kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
21 Şubat 2009, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Hüma Utku altı minik yavrunun ihtiyaçlarını şimdiye dek tek başına karşılamış.

Altı minik köpek için yardım çağrısı

NESLİHAN TUNÇ
20.02.2009
Arya, Pino, Kuki, Robin, Hera ve Zeyna genç bir hayvansever olan Hüma Utku'nun bir barınakta çok kötü durumda bulup, tedavi ettirmek ve sahiplendirmek amacıyla bakımlarını üstlendiği altı minik yavru. Barınaktan birlikte kurtuldukları yedi kardeşleri ölmesine rağmen, onlar hayatta kalmak için direniyor ve yeni sahiplerini bekliyor..
Hüma Utku, Bilgi Üniversitesi Psikoloji bölümü dördüncü sınıf öğrencisi ama onu bu sayfalara konuk eden şey elbette eğitimi değil, hayvanlara duyduğu karşılıksız sevgi. Kendini bildiğinden beri hep bir evcil hayvanı olmuş, en son köpeği ise 2007'de eve gelmiş. Zaman zaman barınakları ziyaret eden Hüma geçtiğimiz cuma günü bir arkadaşının köpek sahiplenmek istemesi nedeniyle, Hasdal Rehabilitasyon Merkezi'ne gitmiş. Hayvanları kısırlaştırıp, aşılayıp sokağa bırakmak amacıyla kurulan bu merkeze gitmelerinin nedeni de dışarı salınacak bir hayvanı sokaktan kurtarmak. Sonrasını ondan dinleyelim: "Sırayla gezerken, bebeklerin kısmına geldik, durumları o kadar kötüydü ki, gözlerimize inanamadık. Yer mermerdi, içeridekiler de dışarıdakiler de donuyordu. Yağmur yağıyordu ve 20-25 yavru vardı, bazıları süt bebeğiydi, bazıları ise biraz daha büyüktü. Aşırı üşümüşlerdi ve hepsi çok ağlıyordu, 'beni kurtar' diye bakıyorlardı gözlerimize. Kendilerini sevdirmek için kafalarını tellerden çıkarmaya çalışıyorlardı. Üşüdüğü için, mermere ayağı değmesin diye kabın üstündeki mamanın içine oturanlar bile vardı." Bundan evvel de birkaç barınağa gitmiş ama böylesine ilk kez tanık olduğunu anlatıyor, dayanamayıp ağlamaya başladığını da itiraf ediyor Utku. Arkadaşının bir yavruyu beğenmesinden sonra eve dönmüşler, ancak Utku bütün gece sabaha kadar düşündükten sonra "Bir şey yapmalıyım," demiş ve büyük bir kararlılıkla bahçeli bir kliniğe sahip aile veterinerine de duyduğu güvenle, tekrar Hasdal'ın yolunu tutmuş: "En kötü durumda olan 13 tanesini aldım ve Baltalimanı'ndaki veteriner kliniğine getirdim." Yavrulardan uyuz olan iki tanesinin tedavisine hemen başlamışlar: "Bir tane kurt yavrusu vardı, ölmüş sanılarak çıkarılmıştı kafesten. Orada kalsa yüzde 100 ölecekti, biz şans verelim istedik ama kurtaramadık. Diğer ölen yavrular ise gençlik hastalığına yakalanmıştı ve bünyeleri çok zayıftı." Zaten aralarında birkaç tane yavrunun da ölü olduğunu ve oradaki görevlilerin bunun farkında bile olmadığını, kafese ellerini uzattıklarında "Aaa bu da ölmüş," diye kendileriyle birlikte şaşırdıklarını anlatıyor. Yavruların hepsinin ıslak, kirli, idrar ve dışkı içinde olduğunu, hemen hepsinin kanlı ishale yakalandığını söylerken hâlâ dudakları titriyordu.

TEDAVİ İŞE YARIYOR
Utku'nun Baltalimanı'na getirdiği 13 yavrudan yedisi hayatını kaybetmiş, altısının ise tedavileri sürüyor ve hepsi giderek sağlıklarına kavuşuyor. Öksürdüğü için biraz esprili bir bakışla Arya adını verdikleri Pitbull yavrusunun sadece öksürük probleminin kaldığını ama aralarında en iyi durumda olanın o olduğunu söylüyor. Yavrulardan Pino adlı en oyunbazı ise, barınak koşullarında uyuza yakalanmış ama onda da tedavi işe yaramış olmalı ki, hemencecik tüyleri çıkmaya başlamış. Tedavi Kuki, Robin, Hera ve Zeyna adını verdiği diğer miniklerin de bağışıklık sistemini yükseltmiş, o yüzden hastalık onlara şimdilik bulaşmamış durumda. Hüma Utku 'bebekler' dediği yavrular için öncelikli olarak üç şeye ihtiyaç duyduklarını söylüyor: "Birinci amacımız, en azından geçici olarak sahiplendirmek. Hayvanseverlerin yavrulara en azından evlerini bir-iki aylığına açmalarını ve bu süre içinde tedavilerini de üstlenmelerini istiyorum. Çünkü birinde olan hastalık diğerlerine de sıçrayabilir." Utku'nun gönlünden asıl geçen ise kalıcı sahiplendirme: "Bu bebeklerin onları hep sevecek ve hep yanında olacak insanlara ihtiyaçları var. Türkiye'de ne yazık ki pet shoplardan ya da çiftleştirerek hayvan edinme kültürü yaygın. Aslında sorunun nedeni de bu. Eğer insanlar kendi köpeklerini çiftleştirmeseler, kısırlaştırsalar ve barınaklardan hayvan edinseler bu sorunlar büyük oranda ortadan kalkacak." İnsanların sokakta yaşayan hayvanlara karşı önyargılı olduğunu, "Cins değil, sadık değil," gibi düşüncelerin olduğunu söyleyen Utku, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Halbuki gördünüz, hepsi çok güzel, hepsi sevgi istiyor, hepsinin zekâsı aynı, hepsinin kalbi aynı." Yurtdışında birçok ailenin sokak hayvanlarını sahiplendiğini anımsatan Utku, üçüncü olarak yardımseverlerin maddi katkılarına ihtiyaç duyduklarını anlatıyor: "Yavruların bu hale getirilmesi için hakikaten çok masraf yapıldı, çok para harcandı. Aksi takdirde barınağa geri dönme gibi bir riskleri var!" Yavruların geçici olarak bakımını ve tedavisini üstlenen Veteriner Hekim Aslı U. Ilıkkan da Hüma Utku'ya katılıyor ve şunları söylüyor: "Öncelikle sağlıklı olan yavruları sahiplendirsek, ben hasta olanların tedavisini sürdürmeye hazırım." Bu altı minik yavruyu sahiplenmek ya da onlara katkıda bulunmak istiyorsanız Baltalimanı Veteriner Kliniği'nin (0212) 323 60 63- 64 no'lu telefonlarına başvurabilirsiniz.
Haberin fotoğrafları