Tevfik'e "Senin de ananı ağlatırlar" demiştim
6 yıl önce öldürülen Tevfik Ağansoy'un eşi Hülya Ağansoy, mafya-siyaset-polis üçgenini anlatan kitap yazıyor. Kitapta 'Beni ancak senin gibi bir kadın taşır' diyen kocasıyla ilişkisini de anlatacak
Adam öldüren birinin karısı olmak... Kayboluşlar, riskler, tehditler, acılar, ayrılıklar, özlemler... "Mafyanın kadınları" başlığı altında adı çok yazıldı. 28 Ağustos 1996'da, saat 00.15'te Bebek'te öldürülen Tevfik Nurullah Ağansoy'un dul kalan eşi Hülya Ağansoy...
Şimdi kitap yazıyor. Kitabı eşiyle ilgili en bildik değerlendirme olan, "mafya-polis-siyasetçi üçgeninin en tipik örneği" ve hem eşinin hem de kendisinin hayatı üzerine. Bu yüzden de çok ilgi çekeceğe benziyor.
Bilmem hatırlatmaya gerek var mı? Alaaddin Çakıcı-Tevfik Ağansoy hesaplaşması... Ağansoy'un sıkı bir küfürbaz olduğunu söylemişlerdi ama matrak bir kadın olduğunu buluşmamızda öğrendim. En acı günlerini anlatırken bile espri yapmayı beceriyor. Hiç ağlamaz, duygularını belli etmez diye düşünürken birden gözleri doluyor. "Kızımın babasına yazdığı mektup" derken kendini tutamıyor.
Hülya Ağansoy, The Marmara Oteli'nin lobisinden dışarı dalıp dalıp gidiyor. "Bir erkek girebilir mi hayatına?" Merak edip soruyorum, "Yanıma nasıl yaklaşacak?" deyip gülüyor.
* Siz nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
Parçalanmış bir ailenin çocuğuyum. Üç kardeştik. Babam İETT'de şofördü. Başkasıyla evlendi. Dansa meraklıydım. İlk olarak İETT kampında dans yarışmasına katıldım. Manevi bir anneannem vardı o bana sahip çıktı, kurslara gönderdi. Şu anda çok ünlü olan birçok ismin arkasında dans ettim.
* Nasıl biriydi eşiniz?
Ailesinin yanında büyümüş. 13 yaşından sonra farklı bir çevrenin içine girmiş.
SİLAH ZORUYLA CUMHURİYET GAZETESİ YEDİRMİŞ
* Neydi ilk suçu?
Birine silah zoruyla Cumhuriyet gazetesi yedirmiş. Bunu anlatırken "şimdiki aklım olsa o gazeteyi zorla okuturdum" derdi. Yaptıklarından pişmandı.
* Siz nasıl bir ortaklık kurmuştunuz Tevfik Ağansoy'la? Neyinden etkilendiniz?
Siyaseti uzaktan takip ediyordum. Ne sağcı ne de solcuydum. Küfürbazdım şimdiki gibi. O bunlardan etkilendi. Bana "bataklıktaki bir gül gibisin" derdi.
* Neden bataklık olarak görüyordu?
Ona ters geliyordu gece çalışmam.
* Size cinayet işlediğini, cezaevinde yattığını nasıl söyledi? İşi öldürmek olan birini nasıl kabul ettiniz?
Tanıştığımızda aranıyordu. Bana bunu söyledi. Ben de "Biliyorum, her halinden belli" dedim. Aslında bilmiyordum. "Benimle evlenir misin?" diye sordu. Şaşırdım. "Yüküm çok ağır, ancak senin gibi bir kadın beni taşır" dedi.
* Hemen evlendiniz mi?
Hayır. O cezaevine girdi. Taksim'de Kristal Büfe'deydik. Büfeyi askerler sardı. Subay, "Tevfik Ağansoy olduğundan o kadar eminim ki hiç şansın yok" diyerek Tevfik'i aldı. 11 ay kaldı cezaevinde. Kız kardeşinin kimliğini alıp her hafta cezaevine gittim. Çıktıktan hemen sonra evlendik. 28 Mayıs 1980'de.
16 YIL EVLİLİKTE 2 YIL 8 AY GÖRÜŞTÜLER
* Eşiniz 1996'da vuruldu. Tam 16 yıl evli kaldınız. Ne kadar görüştünüz? Cezaevleri, kaçaklık..
Oturup hesap yaptım, 2 sene 8 ay birlikte olmuşuz. İki çocuk da işte bu sürede oldu. 10 yıl dolu dolu cezaevinde yattı.
* Şöyle bir durup, "ben nasıl bir adamla evlendim" diye hiç düşünmediniz mi? Yalnız kalmışsınız.
O dönemde pek düşünemedim.
* Hayatınızı esas değiştiren eşinizin cezaevinden çıkışı oldu. İtirafçılık, bu sizin için bir dönüm noktası mı?
İtirafçı olması istendi. Bu camiada ters anlaşıldı. Tehdit aldık. Hatta o dönemde boşandık. Bizim için "Severek ayrıldılar" diye yazdı gazeteler.
* Eşiniz "ülkücü mayfa" diye tanımlanıyor...
Bu Engin Civan olayından sonra oldu.
* Bir zamanlar ülkücü camianın içinde olanların, mafyanın içine girdiğinin örnekleri çok. Sizce neden böyle oluyor?
Eşim gerçek bir ülkücüydü. Ama şunu da söylüyordu: Yanlış yolda yürüdüm. Cezasını çekti ve çıktı.
