kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
13 Ocak 2009, Salı
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
EMRE AKÖZ

Acemiler için Ergenekon

Özel harekâtçı İbrahim Şahin'in tutuklanmasıyla birlikte Susurluk da gündeme girdi. Susurluk neydi, Ergenekon nedir? Bildiklerimizi temize çekmeye çalışalım:
Ergenekon'u 3 safhaya ayırabiliriz:
1) Solcuların 1970'lerde Kontrgerilla adını verdiği örgütlenme Ergenekon'un birinci aşamasıydı. NATO vasıtasıyla ABD tarafından kurulmuştu.
"Amacımız Sovyet işgaline karşı yeraltı mücadelesi yapmak" denmişti ama asıl hedef Avrupa ülkelerinde ve bu arada Türkiye'de, sol kesimi ezmek ya da en azından etkisiz kılmaktı.
1977'deki 1 Mayıs katliamı ve CHP Başkanı Ecevit'e suikast ile Anadolu'da Alevi-Sünni çatışması çıkarma çabası, Ergenekon1'in eylemleriydi.
Ergenekon1'in ideolojisi, ABD-Batı yanlısı bir milliyetçilik ve keskin bir komünizm karşıtlığıydı.
2) Sovyetler Birliği'nin 1991'de dağılmasıyla, kısaca Gladio dediğimiz bu yapılanmaya son verildi. Yani ABD ve NATO ellerini bu örgütlerden çekti. Birçok ülkede yeraltı orduları tasfiye edildi.
Türkiye'de ise aynı tarihlerde Kürt sorunu ve PKK vardı. Silahlı Kuvvetler'in denetimindeki Ergenekon1 örgütlenmesi tasfiye edilmeyerek, Güneydoğu sorununa karşı kullanıldı. İşin içine polisler, siyasetçiler, aşiretçiler, mafyacılar da dahil edildi.
Artık Ergenekon2 aşamasına geçilmişti.
PKK'ya yardım ettikleri gerekçesiyle Kürt işadamları yargısız infazla öldürüldü. Onların yönettiği uyuşturucu trafiğinin bir bölümüne Ergenekon2'ciler hâkim oldu.
Ergenekon2'nin varlığını kamuoyu Kasım 1996'daki Susurluk kazası ile öğrendi. Polis, siyasetçi-aşiretçi ve mafyacı aynı otomobildeydi!
Ergenekon2'ye, Susurluk adını verdik.
Susurluk ideoloji olarak ulusçu ve şovendi. Komünizm karşılığının yerini artık Kürt karşıtlığı almıştı. Demokrasi ve insan hakları ile dalga geçiliyordu.
İttihatçılık hortlamıştı.
Kanun dışı operasyonlar, Cumhurbaşkanı Demirel'in "Devlet bazen rutin dışına çıkar" ve Başbakan Çiller'in "Bu vatan için kurşun atan da, kurşun yiyen de şereflidir" sözleriyle meşrulaştırıldı.
3) PKK'nın başı Abdullah Öcalan'ın 1999'da Türkiye'ye teslim edilmesiyle birlikte Ergenekon2'nin işlevi hemen hemen bitmişti.
Fakat elde gıllıgışlı işlere meraklı bir kadro ve eskiden kalma silahlar vardı.
1999'dan sonra yeniden yapılanmaya gidildi. 2002'de AKP'nin iktidar olmasıyla Ergenekon3 harekete geçti.
Bu son Ergenekon'un ideolojisi Kemalizm artı Avrasyacılıktı. Yani: ABD ve Avrupa Birliği karşıtlığı, laikçilik, ulusalcılık, küreselleşme düşmanlığı, Rusya-Çin eksenine sempati, vb.
Ergenekon3'ün en önemli özelliği kadro çeşitlenmesi oldu. AKP karşıtlığı temelinde bir siyasi hareket örgütlendi.
Yapılanmaya işadamları, üniversite öğretim üyeleri, medyacılar, solcular da dahil edildi.
Bu arada AB süreci ve küreselleşme, TSK'de fay hatları oluşturmuştu.
Ergenekon1 (Kontrgerilla) ve Ergenekon2 (Susurluk) devletin (ki merkezi ordudur!) tam denetimindeydi.
Ergenekon3 ise eski ekol emekli generallerin ve TSK'nin bir kısmının (darbe heveslisi otoriter zihniyetin) uzantısı oldu. Hem mutabakat sağlanamadığı, hem de ABD ve AB karşı olduğu için darbe yapılamadı.
Ve geldik 10 puanlık soruya:
Tamam devam mı?