kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
30 Kasım 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
ERDAL ŞAFAK

Satır araları

Avrupa ve ABD medyasında AK Parti iktidarına yönelik eleştiriler son zamanlarda hem arttı, hem de sertleşti.
Bu eleştirilerin dozuna ilişkin fikir edinmek için "Newsweek" dergisinde geçen hafta Soner Çağaptay imzasıyla Başkan Barack Obama'ya açık mektubu ve "Economist" dergisinin son sayısındaki makaleyi okumak yeterli.
Batı basınının bu "Serbest atış" döneminde farklı iki dergide yer alan ve iki haber ajansının Türk kamuoyunun dikkatine sunduğu iki yazı ilgimizi çekti.
Dergilerden ilki Moskova'da yayınlanıyor. Adı: RBC. Başlığı: "Türkiye, Rusya'nın stratejik müttefik olabilir." Derginin makalesi Anadolu Ajansı'nca çevrilip Türk kamuoyuna ulaştırıldı.
İkincisi ise Ankara merkezli. Adı: Hava Kuvvetleri Komutanlığı Dergisi. Onun son sayısındaki önemsenmeye değer makale ise "Ege'den Karadeniz'e bir bakış; Karadeniz yeni Ege Denizi mi oluyor?" başlığını taşıyor. O da Anka Ajansı tarafından kamuoyuna duyuruldu.
* Rus dergisinde şu görüşler yer alıyor: "Rusya'nın Karadeniz'deki jeopolitik süreçlerden dışlanmaması, Türkiye'nin vereceği siyasi kararlara bağlı. Irak harekatında ABD uçaklarının topraklarından havalanmasına izin vermeyen Türkiye, Osetya savaşında da NATO gemilerinin Boğazlar'dan geçişini birkaç gün geciktirerek, Rusya'nın Poti ve Batum'da anahtar pozisyonlara sahip olmasına yardım etti. Yüzyıllar boyunca Rusya'nın rakibi olan Türkiye bugün yeni stratejik müttefikimiz olabilir. Rus savaş filosu gemilerinin geçen ay Aksaz üssünü ziyareti, Türkiye ile Rusya'nın bu alandaki ortaklığının başlangıcını oluşturabilir."
* Hava Kuvvetleri Dergisi'nde ise şöyle deniliyor: "ABD, NATO şemsiyesiyle Karadeniz'e girmeyi planlıyor ve kıyı ülkeleri üstündeki nüfuzunu artırıcı politikalar izliyor. AB ve ABD'nin politikaları, Rusya'nın bu politikalara direnmesi, Montrö Sözleşmesi'ni tartışmaya açma çabaları Türkiye'yi yeni şartlar karşısında aktif politikalar üretmeye zorluyor. Karadeniz'de Montrö Sözleşmesi'ne ters düşen bir oluşuma destek vermemiz, bizi Montrö'nün uygulanmasında zor duruma düşürecek. NATO'nun bölgede önemli bir üyesi olarak bu oluşumun karşısında yer almamız ise bizi ABD/NATO ile karşı karşıya getirebilecek."

Karadeniz'de yol ayrımı mı?
Rus dergisi Moskova yönetimine, "Türkiye, NATO üyeliğine rağmen ABD'nin ilkelerine karşı çıkabileceğini artık kanıtladı. Ama yine de NATO ile ilişkilerinin kesilmesine razı olmayacak. Bunu unutmamalı ve bu pozisyondan yola çıkarak ilişkiler kurulmalı" tavsiyesinde bulunuyor.
Hava Kuvvetleri Dergisi ise "Boğazlar konusu hiçbir siyasi konuya malzeme edilmemeli" uyarısından sonra "Milli politikamız geçmişte olduğu gibi bu konunun müstakil ele alınıp incelenmesine dayanmalı. Gerekirse statükocu ve uzlaşmaz bir yaklaşım, aleyhimize olacak değişikliklere tercih edilmeli. Türkiye, Karadeniz'de egemenlik haklarından doğan hayati çıkarlarını büyük devletlerin (AB, ABD, BM) karar ve eğilimlerine bırakmak yerine, milli politikalarını oluşturmalı " önerisinde bulunuyor.
Özetle ve açıkçası, Rus dergisinde Türkiye'nin Karadeniz'de Moskova ile işbirliği yapabileceği vurgulanıyor, Hava Kuvvetleri Dergisi'nde ise Montrö Sözleşmesi konusunda gerekirse müttefiklerimize karşı politikalar geliştirmenin göze alınması isteniyor.
Peki, Türkiye, Karadeniz'de ABD ve NATO politikalarıyla örtüşmeyen bir çizgide yürüyebilir mi? Yanıtı Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ versin. 16-17 Eylül'de medyayla iletişim toplantılarında şöyle dedi: "Karadeniz'de Türkiye'nin güvenliğiyle ilgili veya Karadeniz'deki askeri bağlamda alınacak tedbirlerle ilgili ana görüşümüz şudur: Bu konu Karadeniz'e sahildar ülkelere ait bir sorumluluktur. Karadeniz'e birşey yapılacaksa, bu, Karadeniz'deki sahildar ülkelerin sorumluluğundadır. Biz tarafsız olarak Montrö Sözleşmesi'ndeki yükümlülüklerimiz neyse onu uygularız. Burada da en ufak bir tereddüt ve sorun yoktur."
Anlamı: ABD ve NATO, Karadeniz'den uzak dursun. Tabii dolayısıyla Gürcistan ve Ukrayna'dan da!
Görüyorsunuz, satır aralarından neler çıkıyor Şey... Batı medyası neden birdenbire celallenmeye başladı acaba?