kapat
E-gazete
|
Hava Durumu
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
English
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
30 Ağustos 2008, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat
Çocukları sıkıcı buldukları kitapları okumaya zorlamayın...

Çocuklar ve kitaplar

TÜLİN KOZİKOĞLU
Güncelleme : 29.08.2008 19:04
Çocuğunuza kitabı sevdirmek için çocuğunuza kitap okumayı sevmeniz şart. Bu, işin olmazsa olmazı. Çocuğunuza onun yanında olmaktan ve onunla bu işi yapıyor olmaktan sonsuz bir keyif aldığınızı hissettirmek zorundasınız. İşin sırrı bu!..
Siz hiç çocuğunuza bir arkadaşını sevdirmek için çaba sarfettiniz mi? Örneğin sokağa çıkıp ona arkadaş aradınız mı? Filancanın ne kadar eğlenceli bir çocuk, falancanın ise onun için ne kadar faydalı bir dost olabileceği konusunda dil döktünüz mü? Peki o halde niçin bizlere her daim 'en iyi dost olduğu' öğretilen kitapları çocuklarımıza sevdirmek, bir beyin yıkama operasyonu gerektiriyor? Sanki ebeveynler, öğretmenler, psikologlar, yayınevleri bir araya toplaşıp dev bir ordu kurmuş, çocuklara 'kitap sevgisini aşılamak' için seferberlik harekatı içerisindeler! Sergilenen tabloda ilk göze çarpan olumsuzluk 'aşılamak' kelimesi. Hangi çocuk aşıyı sever ki? İkincisi ise bu taarruz sahnesi. Niçin konu kitap okumak olunca, çocuk ve diğerleri diye iki ayrı cephe olduğu varsayılır? Yani daha ilk baştan çocuğun kitabı sevmediği ve sevdirmek için bir çaba sarfedilmesi gerektiği düşünülür? Kitap okumayı seven çocuğun ailesi bunu bazen kendilerine bazen çocuğa ait bir başarı gibi dile getirir? Kitap okumak da çocuk için oyun oynamak gibi içgüdüsel olamaz mı? Çocuk olmanın doğal bir parçası, günlük hayatın sıradan bir aktivitesi? Yani çocuk aslında kitap okumayı seviyor, ama bizim bu çabalarımız sonucu kitaptan uzaklaşıyor olabilir mi? Bizler çocuklarımıza kitap okumayı sevdirme telaşı içinde, hiç farkında olmadan onları aslen keyif aldıkları bir aktiviteden korkutup kaçırıyor olabilir miyiz? İşi oluruna bıraksak, acaba çocukların annelerini eteklerinden çekiştirerek oyuncakçı dükkanına sürüklermişcesine, ısrar kıyamet kitabevlerine sokacağı günler gelir mi?

İLGİ GÖSTERMEK GEREK
Peki iş nasıl oluruna bırakılır? Konuyla ilgilenmeyerek mi? Hayır, tabii ki ilgi şart. Fakat göstereceğiniz ilgi, ona ihtiyacı olan kitapları temin etmek ve kitapla ilişki sürecinde yanında olmaktan ibaret. Telaşa gerek yok. Formül aslında çok basit: Rahat olun ve bu süreçten keyif almaya bakın! Siz çocuğunuza kitap okumaktan keyif alırsanız, o da kitap okumaktan keyif alacaktır. Çözüm hep söylendiği gibi 'sizin kitap okuyan bireyler olmanız'dan çok, 'çocuğunuza kitap okuyan bireyler olmanız'da yatıyor. Yani siz bir kitap kurdu olmak zorunda değilsiniz. Size bu sevgi aşılanamamış olabilir. Ama çocuğunuza kitap okumayı sevmeniz şart. Bu, işin olmazsa olmazı. Çocuğunuza onun yanında olmaktan ve onunla bu işi yapıyor olmaktan sonsuz bir keyif aldığınızı hissettirmek zorundasınız. İşin sırrı bu! Yani aslında çocuğunuza kitap okumayı sevdirmek olarak adlandırılan bu meşakkatli yolda dikkat etmeniz gereken temel husus, çocuğunuza aldığınız kitapları sizin de beğeniyor olmanız! İnanın artık kitapevleri öylesine keyifli kitaplarla dolu ki, sizi de heyecanlandıracak örnekler bulmak hiç de zor değil. Sizi eğlendiren kitaplar, çocuğunuzu da eğlendirecektir. Seçim yaparken ve bu keyifli kitapları çocuğunuzla paylaşırken içgüdülerinize eşlik edecek birkaç pratik öneriyi yan sütunda okuyabilirsiniz.


