kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
16 Ocak 2009, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Magazin Sağlık Televizyon Yazarlar Kültür Sanat
 
24 Saat
24 Saat
En son 'İpsiz Recep'te oynayan Kamil Güler, geçtiğimiz günlerde, çekimlerine yeni başlanan ve CIA Miami tarzında bir dizi olacak olan MAT'a (Marmara Adli Tıp) transfer oldu!

Kendi krallığında kralını tanımayan bir ekibiz!

EYLEM BİLGİÇ
15.01.2009
'Devlet Tiyatrosu var, Şehir Tiyatrosu var, Halk Tiyatrosu var; Kraliyet Tiyatrosu neden olmasın?' diyerek 'İstanbul Kraliyet Tiyatrosu'nu kuran grubun CEO'su Kamil Güler: Tabii hiçbirimizin kökeninde krallığa ait bir done yok, olamaz da! Mesela ben Adana'nın pamuk tarlalarında büyüdüm.....
Barlarda oynadığı 'Hastasıyız' adlı ilk oyunuyla herkesin ilgisini çeken İstanbul Kraliyet Tiyatrosu, son dönemin en başarılı tiyatro gruplarından biri. Bu grupta kimler yok ki... 'Elveda Rumeli'nin Namık'ı Caner Özyurtlu, 'Yaprak Dökümü'nün Tahsin'i Ahmet Saraçoğlu ve daha pek çok başarılı genç oyuncu... Gariptir ama tiyatronun bir de CEO'su var; Kamil Güler. Gerçi o kendi kendini CEO ilan etmiş ama, olsun! 'Kraliyet'in CEO'su Kamil Güler; tiyatro CEO'luğunu, CEO olma hikayesini ve neden ekiplerinde kadın oyunculara yer vermediklerini anlattı. Bir de herkesin çok güldüğü 'Hastasıyız'ın şubatta DVD olarak yayınlanacağı müjdesini verdi. Buyurun okuyun...

* Bir tiyatronun CEO'su olduğunu ilk defa duyuyoruz. Tiyatro CEO'su ne yapar? Diğer CEO'lardan farkı nedir, kraliyete CEO yakışır mı?
Ne kadar işe yaradığını bilseydiniz, 'neden diğer tiyatrolarda yok' diye sorardınız... Elbette tiyatro CEO'luğu bildiğimiz şirket CEO'luğundan farklı. Ben her işe bakıyorum. Oyunun pazarlanması, turne ve mekan anlaşmaları ve reklam görüşmelerinden tutun, dekoruna ve teknik problemlerine kadar her şeye çözüm buluyorum. Bu nedenle, yazarlar sadece kendi işleriyle, oyuncular sadece performanslarıyla ilgilenebiliyor, zottiri problemlerle de ben uğraşıyorum. Ama çok şahane bir adım var. Kraliyete CEO yakışır mı? Zaten CEO kraliyete yakışır. Bizim kraliyete yaklaşımımız neyse, CEO'luğa da odur. Her ikisinin isimlendirmesinde aynı hiciv var, hepsi bu.

HALK VARSA KRALİYET DE OLSUN!
* Peki neden 'kraliyet'?
Bazen insanlar yaptıkları işi çok 'ulu'yorlar, çok başka bir yere koyuyorlar. Biz aslında işimizi iyi yapmakla, iyi insan olmakla; yaptığımız işi yüceltmenin arasına biraz sınır koymak istedik. Yapılan işi yüceltmek, o işin çok kutsal, çok ulu olduğunu göstermez. Bu yüzden de isim aramaya başladığımızda; İstanbul Devlet Tiyatrosu var, Şehir Tiyatrosu var, Halk Tiyatrosu var; neden kraliyet olmasın diye düşündük. Tabii hiçbirimizin kökeninde krallığa ait bir done yok, olamaz da! Mesela ben Adana'da, pamuk tarlalarının arasında büyüdüm. Yani tamamen mizahi bir yorumdur aslında 'kraliyet' tiyatrosu. Zaten tiyatromuzun ismini duyunca insanların dudaklarında bir gülümseme oluşuyor.

* Ama tiyatronuzun ismini duyunca insan Shakespear'vari ciddi oyunlar izleyeceğini zannediyor...
'Nerede oynuyorsunuz?' dendiği zaman 'Barda' diyoruz çok gülüyorlar. O zaman o önyargı da kırılıyor. Bir de oynayanları gördükleri zaman klasik oyunlar olmadığını anlıyorlar.

