kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
8 Ekim 2008, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
UMUR TALU
Dipsiz Kuyu

Sivilde adalet askerde adalet

Belki de "barışa yatırım" çok daha az maliyetlidir.
Hem insan kaybı açısından...
Hem maddi kayıp bakımından...
Hem manevi kazançla...
Hem de "Birlik, bütünlük, beraberlik, bölünmezlik" ile kardeşlik yolunda.
Gençlerin genç genç ölmemesi...
Çocukların daha iyi beslenmesi, daha iyi yetişebilmesi...
Nefretlerin, ayrımların, ayrımcılıkların azalması için.
Bursa'dan bir asker annesinin dün, hıçkırık içinde telefonda söylediği gibi, "Çamurlu sokaklarda kıt kanaat geçimle büyütmeye çabaladıkları çocukların eve dönebilmesi" için.
Şairin dediği gibi, kavruk Anadolu çocukları, göç çocukları "Şeker de yiyebilsinler" diye.

Şartsa...
Ama, biz bilmeyiz ya, bilenlerin onca yıldır dediği üzre, ille de "savaşa, çatışmaya daha çok yatırım" şartsa...
Dökülen karakolda düşmüş askere ne diyeceksiniz?
Maaşını azıcık zamlı alabilmek için durmadan gönüllü yazılırken öleceğini bilen uzman çavuşa ne demelisiniz?
Maddi, manevi haksızlık duygusuyla ruhları kırık dökük binlerce profesyonel askere ne diyeceksiniz?
Silahların, mermilerin soğuk dünyasına karşı, ailesi, karısı, çocuğu, ana babası, duygusu, umudu, rüyası, kabusu, geçim kaygısı, gelecek korkusu sımsıcak binlerce üniformalı insana ne diyeceksiniz?

Barışa yatırım

"Barışa yatırım"ın ana fikri "insana yatırım"dır.
Yoksulluğa, adaletsizliğe, kimliksizliğe, haksızlıklara gömülmüş koca bir bölgenizin insanı da...
Ölmeyi emredebildiğiniz, ama sivil ve asker "lider konumundaki personel" olarak hayatını, maaşını, emekliliğini, insan haklarını, cumhuriyet ve demokrasinin sözde vaatlerini ihmal ettiğiniz, kalbi kırık binlerce asker de.
Kimi daha iş tutmadan, yol bulmadan silaha sarılmış, ölüme yollanmış, yurdun dört yanından pek çoğu yoksul onbinlerce evlat da.
Tam 200 bin kişilik öğretmen ordusunu işsiz, umutsuz, nefessiz, değersiz kılabilen, lakin silaha ve savaşa kaynak gömmekten başı dönen Cumhuriyet'in kendine gelmesi, önceliklerini gözden geçirmesi, "Güneydoğu'da en ücra köşede çalışmaya gönüllüyüz" diyen binlerce işsiz öğretmeni "akıl ve vicdan ordusu" görebilmesi de.
"Adalet duygusu" topyekun bir fikir ile hissiyattır.
"Terörün hainliği, acımasızlığı" bir yanda...
Öte yanda sizin ne yapıp yapmadığınıza da dairdir.
"Yurtta adalet, cihanda adalet" arayıp aramadığınıza dairdir.
"İnsan haysiyetinin hırpalanması"nın "lokal"mi olduğuna yoksa "her kurumda derin" mi olduğuna dairdir.
Dibine ışık vermeyen mumun adalet terazisi, sahte gölgeden ibaret kalır.
Adil bir cumhuriyet ile hakkaniyete dayalı demokrasi fikri, hem ahlaki ilke hem hukuki bir rejim ise, mumun dibinden başlar en ücra köşeye yayılır.

Gölgeden bölgeye
O yüzden, insan haysiyetini temel alan ve buna sahip çıkacak insani donanımı hak gören bir cumhuriyet ile insanın kendi kaderine hakim olabilme hakkını tanıyan demokrasi ideali; "okulda adalet, işte adalet, sokakta adalet, sivilde adalet, askerde adalet, yurtta adalet" fikridir.
Bakacaksınız...
Böyle bir fikriniz var mı?
Bu fikir, önce kendi makamınızda, kendi sorumluluk alanınızda neyi nasıl yaptığınıza ve yapmadığınıza dairdir.
Gerisi zaten gelir.
Gölgenizden başlarsınız, bölgenize uzanırsınız.
"İnsanın ezilmemesi, ne yaparsa yapsın, ne konumda olursa olsun, ne kökenden gelirse gelsin, kişiliğinin, kimliğinin, haysiyetinin hırpalanmaması, hak ve özgürlüklerinin tanınması" fikri, gönlünüz önce hangisini çekse de, hem cumhuriyet hem demokrasi ideallerinin kalbidir.
Orada hiç yoksanız, bu ideallerin esasta hiçbir yerinde samimiyetle yoksunuzdur zaten.
O yüzden...
Herkese tepeden bakmaktan, aşağılamaktan vazgeçeceksiniz önce!

Top ile delik
Bir de... Alakası yok ama...
Bir Genelkurmay Başkanı, ayağının tozuyla, "Hollanda Genelkurmay Başkanı boş zamanlarında golf oynuyormuş. Ben de golf oynamak isterdim. Ama Türkiye öyle bir ülke değil" derken...
Karakollarını taşıyamayan, onaramayan, binlerce askerinin maddi ve manevi hakkını gözetemeyen, bir lojmana, bir orduevine buyur edemeyen memlekette, kimi "askeri üs ve tesisler"e golf sahaları yapılmasının manasını izah edeceksiniz!
Sivile de askere de.
Delik küçük olabilir ama gününe göre yarası büyük kalır.