|
|
Türkiye'nin geleceği...
Türk halkının geleceğinde imzası bulunan tüm hükümetlerin iç ve dış siyasetteki (az ya da çok) olan başarısızlıkları toplumun ikbaline kesilmiş faturalar olarak geçmişte, bugün ve gelecekte ödenmesi zorunlu yükümlülük biçiminde daima karşımıza çıkacaktır. Bu açıdan bilinen, ancak hayata geçirilemeyen milli duruş, milli irade ve kararlılık, ülkemizin çıkarlarını ve bütünlüğünü her türlü kaygının üzerinde tutacak çağdaş idealizmi hayata geçiremediğimiz sürece hayıflanmalara, pişmanlıklara ve gelecek nesillerin refahını riske atmaya devam ederiz. Bu nedenle toplum olarak ülkemiz ve milletimiz aleyhindeki mevcut sorunlara en akılcı ve çağdaş çözümleri en kısa zamanda bir cerrah titizliğiyle ortaya koyamazsak dış siyasetimizdeki ödünler ve iç siyasetimizdeki sosyal ve ekonomik ihmallerle varabileceğimiz olası gelecek hiç de iç açıcı olmayacaktır. Çünkü başarısızlıklarımız, ihmaller, geç kalmalar çok sık yaşanmaktadır. Örneklemek gerekirse, Irak, AB, Kıbrıs, Kerkük-Musul politikamız; Kerkük'teki demografik yapının korunamaması; tabuların yıkılmasına, sözde Ermeni yasalarına engel olunamaması; AB'ye gereğinden fazla ödünler verilmekte olunması; Sn. Werheugen'in Türkiye valisi gibi sürekli ve bitmeyen yönlendirmeleri; K.K.T.C.'nin AB ve Rum tarafınca Annan Planı ile bağımsızlığının yerine veto hakkı olmayan, kağıt üstünde bir devlet yapılmaya çalışılmakta olması; Kuzey Irak'ta devlet kurulmaya çalışılmasına on iki yıldır seyirci kalışımız; hatta en önemlisi üniversite talebelerine (yoksulluk sınırının 1.3 milyar olduğu bir dönemde) 300- 400 milyon burs verilmesi gerekirken, bir öğün yemek bedelinin burs olarak veriliyor olmasına karşılık gençlikten yüksek başarılar bekleniliyor olması; SSK emeklisinin, asgari ücretlinin ve sosyal güvencesiz olan işsizlerin mevcut durumları acil çözüm bekleyen ülke gerçekleri olarak sürekli karşımıza çıkacaktır. Temennimiz, parlamento ve hükümetin bu sorunlara çözümler getirebilmesi... NUSRET AKBAYIR/İZMİR
|