kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
11 Ekim 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat
İskenderun ve Gaziantepli kızlar, çoğunluğu erkek olan seyircilerin karşısında 90 dakika ter döktü.

Kızlar barış için top koşturdu

26.09.2008
Bütün dünyada kutlanan 21 Eylül Dünya Barış Günü için Gaziantep'te bir araya gelen Gaziantepli ve İskenderunlu kadın futbolcular, yeşil sahada hem barış mesajı verdi hem de Türkiye'de kadın futbolcu olmanın zorluklarını hatırlattı..
"Olimpiyatlarda Almanya-Brezilya maçını izledikten sonra anladım ki, biz kızlar erkeklerden daha iyi futbol oynuyoruz, hem daha zevkli, hem daha iyi şov yapıyoruz. Üstelik küfür ve şiddet yok." Bu iddialı sözler, 17 yaşındaki futbolcu Sevgi Çetin'e ait. Sevgi, İskenderun Dumlupınar Gençlikspor'da forvet oynuyor. Puma'nın sponsorluğunda 21 Eylül'de düzenlenen Barış İçin Bir Gün (Peace One Day) etkinliğinde Sevgi'nin takımıyla Gaziantep kadın futbol takımı karşı karşıya geldi.

ERKEK İŞİ DEĞİL
Bütün dünyada 21 Eylül'de kutlanan barış günü için dünya barışına dikkat çekmek ve sosyal farkındalık yaratmak amacıyla yapılan maç tam da ruhuna uygun bir şekilde berabere bitti ama iki takımın futbolcuları, bir kez daha yeşil sahalarda kadın olmanın zorluklarını gündeme getirdi. Silahlanma ve şiddet karşıtı bilincin artması amacıyla Puma ve Peace One Day Organizasyonu'nun barış için ortak çağrısı vardı: "One Day One Goal" (Barış için Bir Gün Bir Gol). İki kuruluş bu çağrıyla ister stadyumda olsun ister bir sokak arasında, değişik kültürlerden insanları bu birlikteliği ve tutkuyu kutlamak için futbol oynamaya çağırdı. Çağrıya Türkiye'den uyan iki kadın futbol takımının oyuncuları ise hem barış için yeşil sahada olmanın hem de kadın futbolunu sergilemenin heyecanı içindeydiler. Sevgi Çetin kız olduğu ve spor yaptığı için hep sorun yaşadığını söylese de, "Ama futbolun zevki bunu unutturuyor," diyordu. Gaziantep takımının kaptanı Menekşe Küçük (18) çocukluğundan beri sokaklarda top peşinde koşmuş. Bir buçuk yıldır takımda ve santrforda oynuyor. Futbolcu olunca karşı cinsin daha çok dikkatini çekmekten memnun ve ailesinin futbolu sevmesinin kendisi için bir avantaj olduğunu söylüyor. Aynı takımda ikinci kaptan olan Aylin Ersürmeli (17) ise futbolun kendisini geliştirdiğini ve bu sayede birçok arkadaş edindiğini anlatıyor. Takım arkadaşı Nihal Kara (17) ise en çok futbolun erkek işi olarak algılanmasına tepki gösteriyor. Sağ bekte oynayan Nihal, futbolun sporcu kimliğini geliştirdiğini, düşünme yeteneği kazandırdığını ve eskiden hep evde oturduğu halde, şimdi futbol
aracılığıyla yepyeni bir çevre kazandığını söylüyor. Ama herkes onlar kadar şanslı değil elbette. İskenderun takımının kaptanı olan Zeynep Arslan (18) ailesiyle tam dört sene mücadele etmiş. Onları ikna etmiş etmesine ama bu sefer de takımının saha problemi, malzeme eksikleri nedeniyle hep sıkıntıyla sürmüş futbol yaşamı. Takımın en küçüğü Gözde Uzun (13) içlerinde kendisini en güzel ifade edeni belki de. İlkokul birden beri sokaklarda erkek çocuklarla oynadığı futbolu geliştirmeye kendisi karar vermiş ve İskenderun Dumlupınar Gençlikspor'u bulduğunda da, "Ben geldim," demiş. 10 yaşından beri futbol oynayan İpek Nazlı (15) ise spora atletizmle başlayıp gönlü futbola kayanlardan.