Kürtler ve Sistani
Geçen hafta Türkiye'nin Irak ve özellikle de Kuzey Irak konusunda Suriye, İran ve Ortadoğu ülkeleriyle "Şikayet Ekseni" kurmasını hafif yollu eleştirmiş, masaya somut öneriler koymak ya da ABD siyasetine nüfuz etmek yerine, red cephesine öncülük etmeye çalışmasının kendi stratejik hedeflerini kolaylaştırmadığını söylemiştim.
Şimdi bu eleştiriyi geri alıyorum. Diplomaside şikayet ve itirazın da bir yeri var. Türkiye'nin İran ve bölge ülkeleriyle Kürt devletine karşı oluşturduğu lobi, alttan alta etkisini gösteriyor. Geçen hafta Ankara'dan Bağdat'a dönen Şii lider El Hekim, herkesi arayıp "Türkler çok kızgın" diyerek Başbakan'ın "Kürtler ateşle oynuyor" sözlerini aktarmış. Henüz Paul Bremer Türkiye'nin Irak denkleminde ne derece önemli olduğunu kavrayamamış olsa da, Iraklılar bunun farkında. Washington'daki akıllı insanlar da.
Ankara'nın planı ne? Yine de Türkiye'nin "yaygara koparma"nın yanında Irak anayasası ve Kerkük konusunda daha aktif olması, yalnız ABD değil Iraklılar'la ciddi anlamda trafiği yoğunlaştırması ve masaya somut öneriler koyabilmesi lazım. Irak'ın gelecek yapısı muhtamelen federasyon olacak.
Ama ne tür federasyon deyince Ankara'ya yakın düşünen (etnik federasyon olmasın; çok bölgeli olsun) fazlasıyla Iraklı var. Kerkük konusunda da ABD'de hükümet dışı bazı çevreler, bir süredir çözüm olarak şehrin Kürt federasyonuna dahil edilmesi yerine tüm etnik gruplara açık, kendi başına özerk statüsü olan, düşük vergilerin olduğu bir serbest ticaret bölgesi olmasını istiyor.
Neden olmasın? Ankara'nın Kerkük planı ne? Erdoğan önümüzdeki hafta Beyaz Saray'a adım attığında, kuşkusuz gündemindeki konulardan biri Kerkük ve Iraklı Kürtler'in etnik federasyon talepleri olacak. Geçtiğimiz günlerde Iraklı Kürtler, her taraftan gelen tepkiyi görerek kapalı toplantılarda geçen ay masaya koydukları taleplerde esneklik göstermeye başladılar.
Ama hala "Temel Yasa" konusunda uzlaşma yok. Washington'un stratejisi, federasyon ve Kerkük tartışmalarını Haziran sonrasında geçici anayasa olarak yürülüğe girecek Temel Yasa'nın dışında tutmak, mümkünse olabildiğince ileri bir tarihe atabilmek.
Kerkük, Kürtler'in mi? Kürtler'in talepleri Amerikan hükümetinde de yeterince fazla insanın başını ağrıtmaya başladı. Geçenlerde üst düzey bir yetkili sohbetimizde, ABD'nin Ankara'nın çekincelerini fazlasıyla paylaştıklarını belirterek, belki de savaşın başından itibaren ilk kez bu kadar yüksek sesle "çıkarlarımız örtüşüyor" diyordu.
Washington tarihe Irak'ı bölen taraf olarak geçmek istemiyor, Kürtler'in şu anda masaya konulan etnik federasyon taleplerinin Irak'ın "Lübnanlaşması" anlamına geldiği inancı yavaş da olsa yerleşti. Geçen hafta Bush hükümeti ve muhafazakar çevrelere yakınlığıyla bilinen Wall Street Journal, "Kerkük Kürt değildir" başyazısıyla ilk kez ABD kamuoyunda konuyla ilgili net tavır aldı.
Kerkük'ü yapıcı uslupla Bush'la tartışmak için ideal zaman. Yine de Erdoğan geldiğinde Washington'un federasyon tartışmaları falan değil, saplantı halinde Irak'la ilgili bambaşka bir konuya odaklandığını görecek. Iraklı Şiiler'in ruhani lideri Ayetullah Sistani'nin "seçim yapılsın" ısrarı, burayı allak bullak etti.
Bremer soluğu Beyaz Saray'da aldı. Amerikalılar kendi yarattıkları bu "Sistani canavarı" konusunda ne yapacaklarını bilemiyorlar. Seçim için zaman kısıtlı, ama bu noktadan sonra seçim olmazsa da ne anayasal sürecin ne de Haziran sonrası kurulacak geçici hükümetin meşruiyeti olmayacak. Ankara'nın konuyla ilgili tavrı ne? Neden Türk diplomatlar soluğu Necef'te almıyor? Bana öyle geliyor ki Necef'deki köşesinde oturan ve hiçbir suretle ABD'li temsilceleri görmeyi kabul etmeyen 83 yaşındakı molla, sonunda istediğini yaptıracak. Alt tarafı adam seçim istiyor. ABD'nin de amacı Irak'a demokrasi getirmek değil miydi?
|