* Peki demokratik yollarla mı CEO seçildiniz?
Hayır, tamamen ben kendi kendimi CEO ilan ettim! Birilerinin toparlaması, anlaşma yapması, oyuncuların oyun oynaması, yönetmenin yönetmesi, yazarın yazmasına imkan sağlayacak bir organizasyona girmesi lazımdı. Normalde ben de oynuyordum ama kendimi kenara çekip, bunları yapmak istedim. Çünkü sabah erken kalkan, kendine iyi bakan ve düzenli bir hayatı olan, disiplinli bir adamın bu işi üstlenmesi gerekiyordu.

* Gruptaki en disiplinli kişi siz misiniz yani?
Evet, en disiplinlileri benim. Erken yatar, erken kalkarım, iki yumurtayı sütle çırparım!

* Peki hiç kimse size başkaldır mıyor mu?
Yok, yapamazlar; onun için alternatif göstermeleri lazım. Alternatifleri yoktu yani, ellerindeki en iyi şey bendim.

DEVLET DESTEK İSTEMESİN DE!
* İlginç bir oyuncu profiline sahipsiniz. Nasıl biraraya geldiniz?
Kendi krallığında, kendi kurallarını koymuş, kralını tanımayan bir takım bu. Öncelikle, eğleniyoruz. Yazarlar eğlenerek yazıyor, biz onu eğlenerek okuyoruz, sonra da oyuncular eğlenerek oynuyorlar. Ve sonuçta bu eğlence katlanarak büyüyor. Bir iş nedeniyle toparlanan insanlardan oluşmuyor bu takım. Zaten birarada olmayı seven arkadaşların, birlikte çalışmaya karar vermesiyle ortaya çıktı bu tiyatro. Başarısının önemli bir nedeni budur bence.

* Devlet kraliyeti destekliyor mu?
Devlet kraliyetten bir destek istemesin de! Yoksa kraliyetin hiçbir talebi yok bu konuda. Zaten böyle bir şey olmaz. Bir tiyatroyu, devlet destekleyemez. Eğer desteklerse, siz devleti nasıl eleştirebilirsiniz? Evet, biz şu anda bunu yapmıyoruz ama bir tiyatronun yarın öbür gün ne yapacağı, nasıl bir konu seçeceği, neye parmak basacağı belli olmaz. Özgür olması çok önemlidir. Tiyatro, kendi başarısıyla kendini büyütür ve besler. İstanbul Kraliyet Tiyatrosu da bunu yapıyor.

* Oyunlarınızı neden yemeli içmeli ortamlarda oynuyorsunuz?
Bu, bizim tiyatronun önemli farklarından biri. Ne yapıyor biliyor musunuz? Öncelikle, oyuncular ve yazarlar dahil, hepimizin egosunu bir güzel çalkalıyor. Yani, o çıt çıkarmadan tiyatro izleme ilkesini, o yüceltme ve kutsama alışkanlığını, sanata saygı tabusunu kırıyor. Yani adam niye meşrubatını içerken ve kuruyemişini yerken izleyemesin ki bir oyunu?

FINDIK FISTIK ATAN OLMADI
* Peki oyunu bar gibi olağanın dışında bir ortamda oynamak nasıl bir şey?
Şu ana kadar hiçbir seyircinin sahneye fındık fıstık attığını görmedik. İzleyici daha keyifli, daha güzel ağırlanıyor, daha özgür oluyor. Çok büyük bir dikkatle izlenmesi gereken oyunlar için uygun olmayabilir bu sistem. Ama bizimki gibi ardı arkası kesilmeyen esprilerle dolu, eğlenceli bir oyun barda çok güzel gidiyor. Kısmen bu sene tiyatro sahnesine geçeceğiz ama yine mümkün olduğunca çok seyirciye ulaşabilmemiz için sahne şartı koşmuyoruz. Yani Kraliyet oyunlarını, her yerde oynayabilecek şekilde tasarlamaya özen gösteriyor. Ama şubatta başlayacak olan yeni oyunumuz Denizaltında 6 Tahammülfersa' için Ferhan Şensoy Tiyatrosu'yla anlaştık.
Haberin fotoğrafları