Sahalarımızda maç değil, artık kavgalar yaşanıyor. Futbolcular birbirine acımadan sanki sakatlamak için giriyor. Peki bu oyuncuları birbirine kim kırdırıyor? Önce yöneticiler, sonrasında da televizyondaki hakem yorumcuları.
Geçen haftayı bir düşünün. Spor sayfalarında tv'deki yorumlarda hep konuşulan Federasyon, MHK ve hakemler... Eleştiriler seviyesiz.. Hedef gösteren yöneticiler hakemlerin sahadaki tavırlarına söylemediklerini bırakmıyorlar. Amaç ne? Hakemleri etkileyip kendi takımlarına avantaj sağlayabilmek. Hal böyle olunca hakemler de büyük oranda etkileniyor. Futbolcuyu eleştirirken, "Kendine güveni yok bu nedenle kötü oynuyor" diyoruz da hakem için niye aynı şeyleri düşünmüyoruz.
Ben bizim hakemlerin yerinde olsam maçları boykot eder sahaya çıkmam. Artık herkes haddini aştı. Bu ülkede yalnız hakemi suçlamak yersiz ve yanlış. Ünsal Çimen temposu yüksek iyi mücadele olan maçı bence en az hatayla bitirdi.
Malatya ve Ziya Doğan'ı kutluyorum. Çıkışları boşuna değildi. Taş gibi bir takım. Çok da iyi mücadele ettiler.
Asıl sorun G.Saray. Amaçsız ne yaptığını bilmeyen telaşlı ve aceleci bir futbol oynadılar. Lucescu diyor ki "Oyunu yönlendirecek bir futbolcuya ihtiyacım var" Yok hoca yanlış düşünüyorsun. Önce forvetlerine ceza alanında nerede duracağını öğret. Kanattan az da olsa gelen toplarda Berkant ile Murat yanyana duruyor. Neden biri ön direkte, diğeri arka direkte değil? Son vuruşlarda beceriksizlik niye? Bunları çöz? Rakipler genelde düşme potasında. Canlarıyla, yürekleriyle defans yaparak mücadele ediyorlar. Senin takımın ne yapıyor. Sanki o duvarı delip geçecek! Kapalı defanslara karşı nasıl oynanacağını bilmiyor musun?
Ama görülüyorki ya sen beceremiyorsun ya da oyuncun. Çünkü takımın fizik gücü yeterince iyi. Tek sorun organize olup takım gibi mücadele etmemeleri. Sahadaki herşey kopuk. Büyük oranda iletişim eksikliği var.