Cem Karaca için
Gecenin ilerleyen saatleriydi.. Hiç hesapta yokken Erkin Koray'ın eldeki tüm CD'lerini ortaya döktük.. O muhteşem şarkıları büyük bir coşkuyla dinledik: "Şaşkın"dan girip "Yalnızlar Rıhtımı"ndan çıktık.. O didaktik ama bir o kadar da matrak "Sayın Arkadaşım Osman"ı, hatta o anlamsız ama bir o kadar da sarıp sarmalayıcı "Ankara Havası"nı bile dinledik.. Yıllar öncesine, o şarkıları ilk dinlediğimiz günlere gittik. Anılara daldık.. İç geçirdik. "Yaşlanıyoruz" dedik. Erkin Koray'ı sevgi ve özlemle andık..
*** Her şey spontane gelişmiş, ortaya harika bir Erkin Koray gecesi çıkmıştı.. Erkin Baba'nın ardından eldeki kısıtlı Cem Karaca CD'lerine sarıldık. "Tamirci Çırağı"nı aradık bulamadık, hayıflandık.. "Karşıda Kürt Evleri" diye başlayan, "kandilsiz kibrit yakan kızlar"dan söz eden o Doğu türküsünü ne de güzel yorumlamıştı Cem Karaca.. O türkünün de yer aldığı CD'yi aradık ama maalesef onu da bulamadık. Yine hayıflandık.. Neyse ki "Ceviz Ağacı" vardı ve onunla biraz olsun teselli bulduk.. Ama bu küçük teselli kesmemişti.. En kısa zamanda CD'leri tedarik edip müthiş bir "Cem Karaca gecesi" için sözleştik..
*** Biz sözleşirken meğer Cem Karaca can çekişiyormuş.. Meğer o çok sevdiği Bakırköy'ünde son anlarını yaşıyormuş.. İlk hissettiğim şey üzüntü oldu.. Sonra onu el birliğiyle ihmal ettiğimizi düşündüm ve derin pişmanlıkla utanç karışımı bir duygu beni kıskıvrak yakaladı.. Bizler Abidin'e, Firdevs'e dalmışken, Cem Karaca'yı ihmal etmiştik.. Bütün sorumluluk bendeymiş gibi hissettim.. Üzüldüm, çok üzüldüm..
*** Politikaya hevesliydi ama görüşlerini fazlasıyla serbest çağrışımlar üzerine kurmuştu.. İdeolojik tutumundaki insicamsızlığın farkındaydım yani.. 12 Eylül sonrası Türkiye'ye dönüşüne imkan sağlayan Turgut Özal'a karşı abartılı bir minnet duygusuyla dolu oluşuna ve bunu her fırsatta gösterme gayretkeşliğine tabi ki bozuluyordum. Türkiye'ye dönerken davadan da "dönmesi", dönemin burunlarından kıl aldırmayan egemen güçlerinin elini güçlendiriyordu ve bu çok sinir bozucuydu.. Ama tüm bunlara rağmen ona karşı asla öfke ve nefret dolu olamıyordum.. Çünkü o başkalarında pek sakil kaçacağına adım gibi emin olduğum bu hallerini öylesine çocuksu bir havayla sunuyordu ki bizlere, ona kızmak elimden gelmiyordu.. Alamet-i farikası sayılacak olan fötr şapkası ya da hiç çıkarmadığı güneş gözlüğü bizim için ne anlam ifade ediyorsa, politik görüşlerinin anlamı da işte bu kadardı ve kafaya takmamak gerekiyordu..
*** Şimdi "Cem Karaca gecesi" için hazırlıkları çok daha özenli yapıyorum. "Parka" ile giriş yapacağız olaya, "Resimdeki Gözyaşları"yla final yapacağız..
|