kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 1 Haziran 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Dolunay Soysert "Vakti geldiğinde ben de anne olmak istiyorum" dedi ve ekledi: Eşimle birlikte TEGEV (Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı) için çalışıyoruz. Çocuklarımızdan çok güzel bir enerji alıyoruz. Kendimizinkini de zamana bıraktık.

Ağlamaktan daralmıştım komedide çok mutluyum

İLKER GEZİCİ - MAGAZİN
Dolunay Soysert; Oya Başar ile başrol paylaştığı 'Benim Annem Bir Melek'te yer almaktan mutlu: Hüzünlü kadınlar ve dramatik roller oynamanın ağırlığı vardı üzerimde. Ağlamaktan daralmıştım. Bu dizi çok eğlenceli geldi..
atv'nin pazar akşamlarına neşe katan dizisi 'Benim Annem Bir Melek'te Oya Başar'ın gelini 'Ece'yi canlandıran Dolunay Soysert, "14 yıllık oyunculuk kariyerimin en güzel işlerinden birine imza atıyorum. Bu dizi şimdiye kadar içine girdiğim en avantajlı set" dedi. Genelde dram ağırlıklı roller üstlenen Dolunay Soysert, ağlatan karakterlerden sıkıldığını belirterek, "Güldürmek ağlatmaktan daha zor ama komedinin bir matematiği olduğunu artık çözümlemeye başladım" şeklinde konuştu.

* 'Benim Annem Bir Melek' dizisinde sizi cezbeden ne oldu? Projeye nasıl dahil oldunuz?
Sezon başında dinlenmek istediğim için bir şey yapmayı düşünmüyordum. 3-4 sezondur ekrandaydım ve çok farklı projelerde yer aldım. "Yüzümü dinlendireyim, tiyatroya yoğunluk vereyim" derken mart ayında elime bu proje geldi. Okudum ve "Evet! Yapacaksam böyle güldürmeliyim" dedim. Galiba biraz ağlamaktan daraldım. Hüzünlü kadınlar ve dramatik roller oynamış olmanın getirdiği ağırlık vardı üzerimde. Bu proje çok eğlenceli geldi bana. 'Bebeğim' dizisinde beraber çalıştığım Tarık Ünlüoğlu, Oya Başar, Nilgün Belgün ve Ali Sunal gibi sevdiğim dostlardan, çok önemsediğim oyunculardan oluşan bir kadroyla çalışmak da beni heyecanlandırdı.

AYNAMIZ YOK Kİ!
* Oya Başar, Tarık Ünlüoğlu gibi isimlerle oynamak heyecanlı değil mi?
Tecrübeli oyuncu demek bile sanki onlara hakaret gibi geliyor bana. Onlar üstat artık! O üstatlarla oynarken birçok şey öğreniyorsunuz. Her şey çok hızlı oluyor. Güvendiğiniz birileri var arkanızda ve bu çok önemli. Ne olursa olsun aramızda jenerasyon farklılığı var. Benim yeni yeni öğrendiğim şeyleri, onlar çoktan yemiş yutmuş, tecrübe etmişler. Böyle bir ekibin içinde olduğum için yaptığım şeyden endişelenmiyorum. Birine sorabiliyor olmak oyuncu için çok önemli çünkü; kendinizi göremezsiniz! Bir ayna yok ki nerede yanlış yaptığımı görebileyim. Bu yüzden ben Oya Abla ile oynadığım sahnelerde muhakkak onay alırım. Bu yüzden 'Benim Annem Bir Melek' için 'şimdiye kadar girmiş olduğum en avantajlı set' diyebilirim.

* Çekimlerde doğaçlama yapıyor musunuz?
Yapıyoruz. Zaten komedide ister istemez bir şeyler ürüyor. Karşıdan gelen pası iyi değerlendirdiğiniz zaman, doğaçlama oluşuyor. Yönetmenimiz Hakan Algül de buna imkan veriyor. Yönetmenimizin hayata pozitif bakışı sete de yansıtıyor.

EGO ÇATIŞMASI İŞİ BATIRIR
* Setteki neşeli havanım izleyiciye de yansıdığını düşünüyor musunuz? Eğlenerek yaptığımız için bunun seyirciye de yansıdığını düşünüyorum. Gergin bir ortamda nasıl komedi yapılabilir ki? Komedi setinde birbirini sevmeyen insanların başarılı olabileceğini düşünmüyorum. Egonun yüksek olduğu bir şov programı yapabilirsiniz ama dizide ego çatışmasına girerseniz işi batırısınız.

* Oya Başar, sizinle çok iyi bir oyun yakaladığını söyledi. Siz de aynı uyumu görüyor musunuz?
Dediğim gibi kötü bir elektrik alsaydım, gergin bir şekilde uyum sağlamamız imkansız olurdu. Oya Abla gözüyle oynatıyor beni! Ona karşılık vermeden duramıyorum. O; bilgilerini paylaşmaktan ve gerektiğinde bilgi almaktan çekinmeyen komplekssiz biri. "Böyle yaptım ama burası kötü mü oldu acaba çocuklar?" diyen özel bir kadın...

* Dizi başlamadan önce 'ya tutmazsa' diye endişeleriniz var mıydı?
Gelin kaynana konusu zaten dünyanın yarası. Türkiye'nin de özel bir durumu var bu konuyla ilgili. En baştan beri sevileceğini biliyorduk. Dizi Türk toplumunun aile yapısını çok iyi yansıttığı için 'tutacaktır' diye düşünüyorduk.

GELİN KISMI SUSMALI
* Dizinin yayınlandığı gün ve saati de çok önemli. Pazar akşamı için iyi bir alternatif oldu diyebilir miyiz?
Evet bu çok önemli. Yarışma ve spor programlarından sıkılan izleyici için çok iyi alternatif oldu. Pazar günü insanlar tatlı ve gevşek mood'da oluyor ve biz de ailece izleyecekleri bir iş çıkarttık. İlk günden beri reytingte ilk beşin içindeyiz.

* Özellikle Ece'nin kaynanasıyla çekişmesi çok ilgi görüyor. Bu anlamda gelen tepkiler nasıl?
Çok olumlu. Mesela, geçenlerde Diyarbakır'dan uçakla gelirken yanımdaki teyze, "Allah bana senin gibi bir gelin vermedi" diyordu. Ben de "İyi bir gelin imajım var herhalde" diye düşünürken; "Lafı işitiyorsun işitiyorsun, bir kelime etmiyorsun. Gelin kısmı susacak, çok konuşmayacak! Sen doğrusunu yapıyorsun" dedi. Bu dertten muzdarip olan gelinler de "Oh iyi etti, arada iki laf soktu bari" diyerek memnun oluyor. Baktığınız zaman bu bir sevgi savaşı. "Ben daha çok seviyorum", "Hayır, ben daha çok seviyorum" üzerine kurulu.

* Dizinin ilerleyen bölümlerinde neler olacak? İzleyiciyi ne sürprizler bekliyor?
İşin açıkçası ben de bilmiyorum. Her hafta farklı konuyu izlediğimiz için ilerleyen günlerde Milli Takımı konuşuruz. Daha sonra kenenin insanlara saldırmasını işleyebiliriz. Şu sıralar mangalını kapan pikniğe koşuyor çünkü. Bizim dizimizde seyirci güncel bir şey izlediğini hissetmeli. Önümüzdeki günlerde, Metin evlilik hazırlıklarına girer herhalde. Bir gelin daha gelir ve üzerimdeki kaynana baskısı azalır diye düşünüyorum. Diğer gelinin gelmesini canla başla bekliyorum.