Geçen hafta G.Saray ile ilgili köşe yazımda kötü gidişlerde çıkış yolu bulmak için öncelikle hastalığı doğru teşhis etmek gerektiğini söyledim. Dünyanın en iyi 5 takımından birisi Hollanda'da yıllardır kaptan olarak sürekli görev yapan ve yapmaya devam eden De Boer, "G.Saray'ı yakan numaralı adam" olarak gösteriliyor. De Boer'un kişisel hatalarla goller yedirdiği doğru ama bunun nedenleri var. Bu seneki G.Saray'la Barcelona ve Hollanda Milli Takımı'nın saha içi kurgusu arasında dağlar kadar fark var. Medyada öyle bir hava yaratıldı ki, G.Saray'ı bugünkü duruma düşüren başlıca saha içi aktörü De Boer'di. Ben ligin ikinci yarısındaki De Boer'suz G.Saray'da savunma güvencesinin yine oluşmayacağını düşünüyordum ama bu düşüncem bir ay bile beklemeden cumartesi günü canlı örnekle ortaya çıktı. Elazığspor ligin son sırasındaydı. G.Saray ilk devrede iyi futbol sergilemese de oyuna hükmeden taraftı. Ikinci devreye skor avantajıyla başladılar. Son dakikaya kadar da bu avantajın rahatlığıyla mücadele ettiler. Bu görüntüde 90 dakikaya baktığımızda, Ali Aydın'ın süzemediği Tamas'ın yaptığı net penaltılar, yardımcı hakemin yanlış bayrağıyla Elazığ golü iptal edildi. Yunus iki fırsat kaçırdı. Aykut'un kurtardığı gollük bir şut var ve de yenen iki gol. Kısacası son sıradaki Elazığspor G.Saray'a 4-5 gol atabilirdi. Günümüz futbolunun temel ilkeleri var. Yardımlaşma, kollektif uyum, yüksek tempoda devamlılık, pres, ileride ve geride çoğalma prensibi. Bunları mümkün olduğunca yerine getirdiğinizde takım olursunuz. Bu ilkelerin oluşmadığı yerde tek başına kimseye fatura kesilmez. G.Saray'ın ligin ilk devresinde en disiplinli ve en yardımlaşmaya özen gösterdiği maç İnönü'deki Beşiktaş derbisiydi. Bu maçta iki takım içinde sahanın en iyisi De Boer idi. Geçen hafta bir örnek vermiştim. G.Saray'ın UEFA Kupası kazandığı dönemindeki takımda bugünkü durumuyla De Boer olsa çok başarılı olurdu demiştim. Şimdi aynı konuyla ilgili ikinci bir örnek daha veriyorum. O zamanki Hagi bugünkü takımda olsaydı hiçbir şey yapamazdı. Bu enkazı kim transfer etti diye de teknik direktör ve yönetim eleştiri yağmuruna tutulurdu.