kapat
18.11.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 HYDEPARK
 ANKETLER
 SİNEMA
 SANAT
 KİTAP
 MÜZİK
 TARİH
 GURME
 GEZİ
 OTOMOBİL
 YAT&TEKNE
 HIGH-TECH
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Faydalı Bilgiler Ansiklopedisi

Kitap açacağı...
Otuz-kırk yıl öncenin kitaplarını hatırlayan var mı?
Remzi Kitabevi'nin, Varlık Yayınları'nın, Altın Kitaplar'ın yayınlarını?

Sırtı dikişli, şömiz ciltli, gömleği altın yaldızlı kitapları?
O zamanlar kitapların bir kokusu vardı.

Mesela Panait Istrati'nin kitapları Romanya bozkırları kokardı,
Gorki'ninkiler Rusya stepleri...

Steinbeck'in romanları deniz kokardı, Hemingway'ınkiler dağ...
İlkgençliğimde kapağı cicili bicili romanlara pek yüz vermedim.

İçleri de dış yüzleri gibi fazla boyalı olduğundan belki...

Bir de bu tür kitaplar, hemen sayfalarını açarlardı önünüze. Bu yüzden de kitabı elinize aldığınızda size bir "merasim" imkânı bırakmazlardı. Bir çizgi filmin kareleri misali sayfaları uçup giderdi gözünüzün önünden...

Oysa sırtı dikişli, sayfalarının üst ve sağ yanları kapalı kitaplar hem bedenen, hem ruhen bir giz taşırlardı.

İşte bu gizin de anahtarı kitap açacağı idi.
Okumaya başladığınız kitabı, o "açacak" ile sayfa sayfa açardınız.
O "açacak" kitapla çıkacağınız yolculuğunuzun feneri idi.
Onunla açılırdı maceraların gizemli kapıları...
Kimi bakırdandı açacaklar, kimi şimşirden...
Kimi bir hançeri andırırdı, kimi ucu eğri bir palayı...
Şimdinin kitapları Amerikan tutkalı ile sırtlarından raptedildiğinden beri, açacaklar da tarihe karıştı.

Çalışma masalarında kimileri süs olarak dursa da, yüzlerine pek bakılmaz oldu.

Çünkü artık işlevleri bitmişti.
Üniversiteli yıllarımda tanıdığım kitap kurdu bir arkadaşım vardı.
Alacağı kitabın sayfalarını tek tek kontrol ederdi, eksik gedik var mı diye...

Nedenini sormuştum bir gün.

"Eskiden" demişti, "kitaplar forma forma katlanır, öyle ciltlenirdi.
Ben de formaları kontrol ederdim. Şimdi ise bu Amerikan cildi çıkalı beri, belki yine kitaplar formalar halinde dizilip basılıyor ama, aradan bir-iki sayfanın zayi olmaması ne mümkün?"

Yine eskiden çantasında küçük bir çakı niyetine kitap açacağı taşırmış, şimdi onu da hatıralarının mahzeninde saklar olmuş...

Şimdi düşünüyorum da o zamanın kitapları anlattıklarının kokusu kadar, kitap açacaklarının losyonunu da taşıyorlardı herhalde.

Yoksa sayfaları uçlarından kestiğinizde o kâğıt kokusu nereden geliyordu?

Okumak, o zamanlar bir macera labirentinde dolaşmak gibiydi bu yüzden de...

Bu yüzden de hâlâ bir kitabı okumaya hazırlanırken son sayfasına bakmaya çekiniyorum.

Kitap açacağı, buna asla izin vermezdi çünkü...

Günümüzün hızla zembereğinden boşalan kitap okuma alışkanlığına boş vermişlikte "kitap açacakları"nın önemli bir işlevi olduğunu düşünüyorum.

Açacaklar da tarihe karıştı, kitapların macera kokusuyla birlikte çünkü...

BİR TİYATRO

Tiyatro Anadolu
Eskişehir'de bulunan T.C. Anadolu Üniversitesi, 14 kasım Çarşamba günü, Yunusemre Kampusü'nde Rektör Prof.Dr. Engin Ataç'ın konuşmasıyla "Çağdaş Sanatlar Müzesi"nin açılışını yaptı.

Aynı gün Anadolu Üniversitesi Tiyatro Topluluğu "Tiyatro Anadolu", Haldun Taner'in yazdığı, müziklerini Yalçın Tura'nın bestelediği, yönetmenliğini Levent Dönmez'in üstlendiği "Keşanlı Ali Destanı" adlı müzikal oyunun galası da Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi Büyük Salon'da gerçekleşti.

Anadolu'da, Eskişehir'de bir meşale yanıyor, ateşini çağdaş sanatlar müzesi ile tiyatrosundan alan...

Bu ateşi yakanlara ne mutlu...

İKİ MISRA
Gizli oklarla vurulmuş denize
Denize bir kanat olmuş kıyılar...

MEHMET BEHÇET YAZAR



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

  Kasko sigortanıza en uygun  
 rakamı ödediğinizden emin  misiniz?
Evet
Hayır
Bilmiyorum
Kaskom yok
Arabam yok
   
HAFTANIN SOYLEŞİSİ
Nuriye Akman'ın bu haftaki söyleşisi için tıklayınız

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır