kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
7 Ocak 2009, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
MUHARREM SARIKAYA

Kefiyenin bağı...

Bütçe görüşmeleri ve uzun yeni yıl tatili sonrası normal gündemine dönen Meclis gündemine dün üç konu hâkimdi...
İlki İsrail'in Gazze'ye gerçekleştirdiği askeri harekât...
İkincisi Akif Beki 'nin Başbakanlık Sözcülüğü'nden istifası...
Sonuncusu ise belediye başkan adaylık yarışı...
İlkinden başlarsak, dünkü siyasi parti grupları toplantılarında liderler istisnasız İsrail'i konuştu ve kınadı...
Ancak hepsi de kendi bakış açısından kınamasını yaptı.
Dikkat çeken ise Başbakan Erdoğan'ın iki gün önceki söylemi ile dünkü arasındaki nüanstı...
Daha önce Hamas'a sahip çıkan bir üslup sergileyen Erdoğan, dün onun da terörü durdurması gerektiğini söyleyerek denge yarattı.
Ancak söylemde farklılık olsa da duygusal duruşunda değişiklik yapmadı.
Dikkat çeken ise hükümetin TBMM'de İsrail'in saldırısı ile ilgili genel görüşme talebinde bulunmuş olmasına rağmen Başbakan dahil, siyasi parti liderlerinden hiçbirinin Genel Kurul'daki görüşmelere katılmamış olmasıydı...
Görüşmeler sonrasında da beklendiği gibi bir Meclis kararı da çıkmadı...
Meclis Başkanı Köksal Toptan'ın Filistin'e yardım amaçlı banka hesap numaraları duyurusu okunmakla yetinildi.
Oysa CHP lideri Deniz Baykal görüşmeler sürürken odasındaki sohbetimiz sırasında bir Meclis karar metni hazırladıklarını belirtiyordu.
Özetle bir gün önce İsrail'e gösterilmek istenen tepkinin boyutu da dozu da Meclis'te yeteri düzeye ulaşamadan, üstelik iktidar ve muhalefetin çekişmesi ile sonuçlandı.
Akıllarda kalan, Filistin'in efsanevi lideri Yaser Arafat'ın başında sürekli sarılı tutarak ülkesinin simgesi haline getirdiği siyahbeyaz renkli kefiyelerin CHP'li kadın milletvekillerinin boynundaki görüntüsü oldu.

Beki'nin istifası
Zaten Genel Kurul'daki görüşmeler başladığında kulise damgasını vuran konu da Akif Beki'nin Başbakanlık Sözcülüğü'nden istifasıydı.
Herkes istifanın nedeni üzerinde yorumda bulunuyor, Beki'nin ayrılma gerekçesi spekülatif haberlerin yayılmasının önüne geçmiyordu.
Kuliste gazetecilerden daha fazla sayıdaki AK Parti milletvekilinin Beki'nin istifasını normal karşılaması ise dikkat çekiciydi...

Baykal'ın adayları
Uğraş verilen bir diğer konu ise belediye başkan adaylığı yarışıydı...
Örneğin CHP lideri Deniz Baykal'a, gruptaki konuşmasını tamamlayıp asansöre varana kadar attığı her 10 adımda bir aday, özgeçmiş dosyası sundu.
Odasına çıktığımızda sohbet konumuz da şöyle oldu:
"İstanbul büyükşehir adayınız İl Başkanınız Gürsel Tekin mi?"
Baykal, yanıt vermemek için her yolu denedi.
Önce karşısında oturan İlhan Kesici'yi işaret ederek, "İlhan beye sorun İstanbul tamam mı?" dedi.
Ardından Kamil Koç Turizm'in patroniçelerinden Sena Kaleli'yi Bursa Büyükşehir Belediye Başkan adayı yaptıklarını açıkladı.
Ataç'ın iş kadınlığı ile ilgili ilginç bir hikâye de anlattı.
Aktardığına göre Ataç, yeni sefere başlayan şoförü özel otomobili ile takip edermiş.
Eğer şoför yolda çok hata yaparsa, otobüsü durdurur ve "Sen benim arabamı al geri dön, otobüsü ben kullanacağım" diyerek direksiyona geçermiş.
Yolculara da durumu izah edermiş.
Hemen söyleyelim Baykal, Bursa'dan umutlu, İstanbul'da ise kararsız...
Dışarı çıkınca Kesici'ye, Baykal'ın soruyu kendisine yöneltmiş olmasından yola çıkarak "Yoksa aday siz misiniz?" dedik.
Yanıtı net oldu:
"Ne beklentim, ne de arzum var; pantolonumun yan cebi de dikili..."