| |
|
|
"Suhte"yi "Sahte"ye çevirmek!
SEN NEYMİŞSİN! EMRE Aköz, günlük yazılarımı elle yazdığım için "Yoksa şeyh-ül muharririn mi olmak istiyorsun" diye iğnelemişti beni. Ben de ona cevabımda şöyle dedim dün: - El yazısı insanı şeyh-ül muharririn yapmaz, ama buna takılanlar "Suhte"likte kalabilir. Yazımı gözden geçiren düzeltmen arkadaşlarım, bu "Suhte"yi beğenmeyip, "Sahte" yapmışlar. İyi ki Softa" yapmamışlar. Çünkü tarih boyunca, "Suhte" kelimesi "Softa" ya da dönüştü. Ancak, yazımda "Suhte" kelimesi doğru çıksaydı, yine de Emre Aköz için bir şey ifade etmeyecekti bu. Önceki gün odasına gidip "Sana suhte dedim" diye müjdeyi verdim. Bunun üzerine Türk Dil Kurumu sözlüğünü açtı.. Ne olduğunu anlamak için "Suhte" kelimesinin anlamını aradı. Bulamayınca, "Yani ben neymişim, anlamadım" dedi. Ona "Suhte"nin medrese öğrencisi anlamına geldiğini, Celali İsyanları'nda işsiz medreselilerin nasıl başı çektiklerini anlattım. Hatırlamıyorum... Mustafa Akdağ'ın "Celali İsyanları" kitabını tavsiye ettim mi? Oysa internete çok düşkün olan bir kişiden, bir arama motoruna girmesini ve "Suhte"yi yazıp, sonuçlara bakmasını beklerdim. Meğer o da, benim gibi "Kağıt" ve "Mürekkep"e tutkunmuş... İnternet'e değil, kitaba, sözlüğe başvurdu çünkü. Demek, sadece polemik için, benim kağıt ve kalemle birlikteliğimi eleştirmiş. "Sahte" bir çıkışmış demek bu.
|