kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
31 Aralık 2008, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
MUHARREM SARIKAYA

Gideni aratacak...

Geçen yıl ne kadar da zor geçmişti... Cumhurbaşkanlığı seçim süreciyle başlayıp, genel seçime, ardından referanduma kadar uzanan yorucu bir yıl olmuştu.
Belki de bundandır 2008'in daha rahat ve huzur içinde geçeceğini sanmıştım.
Yanıldığımızı daha yıl başlamadan uzaktan gelen acı bir haberle gösterdi...
Pakistan'nın eski başbakanı Benazir Butto'nun suikast sonucu ölüm haberi ile yeni yıla başlandı.
Bugün de İsrail'in Gazze'ye yaptığı saldırı olayındaki gibi, uzağımızda olmasına rağmen yakından etkiledi...
Ardından türban, kapatma davaları geldi...
Sonunda bir yıl vitesi boşa atılmış otomobil gibi rölantide akıp gitti...
Ne sivil anayasa çalışması gerçekleşti, ne de Kıbrıs'ta ilerleme sağlanabildi...
Üzerine dünyayı kavuran ekonomik kriz, Kafkasya ve Gazze bindi...

2009'u bekleyenler
Bu gelişmeler içinde 2008'e bakıp, 2009'un nasıl geçeceğini kestirmek zor değil...
Daha önce de bu sütunda vurguladığımız gibi, nisan ayının ortasına kadar kimse Meclis'ten ticaret, borçlar gibi temel yasalarda çok kapsamlı değişiklik yapılabileceğini sanmasın.
Meclis, bu haftadan itibaren 29 Mart yerel seçim sonuçlarının tartışması bitene kadar fiilen tatile girdi.
Genel seçimin bir provası şekline dönüştürüleceği için de yerel seçimin tartışması öyle kısa sürede bitmeyecek.
Hatta sonucuna göre genel seçimi de beraberinde getirebilecek bir sürecin de önünü açabilecek.
Çünkü AK Parti'nin yüzde 40'ın üzerinde alacağı oy 2011 genel seçimini garantilemesine yol açabildiği gibi, bu oranın çok altında kalması da bir erken genel seçimi zorlayacak.
Yerel genel seçime paralel yürüyecek bir diğer gelişme de dünyayı kavuran ekonomik krizin Türkiye'ye etkisini hangi oranda hissettireceğine yönelik gelişme olacak.
Kabul edelim ki krizin sıcaklığı mevsimle orantılı olarak yükselecek.
İşsizlik ve enflasyondaki artış kaçınılmaz olacak...

AB süreci
İç politika ve ekonomidekine paralel bir gelişme de dış politikada Türkiye'nin karşısına dikilecek.
İlk eşik nisan ayında Washington'da Ankara'nın karşısına dikilecek.
Ankara nisan ayında "Ermeni Karar Tasarısı" nın ABD Temsilciler Meclisi'nde bu kez Beyaz Saray'ın da desteğini alarak geçmesinin önünü kesmekle uğraşacak.
Ermenistan ile başlatılan sürece de ciddi etki yapacak bu süreci Washington-Ankara hattının göstereceği çaba ve diyalog belirleyecek.
Dış politikadaki sıkıntı bu noktada bitmeyecek.
Hemen ardından NATO'nun genişlemesine ilişkin tartışmalar başlayacak, arkasından da Kıbrıs sorununun yaratacağı AB depremi gelecek.
Ada'da başlayan görüşmelerden bir sonuç alınmaz ise Türkiye'nin AB ile başlattığı müzakere sürecinin kapanmasına neden olacak gelişmelerin önü açılacak.
Çünkü AB Türkiye'nin Kıbrıs ile sorunlarını çözmesi için 2009'un Aralık ayına kadar süre verdi.
Sorunların çözülmemesi halinde de Türkiye'nin adaylığının sekteye uğrayacağını açıkça dile getirdi.
Bir yandan seçimler dolayısıyla reform sürecinin tıkanması, diğer taraftan da Ada'daki gelişmeler bütün bu nedenlerle Ankara'nın sıkıntılı bir dönem geçirmesine neden olacak.
Özetle 2009, 2008'i aratacak...
Sıraladığım öngörülerimin gerçekleşmemesi dileğiyle nice mutlu yıllara...