kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 23 Ağustos 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
MELİHA OKUR

Sudan bizim için niye önemli?

Geçen hafta İstanbul'da yapılan "Afrika Birliği" zirvesine 50 ülkeden 900 delege katıldı. Konuklar renkli, konaklama merkezleri "sera" gibiydi. Hepimiz, Afrika'ya gidecek olan kavun, karpuza değil, 10 yıldır Sudan'ı yöneten ve soykırım yaptığı iddia edilen Devlet Başkanı Ömer El Beşir'i izledik.
Soykırım basit bir mesele değil ki? Nedense Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan ve Başbakan'ın Dış İlişkiler Danışmanı Ahmet Davutoğlu, iddialar karşısında hiç konuşmadı, suskun kaldılar!
Kafamız karıştı. Sonuçta bir Afrika ülkesi olan Sudan, bizim için niye bu kadar önemliydi? O yüzden yazıya Sudan'ın yol haritasıyla başladık.
Sudan çöllerle kaplı bir ülke değil. Türkiye'nin üç katı büyüklükte. 35 milyon nüfusu var. Gayrisafi milli hasılası 2 bin 500 dolar. Üstelik su zengini, Nil Nehri topraklarını suluyor. Toprağı bol, balta girmemiş ormanlarıyla dikkat çekiyor.
Petrol zengini....
Dinlerin buluştuğu mozaikte Müslümanlar, Hıristiyanlar şeriatla yönetilen bu ülkede kendine farklı bir yol çiziyor.
Sudan yönetimi, küresel enerji devlerine yatırım izni vermiyor. Enerji alanında ilk anlaşmasını 2000 yılında Çin Halk Cumhuriyeti ile yapmış. Çin ile yapılan anlaşma ise küresel enerji kartellerini harekete geçirmiş.
Başta ABD'li enerji şirketleri olmak üzere pek çok küresel şirket Sudan pazarına hâkim olmak için kıran kırana yarışıyor.
Gelin görün ki, Sudan, petrolünü Türkiye'nin çıkarmasını istiyor, Türkiye'den yatırımcı bekliyor. AK Parti iktidarına olan yakınlık nedeniyle iki yıl önce Türk Hükümeti'ne bir öneri getirmiş, "Özel sektörünüze ait Türk şirketleri gelsin, petrol alanında yatırım yapsın!" demiş.
İyi güzel ama Türkiye'nin enerji alanında küresel ölçekte kamu ya da özel sektöre ait yatırım yapacak güçlü bir şirketi yok ki!
Eh, fırsat kollayan "Anadolu Aslanları" vakit kaybetmemiş, Sudan pazarına dalmış. Sudan'a gitmek yeter mi?
Yetmez, yetmez!..
Eğer Türkiye yurtdışında petrol arayacaksa devreye Türkiye Petrol Anonim Ortaklığı'nın (TPAO) girmesi şart! İran pazarını bile riskli bulup gitmemek için ayak direten TPAO, çatışmanın göbeğindeki Sudan'a gidip ne yapacak? TPAO'nun gidip gitmeyeceğini bilmiyoruz.
Bildiğimiz şu;
Türkiye, bir türlü sermaye birikim kültürü yaratamıyor! Uluslararası Enerji Diplomasisi yönetimini bilmiyor!
İşte Türkiye, El Beşir'i tartışırken ben de Cemile Sultan Korusu'nda AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Egemen Bağış ile karşılaşınca, "Niye Uluslararası Enerji diplomasisi yapmayı bilmiyoruz?" deyiverdim.
Bağış, "Yeni yasama yılını bekleyin, görecekiniz" dedi.
Ben de bekliyorum.