kapat
29.03.2002
 GÜNAYDIN
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 İSTANBUL
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 GÜNAYDIN
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Güneşin ülkesinde bir peri masalı

Güney Afrika'da balonla safari keyfinden sonra masal şehri Sun City'ye doğru yol alıyorum. Sapsarı bitki örtüsü ile çevrilen kentin yeşilliklere açılan masal kitabının kapağını çevirince büyüleniyorum

Sun City Güney Afrika Cumhuriyeti'nde Johannesburg havaalanına üç saat mesafede insan eliyle kurulmuş bir masal şehri. Kurban Bayramı tatili yaklaşırken istediğim şeyler belliydi; sıcak ama çok sıcak bir yer. Sıcak yer arayışıma ulaşımı rahat olsun, bir servet olmasın, dinlenme imkanı olsun, oteli çok güzel olsun gibi şartları da ilave edince Sun City ve Cape Town programlarına karar verdim. Sun City ise diğer beklentilerimin tamamına cevap veriyordu. Johannesburg'a gitmek 9.5 saatlik bir uçuş. Johannesburg'a varışı takiben, üç saatlik bir araba yolculuğu başlıyor. Hava sıcaklığı istenilen şekilde 31 derece. Güzergah boyunca tüm kavşaklarda incik boncuk, meyve sebze satmaya çalışanların hepsi zenci. Zencilerin yaşadığı gecekondu mahalleleri kartondan evler gibi. Ama bir saat sonra varılan baraj gölünün çevresindeki birbirinden güzel evler ve önlerinde demirli tekneler ayrı bir dünya. Göle bakan yol üstü restoranlarından birinde mola veriyoruz, çay istiyorum. Bir çayın gelmesi onbeş dakika, sadece üç masa dolu. Burada insanlar ağır, hem de çok ağır. Acele ettirmeye çalışırsanız panik olup hiçbir şey yapamıyorlar.

KERVAN GEÇMEZ
Kuş uçmaz kervan geçmez tabirine uyan düz bir yolda ilerliyoruz. Uzaklarda beliren dağ sıralarını gösteren şoförümüz 'Sun City orada' diyor.

Nihayet dağ eteklerine vardığımızda, bir anda, medeniyet koskocaman girişi ile kendini gösteriyor 'Welcome to Sun City' (Sun City'ye hoşgeldiniz).

Sun City insanı şaşırtıyor. Kapının dışında genel olarak sarı olan bitki örtüsü içerde yemyeşil. Bakımlı bahçeler, şelaleler, suni dalgalı plaj, su parkı, oyun salonları, kumarhanesi ile her gidenin bir şeyler bulacağı bir yer. Orası sanki bir masal ve kitabın kapağını açınca siz de masala katılıyorsunuz. Masalların şatosu olur da Sun City'nin olmaz mı? Tabii var ve tüm heybeti ile Sun City'nin tepesine yükseliyor: 'Palace of Lost City'.

Palace Otel; Sun City içerisinde bulunan dört otelden en iyisi. Dekorasyonda seçilen kumaşlardan, lobideki heykellere her yerde Afrika dokusu çok zarif bir şekilde kullanılmış.

Saygın seyahat dergisi Conde Nast Traveller tarafından 2001 yılı 'Altın Liste'sinde bulunan otel bu yeri hakediyor. Sun City'de bence en önemli aktivite hava şartları uygun olursa balon safari (geçen haftaki yazı konumdu, kaçıranlar için üzgünüm, pek güzel yazmıştım). Hava sıcaklığının 30 derece civarında olduğunu hatırlarsak havuzbaşını da unutmamak gerekir.

Her yarım saatte bir 1.8 metre yüksekliğinde suni dalgalar bembeyaz kumsala vuruyor. Kalabalığı çok sevmeyenler için sadece dalga zamanı enteresan bir görüntü. Her yeri Çinliler istila ettiği için ben de tercihimi sakin olan havuzbaşından yana kullandım.

Sun City içerisinde uluslararası turnuvalara evsahipliği yapan bir golf sahası ile çok iyi bir bakım ve spor kulübü bulunuyor. Koşu bantları, jakuzi, tropik meyvelerle dolu büfe ve tabii ki çok zengin bir masaj/bakım programının yapıldığı bölüm de var. Sun City'deki ikinci günümde sağnak yağmur olması nedeni ile burada bol vakit geçirdim. Hava yağmurlu ama sıcaklık yine 30 derecelerdeydi.

YEMEKLERİ DENİZDEN
Sun City içerisinde değişik mutfaklara ait restoranlar var ama yine en iyileri Palace Otel içinde bulunan uluslararası mönülü 'The Crystal Coourt' ve İtalyan restoranı 'Villa Del Palazzo'. Hotel Cascades'in altında bulunan deniz mahsulü mönülü Restoran Fishmonger'a giden ve meşaleler ile aydınlatılan yoldaki çiçek kokuları hâlâ burnumda ama yemeği hazmetme süresi on-oniki saat. Sadece bahçede dolaşmak da mümkün.

Sun City'deki son gece, yemekten sonra biraz eşya toplayayım derken ne olduğunu anlayamadığım gürültü ile koridora fırladım. Ön tarafa doğru, her tarafı açık koridorda ilerleyip Sun City'ye doğru bakınca gördüm, masalın son sayfası ordaydı. Aralıksız atılan havai fişekler gökyüzünde binlerce renk ve ışık seli olup Sun City'nin üstüne yağıyordu. 18 Şubat 2002 gecesi Çinliler Sun City'de kendi takvimlerine göre yılbaşını kutladı.

Sun City'ye ait gerçekler
* Sun City'nin yapımına Ağustos 1990'da başlandı ve Aralık 1992'de tamamlandı. Bu çapta bir projenin 28 ay gibi bir sürede tamamlanması neredeyse imkansız.

* Amerika, İngiltere ve Güney Afrika'dan şirketlerin oluşturduğu bir konsorsiyum tarafından planlandı ve uygulandı.

* Dekorasyonda kullanılan malzemenin yüzde 85'i Güney Afrika Cumhuriyeti'nden temin edildi.

* Palace Otel'in 70 metre yüksekliğindeki kulelerinin kubbelerine yerel sanatçılar tarafından hayvan figürleri işlendi.

* Palace Otel'in lobisinde bulunan 25 metre yüksekliğindeki kubbenin içine fantastik orman resmedildi. Michelangelo'nun ünlü 'Sistine Chapel' de kullandığı metot kullanıldı.

* Crystal Court restoranında bulunan kristal avize 3.5 ton ağırlığında. Amerika'da tasarlanmış, İtalya'da yapılmış.

Ayşe YAĞCI



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır