kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
18 Ekim 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
MELİHA OKUR

TÜSİAD, kayıtsız şartsız uzlaşı istiyor!

Deveye sormuşlar. Yokuş aşağı inmek mi zor? Yoksa yokuş yukarı çıkmak mı zor?
Deve düşünmüş, taşınmış "Bunun düzlüğü yok mu? demiş. Soruyu soranlara orta yolu göstermiş.
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi'nde (YİK) "Küresel kriz hazırlığını yaptınız mı?" diye sorduğumuz soruya Sedat Aloğlu'nun yanıtı böyle geldi.
TÜSİAD tabanı, "Ne ortalığı yangın yerine çevirip kötümser olmaya, ne de krizi fırsata çevireceğiz diye aşırı iyimser havaya gerek yok" diyor. Küresel fırtınayı az hasarla atlatmamız için daha çok çalışıp, çok çabuk kararlar almamız gereken bir dönemde olduğumuz hatırlatılıyor.

Kıdem tazminatı
Patronlar, küresel fırtınayı yakından takip ediyor. 2009 kritik bir yıl. İşçi çıkartmamak için uğraşacaklarını söylüyorlar. Anadolu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, "İşçi çıkartmayacağız" diyor.
Çoğu işadamı verimlilik konusuna odaklanmış. İstihdam üzerindeki yüklerin azaltılması için kafa patlatıyor. Eh, açık açık dile getirmeseler de, krizi fırsat bilerek kıdem tazminatı yükünden kurtulmak istiyorlar.
TÜSİAD yönetimi, dün, önce YİK'i topladı. Gündem, "terör ve küresel krizdi."
Arkasından IMF Heyeti'yle görüştüler. Bugün, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ı ziyaret edecekler.
Ortak dil yakaladıkları Unakıtan'a rapor sunacaklar. Raporda, KDV ve ÖTV indirimi, kıdem tazminatı konusu, KOBİ'lere sermaye yaratılabilecek bir model önerisi yer alıyor.
Şimdiden 2009 ve 2010 yıllarını kaybetmemek için geleceği planlıyorlar.
O yüzden durgunluk tehdidi altındaki dünya ekonomisini kaygıyla izlerken, hükümet ile dernekleri TÜSİAD arasında yaşanan gerilimin büyümesini istemiyorlar. TUSIAD tabanı "Zaman, kavga zamanı değil, birlikte yapma dönemi!" diyerek TÜSİAD-Erdoğan polemiğini kişiye
"özel" diye yorumluyor. Tamam da, TÜSİAD yönetimi ne yapsın?

'Pek çok partiden daha eskiyiz'
Başbakan Erdoğan, "Kriz goygoyculuğu yapıyorsunuz!" diye kendilerini topa tutunca susamıyorlar. Türk özel sektör sanayi üretiminin yüzde 42'sini gerçekleştiren TÜSİAD diyor ki;
"Ey hükümet! Türkiye'nin kavgaya değil, milli mutabakata, birlikte çözüme, ortak akıla ihtiyacı var! Acilen, IMF ile anlaş! AB ile yola devam et! Bir an önce özel sektör temsilcilerini de içine alan forumlar oluştur!
Ve, bu forumun ilkini, 'Küresel krizin Türkiye'ye muhtemel etkileri' özel gündemi ile topla!
"TÜSİAD YİK Başkanı Mustafa Koç, konumlarını hatırlatıyor;
"TÜSİAD bugün siyaset sahnesinde faaliyet gösteren birçok siyasi partiden daha eski bir dünyası örgütüdür. Başlıca misyonu Türkiye'nin gelişmiş ülkeler arasında yerini alması için gerekli politikaların oluşturulmasına katkı sağlamaktır."
Yetmiyor, TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Devir, devletin, özel sektörün bir arada olma devridir. Önerilere kulak verme devridir. Konuşanı susturma, 'Biz gerekeni yaparız' diyerek tartışmaları bastırma, sırtında yumurta küfesi taşıyan özel sektörü suçlama devri değildir" diyor.
Gelin görün ki, bu söylemlere siyasetçinin sessiz kalmayacağı kesin. Yine polemik yapılacak. Reel ekonomi, küresel kriz ortada kalacak.
Yazık değil mi?
22 Temmuz 2007 seçimlerine kadar AK Parti iktidarına övgüler yağdıran TÜSİAD'ın büyük patronları, çok doğru çizdikleri bir stratejiyi sert polemikle hasara uğratıyor. Oysa TÜSİAD tabanı toplumsal uzlaşma istiyor. Küresel sarsıntıdan en az hasarla çıkmak için yol haritasına ihtiyaç duyuyor. AK Parti Hükümeti'nden kayıtsız şartsız diyalog ve icraat bekliyor. Ama bir türlü kafa karışıklığını gideremiyor.