Kendimi ihbar ediyorum...
Gelecek yıl, Türk devletini vergi kaybına uğratmaktan korkuyorum. Şaka yapmıyorum! Vergi iade formunu doldururken, gördüm ki, 2003 yılında işime yaramayan bir ton belge toplamışım. Çoğu belge "özel gider indirimine" girmiyormuş. Eşim, yaş günümde hediye ettiği saat için niçin bu kadar yüksek KDV vermiş ki... Keşke pazarlık yaparak, saati ucuza alsaydı. Bir yanım "Vergi iadesi ile uğraşma, KDV pazarlığı yap. Kayıtdışı ekonomiye katkı sağla" diyor. Saf yanım, "Aldığın her fiş, sana yol-su-elektrik olarak geri dönecek" diye fısıldıyor... Hangi düşünce bana hakim olacak? Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın kanını donduracak formüller buldum. Anlatayım: Önce bir lokanta ile barter anlaşması yapacağım. Yıl boyunca evin ihtiyacı olan deterjan fişlerini lokantaya aktaracağım. Karşılığında yemek fişi alacağım. Lokanta, deterjan faturasını giderlerinden düşerken, ben de yemek fişlerini özel indirime giren harcamaların içine atacağım. Tabii gelecek sene KDV iadesi devam ederse. Etmezse topyekün pazarlık dönemi başlatacağım... Bu yaz, çoluk çocuk tatile gittiğimizde, "anlayışlı" otelleri tercih edeceğim. Geçen yıl bir hafta kaldığımız otele yüzde 18 KDV dahil tam 1 milyar 350 milyon lira para saymışım. Ah akılsız kafam. Sadece bu faturayla Hazine'ye 230 milyon lira KDV bayılmışım. Bu yıl plan değişti. Daha otele girmeden müdürü çağırıp önce oda fiyatından pazarlık yapacağım. Sonra parayı "keş" ödeyecek, fatura almayarak yüzde 18 KDV'den muaf olacağım. Baktım, otel müdürü korktu, son bir teklif yapıp, faturaya konaklama değil de yeme içme yazmalarını rica edeceğim... Kızımın, annesine çiçek alırken, "baba fişimizi de alalım" demesine içten içe sinir oluyordum. Çocuk işte, " vatandaş olacağım" diye nereden duymuşsa duymuş, fiş topluyor. Nereden bilsin çiçek alımlarının vergi iadesinde geçmediğini. Bu yıl kızımı ikna edeceğim. Unutuyordum, bir daha hiç kimse benim, orta sınıf otomobilimi tamir ettirmek, yağını değiştirmek için adam gibi çalışan bir servise girdiğimi göremeyecek. Geçen yıl neredeyse servet harcamışım. İşime yaramayan faturaya bakıyorum: Parça toplamı 450 milyon. İşçilik toplamı 150 milyon. Yüzde 18 KDV matrahı: 600 milyon. KDV: 108 milyon lira. Ödediğim para 708 milyon lira. Usta ve çırak, otomobilin üzerinde çalıştığı için devlet benden yüzde 18 KDV almış. Deli miyim yahu. Servisten hangi parçaların değişeceğini öğrenip, bunları ikinci piyasadan satın alıp, sanayi çarşısına gitsem, sorunum çözülmez miydi? Üstüne üstlük, işçilik ücretine bir de KDV eklemiyorlar. Çünkü fiş vermiyorlar! Evi taşırken, nakliye şirketi ile boğaz boğaza gelişimi hatırlayıp, gülüyorum. Ne gerek var birbirimizi kırmaya! Ayrıca, ışıklandırma, züccaciye, havlu, çarşaf, plastik eşya, tüp gaz, çanta, bavul, hırdavat alımlarında benzer yöntemler üzerinde de çalışmayı düşünüyorum. Tabii, evde çocuklara yönelik de tedbirler almam gerekecek. Toys 'R' US'dan oyuncak almak için hafta sonları bana baskı yapan oğluma, Eminönü'nü sevdirmem gerekecek. Harika işler yapan Mudo'nun sahibi Mustafa Taviloğlu'ndan da özür dilerim. Artık ev eşyası için yeni adresim Çağlayan olacak. Bauhaus'a da veda ediyorum. Geçen yıl, boya, fırça için bir ton benzin harcayıp, Bauhaus'a gitmiştim. Yanıbaşımızdaki nalbur tonton amcayı gözüm tuttu. Boya için benden KDV almayacağına eminim! Aslında bir şirket kurup, kullandığım otomobili, oturduğum evin kirasını şirketin üzerine de geçirebilirim. Yediğim yemek, gittiğim sinema, tiyatro biletlerini genel ağırlama gideri olarak şirketin üzerine yıkabilirim. Boşuna mı patronlar, yıllık cirosu birkaç yüz bin doları bulmayan şirketleri adına BMW gibi lüks otomobiller satın alıyor. Yüzde 60 oranında ÖTV, KDV gibi alım vergilerini şirketleri ödüyor. Harcamaları gider yazıyorlar. Böylece devlete Kurumlar Vergisi ödemiyorlar. Benim onlardan neyim eksik!
|