kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
12 Ekim 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat

Fazıl Say

MEHMET TEZ
10.10.2008
Frankfurt Kitap Fuarı çerçevesinde yer alan Fazıl Say'ın Nâzım Hikmet Oratoryosu programdan, hem de konser tarihine yakın bir zamanda çıkarıldı. Say, konseri iptal edildiği için hesap sormakta sonuna kadar haklı. Bir sanatçı olarak eğer kendisine haber verilmediyse, sebepsiz iptal edildiyse, ne olursa olsun kontratı gereği hakkını arar. Sonrasında da gereken tavrı alır.
Lakin televizyonda, fuarın müzik programını yapan, telefondaki Görgün Taner'le "Ben parasız da gelirdim, ekibi daraltırdık, gece kalmazdık otel parası da verdirmezdik, Nâzım için her şeyi yapardım," diye pazarlık etmesini anlayamadım, yakıştıramadım. Menajer ve organizatör arasında geçmesi gereken konuşmaları televizyonda bir sanatçının bu şekilde olayı ucuzlatarak yapmasının amacı nedir? Sebebi nedir? Amatörlük mü? Sanmam, Fazıl Say "Ben dünyada şöyleyim böyleyim..." diye anlatmayı seven bir sanatçı. Dünyada bu kadar büyük olan biri amatör olamaz. O halde bu şov neden? Fazıl Say altı ayda bir medyaya çıkıyor. Beni anlamadılar, haksızlık yaptılar, ülke kötüye gidiyor diye ortalığı birbirine katıyor. Sonra Kültür Bakanı "Tamam tamam yaparız ederiz," diyor. Fazıl Say susuyor, ortadan kayboluyor. Herhalde o arada ülkemiz de bir anda bir aydınlama yaşıyor, her şey iyiye gidiyor ki Say hiç sesini çıkarmıyor. Sonra istediğini alamayınca yani kendisine vadedilen konser iptal edilince yine ortaya çıkıyor. Ve işi bu kadar ucuzlatmaya kadar getiriyor. Tek amacı birilerini kavga ettirip mastürbasyon yapmak olan bir programda hem de.

BU MUDUR DÜNYA SANATÇILIĞI?
Şunu sormadan edemiyorum: Fazıl Bey, madem Nâzım aşkına her şeyden, kaşenizden bile vazgeçebiliyorsunuz, neden daha önce vazgeçmediniz de bunu şimdi televizyonda söylüyorsunuz? O zaman belki bir söz hakkınız olurdu.
Sizin yerinize programa alınan Yunus Emre Oratoryosu için "Yunus Emre, Avrupalıları ilgilendirmez, Nâzım oraya daha iyi gider," demek de nereden çıktı? Kimin neyi ilgilendirdiğine başkası karar verince kötü, siz karar verince mi iyi oluyor? Büyük bir sanatçı iptal edilen konserinin kızgınlığıyla, yerine programa alınan eser için böyle sözler söyler mi? Yunus Emre'yle Nâzım'ı mı karşılaştıracağız şimdi de... Bu mudur dünya sanatçılığı? Büyük bir sanatçı, kendine yakışan tavrı sergilemeli. Eleştirisini de öyle bir yapmalı ki herkes saygı duymalı. Bu kadar ucuz diyaloglara girmemeli, hele ki bir televizyon kanalının oyununa gelip, kendini kullandırtmamalı.
Yoksa bu intikam hırsının, bu huysuzluğun ve hırçınlığın altında başka şeyler mi var? Orasını ben bilemem, bilmek de istemem zaten.
Ben kendisini konseri iptal edildiğinden dolayı 'mağdur' görürüken, sonrasında yaptıklarını ve tavrını eleştiriyorum. Hadi ben anlamam siz söyleyin, böyle midir büyük sanatçılık?