kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
8 Ocak 2009, Perşembe
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

"Hukuk devleti adına endişeliyiz"

Giriş Saati : 08.01.2009 14:07
Güncelleme : 08.01.2009 20:15
Yeni Haber
İstanbul Barosu Başkanı Muammer Aydın, Ergenekon'un 10. dalgası kapsamında dün gerçekleştirilen gözaltı ve aramalarla ilgili olarak "Devletin sorumluluk dönemlerinde ülkenin bölünmez bütünlüğü, laik düzen konusundaki duyarlılıkları nedeniyle, bu kişilerden öç alma şeklinde süren soruşturma, hukuk devleti adına bizi endişeye sevk etmektedir" dedi.

İstanbul Barosu Başkanı Aydın, bir suç oluşumuna yönelik olduğu iddiasıyla başlatılan soruşturmanın, bir türlü bitirilemeyen, ucu açık gözaltılar ve tutuklamalarla devam ettiğini kaydederek " 7 Ocak 2009 tarihinde gerçekleştirilen ve halen sürmekte olan arama ve gözaltıların Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, MGK, YÖK, Türk Silahlı Kuvvetleri gibi Anayasal organların en üst noktalarında görev yapmış kişilere yönelik olması dikkat çekicidir" diye konuştu.

"HERKESİN HUKUKA İHTİYACI VAR"

İstanbul Barosu Başkanı Muammer Aydın Ergenekon soruşturması kapsamında gerçekleştirilen gözaltılarla ilgili olarak düzenlediği basın toplantısında şu değerlendirmede bulundu:

"Ne zaman sonuçlanacağı bilinmeyen gözaltılar ve tutuklamalarla, toplum bir korku atmosferi içine sokulmak, sindirilmek,anayasal rejim değişikliklerine yönelik girişimler karşısında kaynağını hukuktan ve ifade özgürlüğünden alan tepkileri bile veremez hale getirilmek istenmektedir. Bu işleyiş ve süreç,soruşturmanın hukukun dışında kalan bazı siyasi amaçlarla yönlendirildiği ve sürdürüldüğü kuşkusunu yaratmakta, toplumdaki adalet,hukuk güvenliği duygularını zedelemektedir.

Hukuk devletinde,mevcut konumu ve statüsü ne olursa olsun kimsenin dokunulmaz ve denetim dışı olmadığı,planlı bir şekilde hukuksuzluk yapanların yahut hukuku çiğneyenlerin de bir gün mutlaka hukuka hesap verecekleri ve hukuka ihtiyaç duyacakları gerçeğinin altını çizmek ve herkese hatırlatmak isteriz"

"DOĞRUDAN GÖZALTI MÜESSESESİ YOK"

Gözaltıları hukuk çerçevesinde değerlendirmekte zorluk çektiklerini kaydeden İstanbul Baro Başkanı Aydın, "Yakalama ve gözaltı istisnadır ve bazı şartlara bağlıdır. CMK'nın 145, maddesine göre ifadesi ya da sorgusu yapılacak kişi davetiye ile çağırılır, gelmese zorla getirileceği bildirilir. 98.'nci maddeye göre ise çağrı üzerine gelmeyen şüpheli hakkında yakalama emri düzenlenebileceği belirtilmektedir" diye konuştu.

İstanbul Barosu Başkanı Muammer Aydın toplantıda şunları söyledi:

"Kanunda doğrudan gözaltı gibi bir müessese bulunmuyor. Gözaltını düzenleyen 91'nci maddeye göre yakalanan kişi cumhuriyet savcısı tarafından bırakılmazsa, gözaltına alınmasına karar verilebilir hükmü de bunu doğruluyor. Hukuki durum bu denli açıkken ne yazık ki yapılan soruşturmada önceki gözaltılar gibi bu açık kurallara uyulmadığı ilgili yasal düzenlemelere aykırı hareket edildiği görülüyor"

"BAĞIMSIZ YARGILAMA İLKESİ ZEDELENİYOR"

Ergenekon davasında 2 bin 500 sayfalık iddianamenin düzenlenmesi, okunması ve kavranmasının olanaksız olması ve toplama bir iddianame olması açısından savunma hakkını zedelediğini belirten Aydın sözlerine şöyle devam etti:

"Birbiriyle ilişkisi olmayan çok sayıda şüpheli ve sanıkların tek bir davada çözüme gidilmesi, savunma hakkını zedeliyor. Yargılamayı yapan mahkeme eski DGM'lerin bir uzantısıdır ve bu durum bağımsız yargı ilkesini zedelemektedir. Cezaevinde duruşma salonu kurulması olağan yargılama yöntemlerinden sayılamaz. Tekil suçlarla ilgili bulunan kanıtlar ve yakalanan şüphelilerin, gölgesinde ilgisi olmayan yüzlerce kişi yakalama ve gözaltılarla tedirgin edilmekte ve toplum üstünde korku ve sindirme politikaları yaratılmaktadır. Bu tutum Anayasamızın kuvvetler ayrılığı ilkesine, yargı bağımsızlığı ilkesine ve demokrasinin temel kurallarına da aykırıdır"

"AİHM'E BAŞVURU YOLU AÇILIR"

Aydın konuşmasını şöyle sürdürdü: "Yakalanan ve gözaltına alınan şüpheli ve tutuklananlarla ilgili uzun süre iddianame hazırlanmaması, kişilerin ne ile suçlandıklarını bilmemesi de Anayasamıza ve ceza yargılaması ilkelerine de aykırılık oluşturmaktadır.

Tüm bu sakıncalar, bir ülkenin genel uygulaması ve yasa yorumundan kaynaklandığından, iç hukuk yollarının tüketilmesi koşulu aranmadan AİHM'e yapılacak bir başvurunun da temelini oluşturabilir. Şüpheli ve sanıklar ile ailelerinin bu konuda AİHM'e yapacakları başvuru sonrasında ülkemiz ciddi sıkıntılar yaşayabilecektir"

(ANKA)