| |
Siyasal ahlak
Şu günlerde partilerin genel merkezleri ana baba günü gibi. Tabii hepsinin değil. AK Parti ve eh bir ölçüde de CHP... Aşağı-yukarı tüm partiler aynı bölgede toplandığı için, diğerleri bu hareketi iç çekerek izlemekle yetiniyor. Hatta aday avına çıkıp da elleri boş dönenler bile var. Örneğin ANAP birçok büyük kentte aday bulamıyor. Oysa 1999 seçimlerinde en çok belediye başkanlığını o kazanmıştı. Meraklılar ve unutmuş olanlar için 18 Nisan 1999 yerel seçimlerinde (genel seçimlerle birlikte yapılmıştı) belediye başkanlıklarının dağılımını hatırlatalım: ANAP 779, DYP 736, MHP 499, FP 488, CHP 373, DSP 189, HADEP 38, BBP 25, DTP 14, BP 6, DP 4, ÖDP 2, DBP 1, bağımsız 61. Bu tablodakilerin çoğu 3 Kasım 2002 seçimlerinde küsurat partisi durumuna düşünce, belediye başkanları da fırtınalı denizde sığınacak liman arayan gemilere döndü. Liman neresi? Elbette en güvenlisi AK Parti. Bir bölümü son aylarda hızlanan tempoyla iktidar partisine kapağı atmayı başardı. Bir bölümü de can havliyle kapıya yükleniyor. O nedenle de AK Parti Genel Merkezi'nin koridorları adaylık savaşı veren başkanlardan geçilmiyor. Hepsi de heyecandan elleri ayakları titreyerek kendilerini sınavdan geçirecek üç üyeli jürinin önüne çıkıyor. Sorgu başlıyor: - Daha önce neredeydiniz? - DSP'de. - Neden AK Parti'yi tercih ediyorsunuz? - Dünya görüşüme yakın olduğu için! Sonra sıradaki alınıyor: - Siz hangi partiden geliyorsunuz? - ANAP'tan. - Peki neden AK Parti? - Halkıma hizmete devam etmek için. İlçemde beni çok severler, başarılıyım, iyi de tabanım var. - Tabanınız varsa niye partinizde kalmayıp bize geldiniz? Adayların cevaplarını bir araya getirseniz, harika bir mizah yapıtı çıkar. AK Parti yöneticilerinin yerine olsam, ibret için bastırırım. Bunlara ek olarak, sağ-sol ayırımı yapmadan kazanma şansı olan herhangi bir partiden işaret bekleyenler mi ararsınız, "Hangi partiye geçeyim" diye anket yaptıranlar ve dağıttıkları forumlarda AK Parti'den GP'ye kadar tüm partileri sıralayanlar mı? 40 yıldır kanayan yara Ve bütün bunlar son derece olağan sayılıyor. Çünkü 1960'lardaki o ünlü "Bulun 226'yı düşürün" zihniyetinin ürünü mebus pazarlarında her dönem o kadar çok milletvekili transfer oldu ki, siyasetin ar damarı çatladı. Ama dünyada hsiyasal etik en titizlenilen ilkelerin başgeliyor. O yüzden Belçika'da oldugibi bir milletvekili parti deştirince ortalayakalkÖyküsü ilginç. 1963 do1995'ten bu yana HDemokrat Parti'den milletvekili olan Richard Fournaux önceki gün Liberal Parti'ye geçti. Belçika siyasi çevreleri ve basbu "görülmemiş olay" için ageleni söylüyorlar: "Siyasi ahlakssatşlihanet, yozlaşma..." Ayrpartisi de bir bildiri yayFournaux'nun "Bakanlvaadi karşsaf deştirdiduyurdu ve milletvekillide ayrçaBildiride, Fournaux kendi silahvuruldu. Çünkü birkaç ay önce altimzalad"Ahlak anlayşbaşlmetinde şöyle diyordu: "Bir siyasetçi sözlerini tutamayacak duruma geldiyse, inandyitirdiyse, ne saygkalki..." Ortak kanFournaux, bu transferle genç yaşsiyaseten intihar etmiş oldu. Bizimkilerin kulaküpe olsun. Umar
|