Galatasaray'ın geleceğini kim, nasıl kararttı?
Düşünün ki bir ineğiniz var. Yediği yem, içtiği su ve hatta yattığı yere kadar tüm masraflarını da cebinizden ödüyorsunuz. Elde ettiğiniz sütün gelirlerini ise başkalarıyla paylaşıyorsunuz. İnek sizin, ama nimetlerine başkaları ortak. Külfeti ise doğrudan sizin üzerinizde... Nereden çıktı bu örnek? Dün İMKB'de Galatasaray Sportif A.Ş ile Beşiktaş Futbol Yatırımları A.Ş'nin 6 aylık kârları (Kendilerine özgü bilanço dönemleri var) açıklandı. Galatasaray 25.1 trilyon, Beşiktaş ise 8.7 trilyon lira kâr (Spor kulüpleri vergi ödemiyor) elde etmiş. İnek örneğini bu iki kulübe uyarlamak mümkün...
Banko Galatasaray mı? Eğer yatırımcı olsam, "banko Galatasaray" derdim. Yukarıdaki örnek gibi giderler kulüpte kalıyor, gelirler ise yatırımcı ile paylaşılıyor. Ama bir taraftar olarak baktığımda, Galatasaray'a kendi geleceğini ipotek altına aldığı için fena halde kızardım. Beşiktaş, yatırımcıları "kulübün nimet ve külfetine" ortak etti. Mali yapısını düzeltti. Galatasaray ise kulüp olarak borç batağında. Ciddi bir transfer yapamıyor. Buna rağmen borçlarını azaltmak için kullanacağı gelirlerinin önemli bölümünü yatırımcılara (kâr payı) dağıtıyor. Çünkü yatırımcılara sadece "nimeti" pazarlandı. Süt örneğiyle devam edelim. 6 ayda Beşiktaş'ın (süt satışı!) satış geliri+diğer faaliyet geliri, 41.7 trilyon lira, Galatasaray'ın ise 34.7 trilyon lira oldu. Beşiktaş giderlerini bu gelirden indirince (aradaki ufak gelir ve gider kalemleri tabloda gösterilmedi) faaliyet dönemini 8 trilyon net kâr ile kapattı. Galatasaray ise giderlerini (külfeti kendi sırtında tutuyor) gösteremediğinden 25.1 trilyon lira kâr açıkladı. Galatasaray, AIG adlı şirket ile yaptığı sözleşme gereği (AIG ilişkisi adeta bir kölelik anlaşmasına benziyor ve bambaşka bir tartışmanın konusu) kârının yüzde 80'nini dağıtmak zorunda. Beşiktaş'ta ise bu tip bir zorunluluk yok.
Kredi daha iyi... Şimdi gelelim finale: Galatasaray 14 Şubat 2002'de şirketin yüzde 16'sını halka açtı ve 21 milyon dolar gelir elde etti. Galatasaray yöneticilerin yüzü güldü ve kulübü sıkıştıran borçların bir kısmı ödendi. Gün kurtarıldı. Geçen yıl nimet paylaşımına dayalı halka arz nedeniyle Galatasaray 29 trilyon 448 milyar lira temettü dağıttı. Bu yıl için de dağıtılacak temettü miktarının 35 trilyon lirayı bulması bekleniyor. Dağıtılan kârın yüzde 62.9'u kulübe, yüzde 21'i AIG'ye, yüzde 16'sı ise yatırımcılara gidiyor. Yani Galatasaray, 21 milyon dolar elde etmek için iki yıl içinde 46 milyon dolar (1 milyon 400 bin kur hesabıyla) kâr dağıtacak. Karın yüzde 37'si olan yaklaşık 17 milyon doları yatırımcılara ve AIG'ye verilecek. Ve bu iş yıllarca devam edecek. 10 yılın sonunda görülecek ki; Galatasaray 21 milyon dolar kaynak için yüz milyon doların üzerinde bir bedel ödemiş. Bu noktada halka açılma yerine, bankadan kredi bulmak daha doğru değil miydi? Beşiktaş ise aynı dönemde 14 milyon dolar kaynak topladı. Şu ana kadar dağıttığı temettü ise sadece 1 milyon dolar. Sportif başarıyı elde etmek için gerekli öz kaynağı, ağır borçlanma yollarına başvurmadan, kendisi üretiyor. Geleceği ipotek altında değil.
Taraftarın beklentisi ne? Bu realiteyi dikkate alarak, şu soruyu sormak lazım. Tuttuğunuz kulübün sürekli aleyhine işleyen bir yöntemle size yüksek temettü vermesini mi, yoksa, bir taraftar olarak kulübün sağlam kaynaklarla yoluna devam etmesini mi istersiniz? Galatasaray hisselerini satın alırken, kulübe destek olacağını sananlar fena halde yanıldı. Galatasaraylı değilim. Ama mevcut yönetimi başarısız bulup, kulübü borç batağına sokan, geleceğini karartanların desteklenmesini "akılla" açıklamak mümkün değil. Fenerbahçe de sadece gelirleri halka açıyor. Ancak onun AIG gibi kölelik anlaşması yaptıran bir ortağı yok! Halka açılma sirküleri yayınlandığında elde ettiği kaynak ile dağıtacağı tahmini gelir arasındaki ilişkiyi sorgulayabileceğiz.
|