Ateşin küllerle dansı...
Bir yangının külünü yeniden yakıp geçti... Bu şarkıyı duyalı kırk yıl oldu.. Laleli'deki Fen Fakültesi'nde düzenlenen bir "gündüz eğlencesi" nde söylenmişti ilk kez.. Şimdi -ne yazık ki- adını anımsayamadığım bir sanatçı, şarkıya başlamadan önce kısa bir sunuş yapmıştı.. Şöyle demişti özetle: "Sizler şanslısınız.. Bu şarkıyı ilk kez sizler dinleyeceksiniz.. Çünkü bestesi daha dün gece bitti.. Daha önce hiçbir yerde söylenmedi.. Şimdi dinleyeceğiniz bu şarkı, eminim daha uzun yıllar ve nesilden nesile söylenip çalınacaktır radyolarda, pikaplarda.." "O" sanatçının dediği çıktı.. Şarkı yıllardır dolaşıyor dilden dile.. Ve her söyleniş ve çalınışta, bir yangının külü yeniden alev alıyor besbelli ki söyleyenlerin ve dinleyenlerin yüreğinde.. Çünkü besbelli ki, hiçbir yangının ateşi; üzeri küllenmekle sönmüş olmuyor.. Siz küllerin ve yangınların hikayesini, ya da ateşin küllerle dansını nereye çekerseniz çekin; işbu yazı, -sönmüş sanılan- Türkiye yangınlarına dairdir.. Ve esasında, bu köşede yer almış bir önceki yazımızın "bir nevi" devamıdır.. Gazetelerin manşetlerinde ve televizyonların haber bültenlerinde, eskisi gibi olumsuz ve toplumu gerginliğe sürükleyen haberlerin yer almadığına dair bir "tesbit"i aktarmıştık önceki gün.. Tesbit Başbakana aitti. Biz de demiştik ki.. Değişen medyanın kendisi ve medyanın tavrı değildir.. Değişen Türkiye'dir.. Daha doğrusu -değiştiği sanılan- Türkiye'dir.. Ve sanıldığı gibi Türkiye'yi değiştiren ve "durum"u normalleştiren de -bütünüyle- bugünkü iktidar değildir.. Geçmişte gazetelerin manşetlerini ve televizyonların haber bültenlerini "kızdıran" üç yangının alevleri bir süre önce içine çekilmiştir çünkü: Bir.. Güneydoğu'da savaş ve terör bitmiştir.. İki.. İslamcı-Laik çatışması (ve aynı eksendeki Alevi-Sünni gerginliği) son otuz yılın en düşük düzeyine inmiştir.. Üç.. İçirilen "zehir gibi ilaç"ın etkisi ve ekonomik krizden çıkış beklentileriyle birlikte "sosyal patlama" tehlikesi "anestezi" ye girmiştir.. Lakin.. Kırk yıllık şarkının tam da yeridir şimdi: En küçük bir kıvılcım; "Bir yangının külünü yeniden yakıp geçebilir!" Evet, Güneydoğu'da savaş ve terör bitmiştir ama Güneydoğu ve Kürt sorunu henüz çözülmemiştir. Milliyetçi duyarlıklar da tetiktedir. Evet, İslamcı-Laik çatışması otuz yılın en düşük düzeyine inmiştir ama "Siyasi İslam"la ilgili endişeler henüz "zail" olmamıştır.. "Biz değiştik" diyenlerin samimiyetine inanmamak için hiçbir sebep yoktur.. Değişim iddiası her geçen gün "samimiyet sınavı" ndan "artı notlar"la geçiyor zaten.. Lakin, yıllar yılı Anadolu'nun ve büyük kentlerin varoşlarında ekilmiş tohumlar da, o değişimden "habersiz ve bağımsız" taze-yeşil filizler vermeye devam ediyor bir yandan.. Ve evet; ekonomik krizden çıkılıyor görünüyor ama... Ama 15 milyon işsizle birlikte çıkılıyor.. Gazetelerin ve televizyonların üstleri "iyi haberlerin ve pop kültürü"nün külleriyle örtülmüş görünebilir.. Lakin kırk yıllık şarkı da "popstar" şarkılarından fırsat kaldıkça uyarıp duruyor; geçmişin derininden ve geçmişin dersleriyle herkesi.. Ateşin küllerle dansı sürüyor.
|