Çocuğunuz konuşmaya başlamadan önce:
*
Bu yaşlarda kitap, çocuk için bir oyuncaktan farksız. Yani bakarak ve dokunarak eğlendiği, dış dünyayı tanıdığı bir nesne. Bu sebeple küçük yaş çocuk kitaplarının fotoğrafları, materyali ve baskı kalitesi çok önemli.
* Bol resimli-az yazılı ilk dönem kitaplarını soru-cevaplarla okumak gerekir. Zira bunlar öykü kitabından çok, keşif kitabı niteliğindedir. Fakat soru-cevap seanslarını zekâ testine dönüştürmek gibi bir yanlışa düşmemenizi tavsiye ederiz.
* Okuma seanslarına sadece sesinizi değil, tüm vücudunuzu dahil etmekte fayda var. Kitaplardaki öyküleri tiyatrolaştırın. Ara sıra çocuğunuzun oyuncaklarını da bu dramatizasyona ekleyin.

Çocuğunuz okumaya başlamadan önce:
*
'Daha küçük, anlamaz' gibi bir yanılgıya düşmeyin. Çocuklar kaliteli kitaptan anlar! Çocuğunuzu, kendisini 'çocuk kitabı' olarak tanımlayan her kitapla muhattap etmeyin. Ona sadece edebi ve estetik değeri olan kitaplar okuyun. Bozuk metinler, düşük kurgular, kötü resimlerle dolu kitaplar sıkıcı olur!
* Resim-metin bütünselliği olan kitapları seçin. Bu yaş kitaplarında resmin metin için önemli bir tamamlayıcı olduğunu ve bu ayrılmaz ikilinin oluşturduğu gücü göz ardı etmeyin.
* Seçim yaparken kriterleriniz 'eğlendirmek' ve 'deneyimlemek' olsun... Yanılıp, seçim kriterinizi 'öğretmek' sanmayın!

Çocuğunuz okumaya başladığında:
*
Kaliteli kitap sunmanın önemi, çocuk kendisi okumaya başlayınca daha da artar. Çünkü artık o bir fatihtir ve fethettiği diyarlar eğlenceli ve heyecan dolu olmalıdır ki yeni fetihlere karşı açlığı devam etsin.
* Çocuğunuz "Sıkıcı," diyorsa ona inanın ve asla o kitabı okuması için ısrar etmeyin.
* Çocuğunuza kitap okumaya devam edin. Okumayı öğrenmesi, sizinle yaşadığı keyifli kitap okuma seanslarından yoksun kalmasına sebep olan bir düşmana dönüşmesin.
* Ceza olarak okuma vermeyin. "Çabuk odana git ve kitabını bitirene kadar oradan çıkma!" gibi cümleler evinizden uzak olsun.

Çocuğunuz artık bir'okur' olduğunda:
*
Artık zevkleriniz ayrılabilir. Sizinle aynı kitapları beğenmesini beklemeyin.
* "Ölmeden önce okunması gereken kitaplar" listenizi okumasını beklemeyin. Sizin ısrarla okumasını istediğiniz bir kitabı belki o hiçbir gün okumayacak ya da sizin okumasını istemediğiniz bir kitabı üç kez okuyacaktır. Çocuğunuza hangi kitabın, hangi pencereyi açacağını bilemezsiniz. Onun içgüdülerine güvenin.