MHK'nin değişmeyen yanlışlar zinciri tutumu yüzünden Türk hakemliğinin geleceğinden artık iyice endişelenmeye başladım. Son hafta tam bir felaket tablosuydu. Çoğu karşılaşmada sonuca direkt etkili 4-5 tane büyük hata gündeme geldi. Ünsal Çimen F.Bahçe'nin 2, Malatya'nın 1 penaltısını vermedi. Ev sahibinin ikinci yarının başında attığı nizami gol ofsayt gerekçesiyle iptal edildi. F.Bahçe lehine verilen penaltı da yanlıştı. Ali Aydın Tamas'ın yaptığı penaltıyı süzemedi. Elazığ'ın ikinci yarıdaki nizami golü iptal edildi. Son dakikadaki penaltı öncesi ofsayt vardı. İsmet Arzuman'ın Rizeli oyunculara gösterdiği yanlış kartlar vardı. Beşiktaş'ın birinci golünü getiren frikikte faul yoktu. İkinci gol öncesi de verilen faulde de hareketi yapan İbrahim'di. En büyük skandal da Güngören'de yaşandı. Çizgiyi tam olarak terketmeyen topta yardımcı hakem santraya koşmadı, korner verdi, ardından itirazlar yapıldı sonra Hamza Mısır yardımcısıyla konuşup santrayı gösterdi. Bu resmen bir skandaldı. Ülkemizdeki müsabakalarda adalet dağıtmak mümkün değil. Hakem kayırmalarına alışan büyük takım futbolcuları uluslararası karşılaşmalarda kaos yaşıyorlar. Yine bugünkü şartlarda bir Türk hakeminin FİFA'da Top List'e girmesi mümkün değil. MHK tayinlerde, cezai uygulamalarda büyük hatalar yapıyor. Eyyamcılık yapan hakemlere prim tanınıyor. Mustafa Çulcu senelerdir büyükleri koruyor ama geçen sene büyüklerin kritik maçlarında arka arkaya görevlendirildi. Çünkü baş ağrıtmıyordu. Bu sezon başında kendisini gözü önünde alkışlayarak protesto eden Zago'ya ikinci sarı kartı gösteremeyince kendisini ateşe attı. Medyada hani Bülent Yavuz'un seminerlerde en çok üzerinde durduğu konu bu tip davranışlara kesinlikle prim tanınmamasıydı. Eleştiriler gelince bundan mağdur olan Bülent Yavuz, Çulcu'yu dinlendirmeye çekti. Uzun süre sonra bir büyüğün maçında görev aldı. G.Saray- Trabzon maçında ilk yarıda direndi ama ikinci yarıda alışılmış kimliğine döndü. MHK Ali Aydın'ı da kaybetmek için elinden geleni yapıyor. Victoria olayından sonra morali çok bozulan Aydın'ın ligin ikinci yarısına kadar dinlendirilmesi ve moral bulması gerekirdi ama MHK olaydan kısa süre sonra Ali Aydın'a hem de F.Bahçe maçında görev verdi. Zihinsel olarak hazır olmayan Aydın'ın bu maçta hatalar yapması çok doğaldı ama yapmadı iyi yönetti. Bu arada geçen seneki D.Bakır- Elazığ maçı tekrar gündeme geldi. Bunlara rağmen MHK Ali Aydın'ı Elazığ-G.Saray maçına atadı. Kültürüyle, yabancı diliyle, yeteneğiyle ve yaşıyla en büyük ümidimiz Kuddusi Müftüoğlu'nu bu sene tanımakta zorluk çekiyorum. Yine en güvendiğim isimlerden Serdar Tatlı'da düşüş var. Yine takdir ettiğim bu seneki yönetimlerinden de keyif aldığım İsmet Arzuman'ı Beşiktaş-Rize maçında tanıyamadım. Kendisini ilk defa büyük takım koruyucusu olarak görmek beni çok şaşırttı. Yazdıklarımdan sonra okuyucularım haklı olarak bana soracaklardır. "Niye MHK Başkanı Bülent Yavuz derhal istifa etmelidir demiyorsunuz? " diye. Onu demiyorum çünkü biliyorum ki, Bülent Yavuz istifa etmez, Federasyon da kendisini görevden almaz.