kapat
E-gazete
|
Hava Durumu
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
English
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
3 Eylül 2008, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
Günaydın  
Prof. Dr. Tevfik Özlü
Sağlık Hakkı

Doktorlara yapılan ahlaksız tekliflerin nasıl önüne geçilir?

İstanbul'da, başkasının ilacını kendi karnesine yazdırmak isteyen hastasının talebini geri çeviren meslektaşımız A.Ş., hastanın yakınlarınca darp edildi. Polis de olaya müdahale edemedi. Böyle olayları çok yaşıyoruz. Ne yapmalıyız? Dr. Merih Y./İstanbul

Kullandığı sabun ve şampuanı, çocuğunun ayakkabısını, kaplıcada yapacağı tatili, sağlık güvencesi olmayan komşusunun ilacını bedavaya getirmek isteyen sözde bazı açıkgözler, maalesef hekime bu tür ahlaksız tekliflerde bulunmaktadırlar. Yıllık iznini uzatıp tatil yapmak, kızını-oğlunu istediği yere tayin ettirmek isteyenler de soluğu hekimlerin kapısında almaktadır. Maalesef bazı politikacı ve bürokratlar da, kendilerinden torpil ve iltimas isteyen insanları, 'rapor alıp gelmesi için' hekimlere yönlendirir. Babasının sağlık karnesiyle dedesini hastaneye yatırıp tedavi ettiren, ancak dedesi ölünce ortaya çıkan hukuki kargaşadan dolayı eli ayağına dolaşan ve gelip hekimlere yalvaranlar bile görülmektedir.

ETİK OLMAK ZORUNDA!
Öncelikle vurgulamak gerekir ki; hekim etik ve yasal olmayan bir iş yapamaz. Hekim, kendisine verilen yetkiyi kullanırken mevzuatın sınırları içerisinde kalmak zorundadır. Kamu kaynaklarını kötüye kullanamaz. İyi niyetle ve acıyarak da olsa; yoksul birisinin ilaçlarını, bir başkasının karnesine yazamaz. Yazarsa, suç işlemiş olur. Yapılan araştırmalarda sağlık çalışanlarına yönelik bu tür şiddet olaylarının, genellikle genç ve meslekte kıdemsiz olanların başına geldiği görülmektedir.

SİNİRLENMEYİN!
Bu bakımdan özellikle genç meslektaşlarıma tavsiyem; bu tür etik ve yasal olmayan talepleri asla karşılamamalarıdır. Ancak bunu yaparken hasta ve yakınlarına bağırıp çağırmadan, kızıp kovmadan, uygun bir üslupla, bu talebi karşılamalarının mümkün olmadığını, aksi taktirde suç işlemiş olacaklarını ve haklarında soruşturma açılacağını söylemeleri gerekmektedir. Yaşanan menfur olayda görüldüğü gibi; polis çağırmak da çözüm değildir. Asıl güvence; karşınızdakilerle doğru ve empatik bir ilişki kurmaya çalışmak ve onları etik davranmaya ikna etmektir.