| |
|
|
Hıncal Uluç, isterse yanlış, isterse doğru anlar!.
İsimlerin önüne "Sevgili" hitabını koyup, ondan sonra "Seninle aynı görüşte değilim" demeyi, galiba Sevgili Hıncal Uluç icat etti. Dün yine "Sevgili Mehmet Barlas" diye başlayan bir yazı ile, benim "önemliönemsiz haberler" değerlendirmemi, yerden yere vurmuş. Canın sağ olsun Sevgili Hıncal. Tamam haklısın.. Kadın televizyon muhabirinin ip donunun teşhir edilmesi de, Popstar yarışmasında Deniz Seki'nin protestolu istifası da, Kıbrıs'tan, Avrupa Birliği'nden ve benzer ayrıntı konulardan daha önemli olsun.. Eski arkadaş olarak, senin bu tür meselelere takılmanı mutlulukla karşılıyorum. Yeter ki Bekir Sıtkı Erdoğan'a özenip, "Sabah benim içimde" benzeri yazılar yazma. Çünkü biliyorsun ki, ne sen Sabah'sız, ne de Sabah sensiz olabilirsiniz. Bunu okur-yazar olarak söylüyorum. Bir de başka üzüntü konumu hatırlatayım. Eskiden Hıncal'la "Hemşehri"ydik. İkimiz de "Antepli"ydik. Ama şimdi o "Kilisli" artık. Bizi, Mülkiye ayırdı birbirimizden. Kilis artık Gaziantep'in ilçesi değil. Bu nedenle Sevgili Hıncal'a "Komşu" demem daha doğru olacak. Böylece Hıncal'ın davetlisi olarak gittiğim "Kilisli" lokantasındaki yemeklerin, Antep mutfağından farkını da vurgulamalıyım. Özellikle sulu yemeklerde, Antep mutfağı daha çok yoğurt kullanır. Ufak köfte, yuvalama, orman, şiveydiz buna örnektir. Bizim "Kilisli"de yediğimiz enfes "Ekşili Yahni" ise (daha doğrusu eşkili), salçalı sos ağırlıklı.. Kilis kebabı da, böyle değil midir? Kilisli'nin soğanlı lahmacunu da, Antep mutfağından çok Halep mutfağına daha yakındı.. Antep'te sarmısak ağırlıklıdır lahmacun... Baharda, taze soğanla yapılan lahmacun, istisnaidir.. Ama neticede, Kilis mutfağı Antep mutfağının içinde bir bölüm.. Antep'te de, Kilis'te de, muhammara, cağırtlak kebabı, malhıla köftesi, pirpirim aşı yersiniz.. Washington'dan yazan sayın okurum Oktay Aytuğ, şöyle demişti e-mailinde: - Hıncal Uluç bildiğini, Mehmet Barlas da bildiğini yazsın. Ben ve benim gibi yurt dışında yaşayan Kilislilere, Hıncal Uluç'la aranızdaki görüş ayrılıklarını değil, Kilisli lokantasının yemeklerini anlatsanız daha doğru olmaz mı? Doğrudur.. Ama yine de, Kilis denilince aklıma, mutfağından önce mesela Dr. Alaettin Yavaşça'nın besteleri gelir. Tabii Sevgili Hıncal da gelir aklıma. Ve "Kilisli"nin nefis yemeklerini yedikten sonra, Antep'in "Mabeyin"ine gitmesini de, çok iyi anlarım. Çünkü Antep ile Kilis'i, İçişleri Bakanlığı ayırmış olsa da, biz ayrılamayız.. Antep'le Kilis, Sabah'la Hıncal gibidir. Bu vesile ile, Hıncal'a, ip don ve Popstar kadar önemli başka konularda yazmasını da öneririm. Örneğin, geçen haftaya kadar, lokantalarda, kafelerde, hamburgecilerde garson veya barmaid olarak çalışan kadınların, "vesika" alması zorunluydu. Avrupa Birliği'ne uyum çerçevesinde, bu ayıp sona erdirildi. Yani Avrupa Birliği gibi önemsiz bir mesele, böyle önemli konulara da yansıyor. Bir başka konu da şu olabilir. Roman Halk Dansları Topluluğu'nun şefi Mehmet Ali Körüklü'ye göre, Roman bebekleri doğdukları andan itibaren, oyun havaları ile pışpışlandıkları ve popolarına bu ritimle vurulduğu için, büyüyünce iyi dansöz ve dansör olurlarmış.. Acaba diğer bebeklere de, doğdukları andan başlanarak, hep "10'uncu Yıl Marşı" dinletilse, büyüyünce "Ulusalcı" olurlar mı? Sevgili Hıncal.. Gördüğün gibi, takamı bazen dalgalı sulara da sokarım.. Senin, sürat motorunu da bazen bu sulara sokmanda fayda vardır. Hiç olmazsa, dalgandan istifade ederiz.
|