kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
21 Kasım 2008, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Magazin Sağlık Televizyon Yazarlar Kültür Sanat
 
24 Saat
24 Saat

Aşık olmamış, ağlamamış adamdan oyuncu olmaz!

ESİN ÖVET MAGAZİN
20.11.2008
atv'nin yeni dizisi 'Adanalı'da 'Başkomiser Yavuz'u canlandıran Oktay Kaynarca: Hiç kavga etmemiş, aşık olmamış, terk etmemiş, terk edilmemiş, dayak yememiş, zırıl zırıl ağlamamış bir adamdan oyuncu olmaz!..
atv'nin yeni dizisi 'Adanalı' ekranlarda fırtına gibi esiyor! İlk iki bölümüyle, cuma günlerinin reyting listesinde zirveye yerleşen 'Adanalı', aynı mahallede büyüyen ve kan kardeşi olan bir polisle, İstanbul'a korku salan bir suç örgütü liderinin öyküsünü anlatıyor. Diziye adını veren 'Adanalı başkomiser Yavuz'u Oktay Kaynarca canlandırıyor. Kaynarca, "Değerlerimizi bu diziyle yeniden yaşatacağız" diyor.

OKTAY KAYNARCA FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ...

* İzleyici 'Adanalı'yı çok sevdi... Tepkilerden memnun musunuz?
Fragmanları bile dizinin iyi olacağının sinyallerini veriyordu. Aksiyon, aşk, entrika her şey var. Bir oyuncunun, açılımı için oynayacağı bir rol. Yani avantajlı bir durum içeriyor. Klasik çerçevelenmiş şeyleri yapmıyoruz. Her seferinde kendimizden bir şeyler katmaya çalışıyoruz. İzleyicinin seveceği bir iş yapıyoruz.

* Başkomiser Yavuz, İstanbul'daki tüm kötülüklerle başa çıkıyor...
Biz biraz fantezi boyutunda bakmaya çalıştık. Suç unsurları ile mücadele etmeye çalışan bir sürü dizi var. Hepsi de başarılı işler. Bizim projemiz onlardan eksik kalacak mı? Hayır! Ama biz biraz daha gülümseyen tarafı ile bakacağız.

SUÇLULAR SAF POLİS BAŞARILI
* Bir oyuncu olarak değil de bir vatandaş olarak İstanbul'daki suç oranının yüksek olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Göç ile gerçekleşen bir şey. Kendi memleketinde yaşam alanı bulamayan, televizyonda seyrettiği dünyayı gerçek sanarak buraya göç eden insanların sıkışmışlıklarından ortaya çıkmış bir şey. Buraya geliyorlar ama hayat istedikleri gibi gitmiyor, istedikleri şeyleri bulamıyorlar.

* "İstanbul, insanları suç işlemeye kışkırtıyor" da diyebilir miyiz?
Bütün megakentler kışkırtır. Ama suçluların yakalanma oranına bakıldığında, biz ilginç bir şekilde çok daha iyiyiz. Polisimiz çok başarılı. Bu başarı, polisin memleketini iyi tanımasından kaynaklanıyor. Aslında bizde çok büyük, organize, enteresan suçlar yok. Cinayetlerin yüzde 90'ı çözülüyor. Çünkü bizde suçlar çok safça işleniyor. Ya namus davasıdır, ya da alacak...

* Siz hiç mağdur oldunuz mu?
Evet. Evime hırsız girdi. 15 yıl önce...

ROLLERİMDE BENDEN PARÇA VAR
* Oynadığınız bütün rollerde sizden bir parça var mı?
Olmak zorunda. Oyuncular, oyuncu olmasalardı sağlıksız kalırlardı. Oyuncuların geçmişine, geldikleri yerlere, katettikleri aşamalara adım adım baktığınız zaman; çok ciddi mücadele verdiklerini görürsünüz. Hepsinde birtakım anormallikler vardır. Zaten oyuncuysanız hayatınız boyunca biriktirmek ve gözlemlemek zorundasınız. Kavga etmemiş, aşık olmamış, terk etmemiş, terk edilmemiş, dayak yememiş, zırıl zırıl ağlamamış bir adamdan oyuncu olmaz.

* Bu sözlerinizden yola çıkarak "Oyuncu milleti delidir" diyebilir miyiz?
Oyuncu deli olmalıdır. Normal bir iş değil bu!

* Kurtlar Vadisi'ndeki 'Çakır' rolünüz bir fenomendi. Sizi yolda görenler hâlâ "Çakır" diye bağırıyor. Sıkıldınız mı bu durumdan?
Bundan rahatsız değilim. İyi oynadığınız bir rol hafızalarda iz bırakıyorsa bu kötü değil, iyi bir şeydir. İnsanların hafızasında ne kadar kalabiliyorsa kalsın. Zaten, yalnızca 'Çakır' olarak bakmıyor adam bana, Oktay Kaynarca olarak da bakıyor. Başka arkadaşlarımla kıyaslayınca; onlara gösterdikleri yaklaşımla, bana gösterdikleri yaklaşımın çok farklı olduğunu görüyorum. Demek ki ben iyi bir şeyler yapmışım.

* Peki 'Yusuf Başkomiser', izleyiciye 'Çakır'ı unutturabilecek mi?
İnşallah. Zaten yapmak istediğimiz bu. Her zaman yaptığımız işin üstüne çıkmak istiyoruz. Eğer bunu yapabiliyorsak başarılıyız. Elimizden geleni yapıyoruz. Görüntü yönetmeni üç gündür, üç saat uykuyla duruyor. Hepimiz başarılı olmak için yapıyoruz bunu. İnşallah yaptığımız iş, bir önceki işin üstüne çıkar.