O fotoğraf...
Galatasaray'ın emektar futbolcusu Bülent'le ilgili kararın, şu ana kadar açıklanan nedenlerinin kamuoyu için inandırıcı olmadığını söylemek zorundayız.. Evet.. Spor kamuoyu, özellikle de Galatasaray kamuoyu açıklanan sebeplere inanmıyor.. Eğer "Yaşı ilerledi!" deniyorsa, bu söylem belki de en az inandırıcı olanıdır.. Bu iddiayı öne sürenlerin, önceki akşam Beşiktaş'ın ve Galatasaray'ın İspanyol rakipleri arasındaki mücadeleyi izlemememiş olmaları kuvvetle muhtemeldir.. Valencia'nın 39 yaşındaki emektar savunma futbolcusunun, Villarreal'in genç forvetlerine kök söktürmesini herkes gördü. Maçı da 39'luk futbolcunun takımı kazandı zaten.. Dünyada "Futbolun Yaşı"nın ilerlediğini bilmeyen var mı? Dünyanın en pahalı ve en güçlü takımının, yani Real Madrid'in büyük yıldızlarının hepsinin yaşlarının "30'ların üstünde" olduğunu bilmeyen var mı? "Gençler, gençler" diye temelsiz bir söylemi savunup duranların, Galatasaray'ın UEFA Kupası'nı havaya kaldıran "efsane" takımının "yarısı"nın yaşlarının 30'ları çoktan geçmiş olduğunu bilmeyen var mı? "Yaşı ilerledi!" denilen Galatasaray kaptanının, hem milli takımın, hem Galatasaray'ın son yıllardaki "en başarılı" futbolcularından biri olduğunu bilmeyen var mı? Dünya futbolunda artık "yaşlı-genç" futbolcu ayrımı olmadığını, yalnızca "başarılıbaşarısız" futbolcu tanımlaması olduğunu bilmeyen var mı? Her şeyin bir sonu var elbet.. Her futbolcu, dahası hayat oyununun her aktörü "sırası" gelince çekilip gidecek elbet.. Ancak, o sıranın "zamanı"nın yegane belirleyici unsurunun "başarı" kriterinden başka bir şey olamayacağını bilmeyen var mı? Ya Sergen, ya Hooydonk? Bir de madalyonun öbür yüzü var: Galatasaray kaptanı, kendi taraftarlarının belki en çok sevdiği futbolcu.. Ancak, rakip takım taraftarlarının aynı duyguları beslediğini kim söyleyebilir? Sahada sürekli konuşan, hakemle tartışan ve son dönemlerde de rakiplerine oldukça sert giren Bülent'e gösterilen tepkilerin haksız olduğunu kim söyleyebilir? Hele Beşiktaş maçından sonra rakip takımın soyunma odasına -sebebi ne olursa olsungirmesini kim onaylayabilir? Onu yakından tanıyanlar bütün bu davranışların "aşırı kazanma hırsından ve yenilgiyi kabullenememe hasleti"nden kaynaklandığını, gerçek kişiliğinin çok farklı olduğunu söylüyorlar.. Doğrudur.. Sahadaki hırsına bir ölçüde gem vurabilse, yalnızca kendi taraftarlarının, değil herkesin sevdiği bir "futbol kahramanı" olabilirdi.. Lakin.. Eğer Galatasaray yönetiminin aldığı kararın altında "kaptan"ın bu özellikleri varsa, bu da hiç inandırıcı değildir.. Kimsenin onaylamadığı "o" tepkilerden sonra, olay bazında uygulanacak "uyarı yaptırımları"nın yerine; 20 yılın alınterini ve mücadele azmini bir çırpıda silecek bir "tasfiye"ye gidiliyorsa; ona kızanların vicdanları da isyan eder yirmibirinci asrın vefasızlığına!.. Sorun da budur zaten.. Uzunca süredir birilerinin dillerinden düşmeyen "Futbolun dünü yoktur!" söylemi, sonunda futbol gibi "hayaller ve duygular" dünyasını; ticari bir "meta" ya dönüştürdü işte... Oysa, hep söyledik, söyleyeceğiz: "Futbol sadece dündür ve dünden başka hiçbir şey değildir!" İçinden "mazi"yi söküp çıkaracağınız her futbol aşkı, rüzgarın tek bir "90 dakika"da silip süpüreceği sıradan bir pop şarkısından daha "ölümlü"dür.. Asıl gerekçesini bilmiyoruz gerçekten.. Lakin, herkes "Kopenhag efsanesi"nin yıldızları için "toplu ve onurlu bir veda", dev bir "jübile" beklerken, şık olmamıştır o takımın kaptanına "Kenarda bekle!" demek.. O kenarda durdukça, Kopenhag'da omzu sarılı "genç" adamın yüzündeki "acı"nın fotoğrafı, vicdanların "en kanayan" yerinde asılı durmaya devam edecektir..
|