Hayat bilgisi
Bugün yılın ilk günü.. Daha kaç kez "Bugün yılın ilk günü" sözcüklerini yan yana kullanabileceğinizi biliyor musunuz? Nereden bileceksiniz? Kim biliyor ki? Geçen yıl, gazetedeki özel bir sayfayı hazırlayanlar pek çok kişiye yönelttikleri bir soruyu bana da sormuşlardı: "Yaşadığınız hayattan ne öğrendiniz?" diye.. Doğrusu çok fazla düşünmedim yanıtlamak için.. "Hayattan ne mi öğrendim? Bir yılın herkes için 365 gün olmadığını.. Hayatın, Saatli Maarif Takvimi'ne kayıtlı bir şey sayılamayacağını... Ve bir gün, bir mezarlığın duvarında okuduğum; 'Ölüm en büyük nasihattir' beytini, bugüne dek söylenmiş en önemli, en işe yarar sözler olarak gördüğümü.. Gerisinin büyük bir yalan ve büyük bir rüya olduğunu... Aslında herkesin, kahramanı kendisi olan bir rüya gördüğünü..." Buna benzer şeyler söyledim işte..
*** Bugün yılın ilk günü... Daha güzel şeyler de yazılabilirdi mutlaka.. Lakin.. O güzel sözler "dün"de kalmıştır artık.. Hani, daha umutlu, daha mutlu, daha sağlıklı yıllar söylenceleri.. İyi şeyler dilemek iyidir.. Güzel şeyler umut etmek güzeldir.. Ne var ki iyi ve güzel şeyleri yaşamak için önce "sadece yaşamak, yaşamış olmak, hayatta kalmak" gerekir.. Yıl sonuna doğru kabaran coşkular ve nihayet yılın son günü, -hani o hep "Yılbaşı" olarak adlandırılan, ne var ki gerçekte "yıl sonu" olarak anılması gereken- o "31 Aralık akşamları" doruğa çıkan heyecanlar anlaşılabilir.. Çünkü, çok şükür "yaşanmış"tır işte.. Sağ salim ulaşılmıştır "yılın son günü"ne.. Belki de o yüzden "yılsonu" gecelerinde, havai fişek ışıklarıyla süslenilen kutlamalar bir "zafer şenliği" gibidir.. "Hayatta ve ayakta" kalmış olmanın zaferi.. "Zafer gecesi" tanımlaması ağır ve abartılı gelirse siz ona "şükür gecesi" de diyebilirsiniz.. Adı, sıfatı ne olursa olsun.. 31 Aralık bitti işte.. Yılsonu geçti.. Bugün "Yılbaşı." Bugün 1 Ocak.. Yılın ilk günü.. Asıl yılbaşı yani.. Ve bugün hiç kimse dün geceki kadar, ya da dün geceye uzanan yılın o son günlerindeki kadar coşkulu değil.. Bir burukluk... Bir iç sıkıntısı.. Bu hallerdeyken, bakalım nasıl ulaşılacak "yılbaşı" akşamına? Hep sanıldığı gibi "akşamdan kalma"nın ya da "çok eğlenceli bir akşam tasarlayıp da hayal kırıklığına uğramış olma"nın ruh hali değildir bu.. Ya da "ruh bozgunu.." Hiç kimse itiraf etmese de; bilinçaltından "bilinçüstü" ne hiç çıkarılmasa da aslı "korku" başkadır: "Bugün başladı evet, ama ne zaman bitecek?" Biteni biliyorduk, bitenden emindik dün gece.. Rahattı içimiz.. Oysa.. Başlayandan emin değiliz asla.. Bu "yılbaşı"nın "yıl sonu" nu da görecek miyiz acep? Okulların ilk "Hayat Bilgisi" dersinde öğretilen "Bir yıl 365 gündür çocuklar!" dersinin herkese göre "tek doğru" olmadığını anlamak için çok zaman geçmesi gerekti.. Ve Cahit Sıtkı'nın: "Hayata beraber başladığımız; dostlarla da yollar ayrıldı bir bir" şiirinin, asla bir şiirden ibaret olmadığını anlamak için de..
*** Bugün asıl "Yılbaşı.." "Yılsonu" gecesinin coşkusundan sonra, düşkırıklıklarının olanca hızıyla "yere çakılanlar" için bile "acımasız" bir yazı sayılabilir bu satırlar.. Ama hiç değilse, yılda bir kere ve hele yılın ilk gününde yazılması gereken satırlardır.. Adınıza çıkarılmış "nüfus cüzdanları"nın, ömrünüzün süresine dair imzalanıp mühürlenmiş "yaşama senetleri" olmadığını kavradığımız sürece "anlam" kazanacak yeni yılın "ilk" saatleri.. Bütün savaşların ve dökülen kanların; ya da "dil yare"leriyle kırılan gönüllerin "yegane" sebebi olan "hırsların dört atlısı"na dizgin vurabilmenin başka yolu var mı "anlamak"tan başka hayatı?
|