kapat
16.03.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Onu Türkiye tanıyor bir arabası bile yok!

Yaptığı kamera şakalarıyla "Meşhur Türkler" arasına terfi eden Çetin Çiftçioğlu dertli: İnsanlar şöhretime kanıp beni zengin sanıyor ve sokakta bile yardım istiyor. Oysa bir arabam dahi yok

En güzel şakalar Pazar günleri yapılır. İnsanlar kendilerini tatilde saydıkları için gerginlikleri yoktur. Kafaları boştur.

Garibanları, sesini çıkaramayacak insanları şakalarıma kurban ettiğimi söylüyorlar. Milletvekili şakaladık, e hadi onlar garibandı diyelim, Vedat Okyar, Ateş Ünal Erzen, Nurseli İdiz, İbrahim Erkal, Uygur kardeşler de gariban mıydı?

Şakaların yayınlanmasını istemeyenleri asla yayınlamam. Mesela, "Abi yayınlama, kan davam var" diyen birinin hayatı ile oynamam. Kamera şakalarıyla tanıdığımız Çetin Çiftçioğlu insana tam yaşını itiraf etmeyen erkeklerden, "50'de dondurdum yaşlanmayı, benim için 50 yaşındaki bir çocuk diyebilirsiniz" diyor, zaten 50 yaşında bir çocuğa benziyor... Televizyonculuk öncesine bir müzisyenlik kariyeri sığdırmış. Uzun yıllar dönemin tüm ünlü isimlerine davul çalmış. Televizyonculuğa 1992'de Saadettin Teksoy, Serpil Akıllıoğlu gibi arkadaşlarının referansıyla adım atıyor ve "Atış Serbest" adlı programla işe başlıyor. Bu meslekte çok çeşitli işler yapmış. Şampiyonlar Ligi yayınları sırasında, Galatasaray'ın iki maçını anlatacak kadar. Laf arasında belirttiği kadarıyla, "Şu sıralar daha çok at yarışı anlatması için teklif alsa da" belli ki aklı futbol spikerliğinde kalmış, ona maç anlattıracak yürekli spor müdürleri arıyor.

Kadere de inanıyor Çiftçioğlu, hayatta tesadüflerin önemine de... "Şakacı"lığa başlaması da böyle bir tesadüf eseri. Yıl 1994, bir gün Senkron TV'den Levent Altınay, "Şakalarla aran nasıl?" diye soruyor, Çetinoğlu eve gidip ertesi gün 25 küsur şaka önerisiyle gelince de "kamera şakaları uzmanlığı" kariyeri başlıyor. Berna Laçin'in sunduğu "Şakamatik"le başlayan bu ilk çalışma kesintisiz 160 hafta sürecek, Çiftçioğlu, yaklaşık üç yılın ardından, biraz da programın tavsaması üzerine "tekrar döneminin gelmesini" beklemek üzere işten çekilecektir.

AVRUPA BİLE İZLEDİ
İşte Kanal 7'nin teklifi tam bu dönemde, ufukta "maddi sıkıntılar" belirmişken geliyor. Çiftçioğlu Perşembe ve Pazar akşamları yayınlanacak "Şakacı" isimli programı kendi hazırlayıp kendi sunacaktır. Kanal 7'de yayınlanmaya başlayan program kısa sürede dikkatleri çekiyor. Çiftçioğlu'nun kamera şakaları o kadar beğeniliyor ki diğer kanallarda bile yayınlanmaya başlıyor. Özellikle spor basınına yaptığı "Olimpic Lyon" şakası sadece Türkiye'de değil Avrupa'da bile ilgi topluyor. Fransız takımı Olimpic Lyon'un Galatasaray ile yapacağı maç için İstanbul'a gelişini fırsat sayan Çiftçioğlu amatör kümeden Yeni Şafak futbol takımı ile anlaşıyor, futbolcuların arasına Sirkeci'den bulduğu iki Afrikalı'yı katıyor, Ulusoy'dan otobüs kiralayıp yönetici kılığına da çok iyi Fransızca konuşan bir arkadaşını sokuyor ve kendi de malzemeci kılığına girerek kafileye dahil oluyor. Kafile Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali'nde boy gösterince, spor basını mensupları bekledikleri Olimpic Lyon takımı geldi sanıyor ve yarım saat Çetin Çiftçioğlu'nun takımı ile röportaj yapıyor. Bu şakanın rahatlıkla "dünyanın en iyi yüz şakası" arasında yer alacağını söyleyen Çiftçioğlu'nu gerçekten de Fransız televizyonlarından bile arıyorlar, Olimpic Lyon'un başkanı da telefon edip tebrik ediyor.

DERS OLUYORUZ!
Çetin Çiftçioğlu, "Bu işin merkezi genel olarak benim, bir yazar kadromuz yok. Bazen izleyicilerimiz telefonla arayarak ya da e-mail'le kendi düşündükleri şakaları anlatıyorlar. O zaman şakayı akıl eden kişinin ismini anons ediyoruz" diye anlatıyor çalışma yöntemini.

"Halkın anladığı tarzda" şakalar yazdığını, o yüzden de izleyici yelpazelerinin çok geniş olduğunu belirten Çiftçioğlu, "Ama en çok çocuklar sayesinde tanındık" diyor. Gerçekten de çocukların "Şakacı"ya ilgisi uluslararası alana taşmış bulunuyor; öyle ki, Hollanda ve Kazakistan'da Pazar akşamları yayınları kasete alınıp, Pazartesileri okullarda gösteriliyor. Şakacı'nın etki alanı geniş. Çiftçioğlu, Vakko'nun seminerlerde kullanmak üzere kendilerinden şaka kaseti istemesini örnek veriyor.

"Şakacı" programıyla birlikte Çetin Çiftçioğlu "Meşhur Türkler" arasına terfi etmiş bulunuyor. Neredeyse sokakta yürüyemeyecek kadar çok tanınıyor. "Peki bu kadar insan sizi şaka yaparken nasıl tanıyamıyor" diye sorduğumda, bunun açıklamasını kendisinin de bilmediğini söylüyor. "Belki insanlar bir şeyler seziyor ama ben onların düşünmesine izin vermediğim için şaka yapıldığını ancak bittiğinde anlıyorlar" diyor ve ekliyor: "Bir de, evvelden anladıkları zaman, 'Şaka yapıyor' diye bağırırlardı, şimdi anladıkları zaman bile bozmuyorlar. 'Devam et abi çok iyi' diyorlar."

Çetin Çiftçioğlu'na "Şakacı"nın büyük başarısının ardından stand-up teklifleri gelmeye başlamış. Önümüzdeki sonbaharda bir firma Çiftçioğlu'nu Anadolu turnesine çıkarmak istiyor. "Şakacı" bu turnede hem şakalarını oynatacak hem de konuşarak şakalarının perde arkasını anlatacak.

Dilek SANCILI



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır