sistemi artık yaşanamaz hale getirmek, görülebilecek en kötü kâbustur. Solunamayan bir hava, içilemeyen bir su, yeşermeyen bir ağaç! Global ekonomi tüketmek üzerine kurulmuş olsa da, aslında tüketilen tek şey; yerine tekrar konulamaz dünyamızdır.
DOĞAL GIDALARI SEÇİN Çocuklarımızın, hatta bizim, dünyamızda mutluluk ve sevinçle yaşayabilecek bir yer bulabilmemiz ancak daha az tüketmekle mümkündür. Anne sütüne geçebilen kimyasal maddelerin birçoğundan korunmanın en önemli yolu; yiyip içtiklerinizden geçer. Fakat bu sadece emzirme sırasında yenilip içilenler anlamına gelmiyor. Çünkü birçok kimyasal atık, bedenimizde yıllar içinde birikiyor, atılmaları da aynı şekilde yıllarca sürebiliyor. Anne sütü ile beslenme her bebeğin hakkıdır ama anne sütünü sağlıklı tutmak da bizim görevimizdir. Genel olarak hamile olan, hamile kalmayı planlayan ya da süt veren anneler için şu tavsiyelerde bulunulabilir:
* Sigara içmeyi bırakın; en iyisi hiç başlamayın. * Alkolden uzak durun. * Ev ve bahçede böcek ilacı kullanmaktan kaçının. * Boya, tiner, su bazlı olmayan yapıştırıcılar, mobilya cilaları, egzoz gazı, oje ya da saç boyasından uzak durun. * Kuru temizleyicilerden ve yeni kuru temizleme yapılmış eşyalardan kaçının. * Hayvansal yağların olmadığı dengeli bir beslenmeyi tercih edin. * Kılıç balığı, köpek balığı, kalkan balığı, ton balığı, somon gibi derin su balıklarından ve kirli bölgelerden yakalanan yerel balıklardan, etlerinde yüksek oranda kurşun ve PCB bulunabileceği için kaçının. Ve mümkünse, doğal olarak üretilmiş organik gıdaları tercih edin. Sağlıkla kalın.
|