kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
1 Kasım 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
YAVUZ DONAT

Kamu vicdanı... "Oluk oluk" kanıyor

"Hocam" dedik:
- Siz "Ceza Hukuk Profesörü" değil, anayasa hocasısınız. Ama TBMM İnsan Hakları Komisyonu'nun başkanısınız. Ne diyorsunuz?
Zafer Hoca "bu konu (çocuğa ve kadına karşı cinsel istismar) çok özel bir alan" dedi.
Ve ekledi:
- Ancak izlediğim, dinlediğim, uzmanların sözlerinden anladığım kadarıyla, mağdurenin (küçük kızın) daha uzunca bir süre izlenmesi gerekirdi.
Prof. Zafer Üskül bir milletvekili veya Anayasa hocası olarak değil "sade vatandaş Zafer" olarak bir rahatsızlığını söyledi:
-İçime sinmedi.
Kimin içine sindi ki?
Prof. Zafer Üskül:
* Konu tamamen yargıya intikal etmiş durumda. Biz Meclis olarak ne yapabiliriz?
*Tabipler Odası'nın harekete geçmesi gerekmiyor mu? Zaman zaman Tabipler Odası'nın, Adli Tıp ile bazı sorunlar yaşadığını sanıyorum.
* Şeffaflık şart... Ve de üniversitenin devreye girmesi... Tarafsız öğretim üyelerinin müdahalesi lazım.
Zafer hoca "bir şey daha" söyledi:
- İşkence veya kadına yönelik şiddet... Veya çocuğa yönelik cinsel istismar... Toplumsal olaylarda üstünkörü inceleme yapıldığı izlenimi yaygın... Toplumda, olayın üstünün örtüldüğü kanaati oluşuyor.
- Kamu vicdanı denen bir şey var hocam.
- Evet... Bütün olay bu... Kamu vicdanının tatmin edilmesi gerekir... Kamu vicdanı tatmin olmadı.
"Bu son olayda" kamu vicdanının tatmin olduğunu söyleyen var mı?