| |
Sessiz kriz
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'- ın bugün başlayacak tarihi Türkiye ziyaretinin arefesinde, İngiltere'- den önemli ve anlamlı bir haber geldi. Londra'da yayınlanan ve haber kaynaklarının sağlamlığıyla tanınan "El-Kudüs El-Arabi" gazetesi, Türkiye-İsrail ilişkilerinin giderek gerginleştiğini duyurdu. Haberde İsrail haberalma servisi Mossad'ın Kuzey Irak'taki faaliyetlerinin Türkiye'nin bir hayli canını sıktığı, hatta Ankara'- nın işi "protesto"ya kadar götürdüğü belirtildi. Ankara'daki İsrail Büyükelçiliği, bu haberin hemen ardından "Hükümetimiz Manavgat suyu anlaşmasını onayladı, Ortadoğu'da yeni bir dönem başlayacak" açıklaması yaparak, iki ülke ilişkilerindeki kriz havasını yalanlamaya çalıştı ama pek inandırıcı olamadı. Türkiye-İsrail ilişkilerindeki Kuzey Irak soğukluğu yeni değil; birkaç ay önceye gidiyor. Herşey Saddam rejiminin devrilmesinden sonra Kerkük-Yumurtalık'a alternatif ya da tamamlayıcı olarak Kerkük-Hayfa petrol boru hattının canlandırılması projesinin gündeme gelmesiyle başladı. Bunu İsrail'den bazı kişilerin Kuzey Irak'a gitmeleri ve başta Musul olmak üzere petrol bölgelerinde arazi almak için girişimlerde bulunmaları izledi. Bu gelişmeler üstüne Ekim ayı sonlarında Türkiye, "Neler oluyor" diyerek İsrail'e başvurdu. Şaron yönetimi "Sözünü ettiğiniz konularda bilgimiz yok. İsrail firmaları ticari faaliyetlerde bulunuyor olabilir, bunun için bizden onay almalarına ihtiyaçları yok" cevabıyla geçiştirmeye çalıştı. Ancak ne Mossad ajanlarının faaliyetleri hız kesti, ne de İsrailli işadamlarının. Bölgede peşmerge kılığında dolaşan ajanların Suriye sınırı yakınlarında Şam'ı izleyecek bir istihbarat karargahı kurmak için 250 hektar arazi aldıkları, İran sınırında yer baktıkları, hatta Habur kapısı civarında denetimlerde bulundukları ortaya çıkınca, Türkiye sesini yükseltmek ihtiyacını duydu. Şimdi İsrail yine güvence üstüne güvence vererek Ankara'yı yatıştırmaya çalışıyor. İsrailli işadamlarının Kuzey Irak'taki faaliyetlerine gelince; bu konuda Avrupa'daki Kürt işadamlarının kurduğu "Karsaz" adlı örgüt önemli rol oynuyor. Merkezi Almanya'da bulunan "Karsaz" geçen ay, tarih vermemiz gerekirse 6 Aralık'ta Berlin'de Alman, Musevi ve Kürt işadamlarını buluşturdu. Bu toplantıda Kuzey Irak'ta ortak yatırım projeleri görüşüldü, bazı anlaşmalar imzalandı. İlginç ayrıntı; Museviler'le ortaklık kuranlar arasında Güneydoğu kökenli işadamları da var. Türkiye-İsrail ilişkilerine düşen Kuzey Irak gölgesi anlaşılan daha uzun süre etkisini koruyacak...
Dersimiz demokrasi Tiflis'te 22 Kasım gecesi elinde bir demet gülle meclisi basıp Devlet Başkanı Şevardnadze'yi istifa ettiren genç adam, 1.5 ay sonra o koltuğa oturdu. 36 yaşındaki Mikail Saakaşvili'nin oyların yüzde 90'ından fazlasını alarak Devlet Başkanı seçilmesiyle Gürcistan'a Batı tipi demokratik düzen gelmiş oldu. Bu sonuçla Macar kökenli Amerikalı milyarder George Soros, demokrasi götürme yarışında Bush'un önüne geçti. Çünkü Bush, Afganistan ve Irak'taki demokrasi deneylerinde henüz sonuç almaktan bir hayli uzak ama Soros kurdurduğu sivil toplum örgütleriyle Sırbistan'da Miloseviç'i, Gürcistan'da da Şevardnadze'yi alaşağı etti. Bu da bir ülkeye demokrasi getirme yollarını çeşitlendirdi: Halk gücüyle, silah gücüyle veya para gücüyle. Esad alınmasın ama yeni hedefler Suriye ve İran'- da hangi yol denenecek acaba?
|