* Cezaevinden çıktıktan sonra tertemiz bir hayat kurabileceğinizi düşünmüş müydünüz?
Ona, "Sen çok ana ağlattın, bir gün senin de ananı ağlatırlar" derdim. Haklısın derdi. Su testisi su yolunda kırılır. Karşısında iki seçenek vardı. Biri ölmek, diğeri de cezaevi. Üçüncü bir şansı yoktu. İtirafçı olduğu için yapılan şey ruhsatlı silah verilmesidir.
* Devletin eşinizi kullandığını mı düşünüyorsunuz?
Devlet resmen benim eşimi harcadı. İtirafçıydı ama yasadan yararlanarak iş sahibi olamadı. Para kazanmak zorundaydı.
* Engin Civan olayını bu yüzden mi yaptı eşiniz?
"10 yıl kendi ülküm için cezaevinde yattım, bu olayı yapayım, çoluğumu çocuğumu bu parayla kurtarırım, çok büyük para var işin içinde" derdi.
* Eşinizin öldürüldüğü yerde, polisler vardı, hatta aynı cafede Selçuk Ural vardı. Bazı bağlantılar çok sonra ortaya çıktı ya da kafalarda soru işareti olarak kaldı. Siz bu bağlantıları nasıl kuruyorsunuz?
Çok ayrıntılı konuşmak istemiyorum. Bazı insanlar birlikte hareket etmişler. Bu anlaşılıyor. Koalisyon olarak karar vermişler ve uygulamışlar.
* Eşinizin çok yakın olduğu Çakıcı ile arasının bozulma nedeni size göre neydi?
Bu konuya hiç girmeyelim.
* Ne zaman anladınız aralarının açıldığını, ilişkilerin ters gittiğini, eşinizin yakın arkadaşının artık kendisi için tehdit olduğunu?
Yazmış olduğum kitapta bunları anlattım. Kitap yazıyorum, kitabımda bütün çıplaklığıyla bunların hepsi yer alacak.
Korkut Eken'e cezaevini yakıştıramam
* Susurluk kazasından sonra ortaya çıkan ilişkiler size nasıl görünüyor?
Ortaya çıkan bir şey yok. Bu konular ortaya döküldüğünde herkes "Abdullah Çatlı'yı tanımıyorum" diyor. Erkek kalmamış.
* Susurluk kazası olmasaydı ne olurdu?
Şimdi Susurluk kazasıyla çok şey mi ortaya çıktı? Tevfik Ağansoy cinayetinin tamamıyla aydınlatılacağına inanmıştım. Mafya, siyaset, bürokrat üçgeni. Konuşmalarımda bunu söylemiştim. İlk bomba Tevfik'in ölümüydü. Arkası iplik gibi geldi. Biraz İtalya'ya özendiler. Ama bana sorarsan, yeterli bir operasyon olmadı. "Bize mafya diyorsunuz ama esas mafya kravatlı, papyonlu insanlar" demiştim.
* Korkut Eken cezaevinde. "Devlete kırgın değilim" diyor. Siz Korkut Eken'in cezaevine girmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Korkut Eken kolay yetişemeyecek olan insanlardan. Cezaevini ona yakıştıramadım.
* Susurluk kadınlarının olaylardan haberdar olmadığı iddia ediliyor... Mümkün mü hiçbir şey anlamamak, bilmemek?
Bazen evdeki telefonu sen açarsın ve karşındakinin kim olduğunu zaman içinde bilirsin. Yatağına giren kadın anlar. Sevgililer için çok şey söyleyemeyeceğim ama karısıysa anlar.
OĞLUNUN İSİM ANNESİ UĞUR ÇAKICI
* Uğur Çakıcı yakın arkadaşınızdı. Eşi tarafından öldürtüldüğünde ne düşündünüz?
Aralarında karı-koca ihtilafı vardı. Çocuklarının gözü önünde öldürülmesi bir vahşettir. Uğur oğlumun isim annesi. Tevfik kızım doğarken yanımdaydı ancak oğlumun doğumunda Brüksel'de bir operasyondaydı. Yanımda Uğur vardı.
* Evde nasıl biriydi eşiniz? Astığım astık kestiğim kestik hali evde de geçerli miydi?
Asla. Eşim yaşıyor olsaydı ve sen bizim evimize gelseydin çay servisini o yapar, pastaneye gidip pasta alırdı. Yanımızda olduğunda hep saat 7 gibi eve gelirdi. Çocuklarına çok düşkündü. Cezaevinde lise diploması aldı. Resim yapmayı seviyordu. Evim Tevfik'in tablolarıyla dolu.
* Eşinizin ölümünün üzerinden 6 yıl geçti. Şimdi geriye dönüp baktığınızda ne düşünüyorsunuz?
Biz ne olduğumuzu biliyorduk. Eşimin yanlışları olmuştu ama düzgün bir hayat kurmak istedi. Rahat bırakmadılar. Normal insanlar gibi yuva kurmak istedik olmadı.
* İntikam almak sizin defterinizde yazıyor mu?
Tevfik'in çocuklarına vasiyeti var. Tek istediği iyi okumaları. Evlatlarımla değil, hesabı olanlar benle hesaplaşsınlar. Herşeyi hukuk yoluyla halletmeyi istiyorum, kendimi eğittim, hesaplaşmak isteyenlerle hesaplaşmak istemiyorum ama üstüme gelirlerse herkesle savaşırım.
Elif ERGU