kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
10 Ocak 2009, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Magazin Sağlık Televizyon Yazarlar Kültür Sanat
 
24 Saat
24 Saat

Türk hastalar kanser tedavisinde daha başarılı

ESRA TÜZÜN
ESRA TÜZÜN
05.01.2009
Prof. Dr. Erkan Topuz yaradana inancı olan kanser hastalarının tedavide çok daha başarılı sonuçlar elde ettiklerini anlattı: Türk hastalar çok şanslı, çünkü yaratana ve doktora inanıyorlar..
Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Kanser Hastanesi Onkoloji Direktörü Prof. Dr. Erkan Topuz, kanser hastalığıyla savaş konusunda hastalara ve ailelere, uygulayabilecekleri teknikler önerdi:

İnancı olan uzun yaşar
Kanser hastası karşımıza geldiğinde, bu kanserin ömrü şu kadardır diyemeyiz. Ümidini yitirmiş bir şekilde gelen hastalarımıza, bir ortalama vardır onu gösteririz. Diyelim ki hastaların yüzde 75-80'i birinci yıl yaşıyor. Bazı tip tümörlerde yüzde 60'ı iki yıl yaşıyor, yüzde 20'sinin ise hayatı kurtuluyor. Ümitsiz gelen hastalara, 'Sen neden bu yüzde 20 arasına girmeyesin. Gayret edersen sen de başarabilirsin' diyoruz. Hiç kimse, bir hastanın ömrünü tespit edemez. Bunlar ancak istatistik kaba tahminlerdir. Bazı hasta 10 yıl, bazı hasta 6 ay yaşar. Bu rakam, kemoterapiye verdiği cevaba, hastanın inancına, beslenmesine ve doktoruna inanmasına göre değişir. İnancı olanlar daha uzun yaşar. Kanserle savaşta; yaradana inanç, doktora inanç ve aile bağı birleştiği zaman, hastaların uzun yaşama ya da hastalığı yenme şansı daha yüksektir. Türk hastalar ve benim hastalarım daha şanslı; çünkü saydığım bu üç inanca sahiptirler.

Üç ay ömrün var!
Türk hastalara 'üç ay ömrün var' dersek hasta 15 günde ölür! Yakınlarına bütün gerçek anlatılmalı ama hastaya mutlaka psikolojik destek sağlanmalı. Psikolojik destek, eğer doktor veremiyorsa, bir psikiyatrist tarafından verilmeli. Ama şunu unutmayın; iyi bir onkolog, aynı zamanda iyi bir psikolog olmalı! Kemoterapiye kadar hastaya verilecek moral, hastalıkla mücadeleyi hızlandıran en önemli faktörlerin başında gelir.

Stres kansere davettir

Yirmi yıl evveline kadar hastalar, 'stres yaşadım, büyük üzüntü geçirdim, iflas ettim' der ve o nedenle hastalandığından bahsederdi. Biz bunlara inanmazdık. Ama son zamanda yapılan çalışmalar gösterdi ki; psikolojik olarak hastanın güçlü olması, bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Bağışıklık sistemi de savaşçı hücrelerin arttığını gösteriyor. Büyük şoklar, vücudun bağışıklık sistemini çökertiyor. Bu tip hastalıklara davetiye çıkarıyor. Bu yüzden hastalara daima pozitif düşünmeleri ve hastalara enerji verilmesi öneriliyor. Doktorların; ilaç vermenin yanında, hastanın sırtını sıvazlayıp, ümit dolu mesajlar vermesi de tedavide olumlu sonuçlar sağlıyor.

Kanserle savaşın üç yolu:

* Yaradana inanç
* Doktora inanç
* Aile bağı
Haberin fotoğrafları