kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
20 Aralık 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Taner Birsel, görkemli bir oyunculuk sergiliyor.

Devrim nasıl yarı yolda kaldı?

ATİLLA DORSAY
ATİLLA DORSAY
24.10.2008
İşte Antalya fırtınasından sonra ve bu fırtınaya neden olan filmleri beklerken, son derece hoş bir sürpriz. Türünde bir zirve oluşturan çok sempatik ve her şeyiyle başarılmış bir film.
Türü nedir derseniz, onu anlatmak zor. 27 Mayıs devriminden sona başa geçen Cemal Gürsel paşanın bir icraatına dayanıyor öykü. Paşa, 1961 yılında ve Cumhuriyet bayramına tam 130 gün kala bir emir vermişti: Türkiye artık otomobil üretecekti! Bunun ancak ileri bir sanayi ülkesinde mümkün olduğuna dair tüm uyarıları kulak ardı etmişti: Türkler her şeyi yapabilirler. Hatta otomobil bile... Görev Devlet Demir Yolları'na verilmiş ve Eskişehir'de bir araya gelen seçme 23 mühendis, zamana karşı bu yarışa girmişlerdi.
İşin tuhafı, bu yarış kazanılmıştı. Her şeyiyle çalışan bir, hatta bir son dakika emriyle iki araba imal edilmiş ve 29 Ekim törenine yetiştirilmişti. Ama bir aksilik olmuştu: Cumhurbaşkanının bindiği siyah arabaya benzin konması unutulmuş ve motor birkaç dakika sonra stop etmişti. Bu minik skandal, tüm çabaları unutturmuş ve olay bir başarısızlık örneği olarak belleklere yerleşmişti. Arabalara yine Gürsel paşanın emriyle Devrim adı verildiğine göre, gericiler için kullanışlı bir slogan: Devrim yarıda kaldı! Böylece filmin türü anlaşılıyor: Siyasal çağrışımlı bir dönem filmi yapmak...
Belgeselden gelen ve bizlere Hititler ve Gelibolu gibi iki güzel belgesel armağan eden Tolga Örnek, filminin tonunu ve uslubunu çok iyi seçmiş, belgesel tadlar taşıyan bir siyasal taşlama... Böylece film, Türk sinemasında zaten varolan bir geleneği yeniliyor: Selamsız Bandosu'ndan Aziz Nesin uyarlaması Zübük vb. filmlere uzanan türün çağdaş bir örneği...Ama film sinemamız için yine de son derece özgün ve yenileyici. Öncelikle bu sonuç olarak bir 'sanayi filmi'. Batı sinemasında vardır; diyelim ki elektriği bulan Edison'un, telefonu bulan Graham Bell'in veya radyumu bulan Curie çiftinin öyküleri anlatılmıştır. Bizde var olmayan bir alan...Tolga Örnek, bu hikayeyi çok akıcı bir filme ve adeta bir gerilime dönüştürmeyi başarıyor. Ayrıca böylesine büyük bir kadroya ve hemen tümüyle bir 'erkekler korosu'na dayalı bir başka film hatırlamıyorum. hatırlamıyorum.
Kadınlar da var, ama erkeklerin yanı başında, onlara destek olmak için. Erkeklere gelince... Hepsini saymak imkansız. Ama tüm oyuncular, o 23 mühendisten hinoğlu hin bürokratlara ve Gürsel Paşa'ya dek herkes harika oynuyor ve ortaya görkemli bir oyunculuk gösterisi çıkıyor.
Ve de birçok unutulmaz sahne: motorun ilk kez çalışmasından Cemal Paşa teftişine, hastanede doğum sahnesinden tüm finale...
Demir Demirkan'ın Philip Glass havasındaki müziğiyse filmin atmosferine büyük katkıda bulunuyor.

ÖZGÜN BİR KÖTÜ ADAM ROLÜ...
Film, her dönemde bürokrasinin nasıl devrimlere ve atılımlara engel olabileceğini de gösteriyor. Kimi zaman iyi niyetle (düzeni ve otoriteyi koruma adına), kimi zaman çıkarlar için (ellerini oğuşturan Amerikalı temsilciler ve onlarla ilişkiler)... Ama sonuç olarak, bizde ve birçok ülkede bürokrasinin nasıl aşılmaz bir engel olduğu çok iyi beliriyor. Ve bu da Uğur Polat'a çok özgün bir 'kötü adam' rolü armağan ediyor! Ama asıl önemlisi şu: Film sinemamıza belki ilk kez akılcı, bilinçli, sorumlu bir milliyetçilik anlayışı getiriyor. Bayrağa, ırka, kana dayalı bir miliyetçilik değil. Ama, zor durumlarda birlik olmaya, ortak bir kaderde birleşmeye, birlikte üzülüp birlikte sevinmeye, gurup ruhuna dayalı bir milliyetçilik... Yani çağdaş bir milliyetçilik, güzel bir milliyetçilik.
Ve belki de, milliyetçiliğin yalnız bizde değil tüm dünyada yükseldiği günümüzde, bu konuda çağdaş bir örnek, onurlu bir sanat ürünü ortaya çıkmış oluyor. Demek ki, birçok sahnede gülüp ağladığınızda bundan hiç utanmayacak, tersine garip bir mutluluk duyacaksınız.

DEVRİM ARABALARI
Yönetmen: Tolga Örnek
Senaryo: T. Örnek, Murat Dişli
Görüntü: Hasan Gergin Müzik: Demir Demirkan
Oyuncular: Taner Birsel, Ali Düşenkalkar, Halit Ergenç, Sait Genay, Altan Gördüm, Vahide Gördüm, Seçil Mutlu, Serhat Tutumluer, Uğur Polat, Selçuk Yöntem/ Ekip Film yapımı.
Haberin fotoğrafları