Fıkrayı duymuşsunuzdur... Esmer kadın, "Kızımın yatağının altında
bira kutusu buldum; içki içtiğini bilmiyordum" der. Kızıl saçlı kadın
lafa girer: "Kızımın yatağının altında izmaritler buldum; sigara
içtiğini bilmiyordum..." Bunları işiten sarışın kadın atılır: "Ben de
geçen gün kızımın yatağının altında prezervatif buldum; pipisi
olduğunu bilmiyordum."
Bu fıkra tahmin edeceğiniz gibi ABD kökenli. Zaten internette
'sarışın' kelimesini ararsanız, karşınıza, içinde sayısız aptal
sarışın esprisi olan yüzlerce site çıkıyor. Öküzce espirilerin
yanında elbette inciler de var. "Aptal sarışın esprilerinin kaç
tanesi uydurma?.. Hiçbiri: Anlatılanların hepsi gerçek."
Neyse... Dediğim gibi bunların ezici çoğunluğu ABD kökenli.
Türkiye'de ise aptal sarışın espirisi yoktur. 'Sarışının adı var,
esmerin tadı var'ın dışında sık kullanılan bir söz de hatırlamıyorum.
Yani bizim kültürümüzde sarışınlar, ABD'deki gibi aşağılanmıyor.
Tabii ilk bakışta...
Ancak tuhaf bir durum söz konusu: Bir düşünün; kaç 'sarışın entel
kadın' tanıyorsunuz? (Burada 'entel'i küçümsemek için değil;
entelektüel, aydın ve akademisyenlerin hepsini kapsayan kısa bir
kelime olarak kullanıyorum.)
Bu çok tuhaf bir durum. Birçok kentli kadın saçını sarıya boyarken;
onlarla aynı yaşta olan enteller bundan acayip korkuyor. Estetik
ameliyattan makyajına, kadınlara has süslenme, güzelleşme
tekniklerini uyguluyorlar da, iş sarı saça gelince duruyorlar.
Bir arkadaşım, "Sözlerinin ciddiye alınmamasından çekiniyorlar,
esmerlik ise sertliği çağrıştırıyor" dedi. Evet, ben de biliyorum
böyle kaygıları olduğunu. İyi de onca bimbo fıkrasının üretildiği
ABD'de yaşayan entele kadınların çekinmesini anlarım da... Kültüründe
aptallık ile sarışınlığı bir araya getiren hemen hiçbir öge olmayan
Türkiye'de niye çekinilir; işte bunu anlamak kolay değil. Eğer
saçları sarı olsaydı; Nilüfer Göle'yi, Gülay Göktürk'ü, Nuray Mert'i,
Ayşe Düzkan'ı, Türkan Saylan'ı, Perihan Mağden'i, Beyza Bilgin'i daha
mı az önemseyecektik? Sanmıyorum.
İtirazları duyar gibiyim: "Bizde sarışınlık aptallıkla değil, belki
de daha vahim bir şeyle; yani ahlaken hafif olmakla
özdeşleştiriliyor." Doğru da, peki saçını sarıya boyayan onca kadın
çekinmiyor da 'hafif' görünmekten, neden enteller çekiniyor o halde?
İşin eğlenceli yanı... O entel kadınlara, "Saçın niye siyah (ya da
kahve, kızıl)" diye sorsanız. Yüzde doksanı, "Bu benim özgür seçimim"
diyecektir. Bu ne biçim özgür seçimse!.. Eğer gerçekten özgür
seçimler yapsalardı, aralarında birçok sarışın olurdu. Değil mi?
Bu yazıyı bir deneme olarak yazdım. Söyleyeceğim daha çok şey var.
Eğer siz de bu konuyu açmak istiyorsanız, e-posta numaram yukarıda
yazılı. Tartışalım.