kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
8 Ekim 2008, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
YAVUZ DONAT

Alooo!.. Dinleyen, çık aradan!

Demirel'e bir soru soruldu:
- Rüşvet, torpil, kayırma, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma, yolsuzluk konularında görüşünüz nedir?
Soru "Hasan Şaş'ın kale önüne orta yapması" gibiydi.
"Vur kafayı gol olsun."
"Yolsuzluk diz boyu" diyerek vur hükümete, salon alkıştan inlesin.
Süleyman bey "bunların konuşulması iyi bir şey değildir, hayıra vesile hiç değildir" dedikten sonra...
"Bazı şeylerin altını çizeceğini" söyledi:
- Bunlar geçmişte de uluorta konuşuldu.
- Türk bürokrasisi temizdir.
- Yolsuzluk bürokraside değil, başka yerlerde aranmalı.
Ve sıra geldi "çareyi" konuşmaya... Demirel:
- İddia varsa panzehiri açıklıktır.
- Canlı kamuoyu, hür ve serbest medya.
- Hür ve serbest sivil toplum örgütleri.
- Sistemi halk değerlendirir.
Demirel'in "özgür Türkiye" söylemi bu şekilde sürerken...
Eski cumhurbaşkanı bir ara "özgür Türkiye isteyenlere söylüyorum" diye ses tonunu hafiften yükseltti:
- Madem özgür Türkiye diyorsun, öyleyse dinleme canım adamın telefonunu.
Bu son sözler "tezahüratla karşılandı."
"Yaşa Baba, sağ ol, çok doğru, Allah razı olsun" gibi sözlerle.
Salon Ankara'nın "seçkinleriyle" doluydu.
Anlaşılan onlar da "telefon dinlemelerinden" dertliydi.