kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 26 Mayıs 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ERDAL ŞAFAK

Kaynak kodları (2)

Evet; konumuz bugün de ABD'nin öncülüğünde 9 ülkenin ortaklığıyla gerçekleştirilecek ve Türkiye'nin en az 2050 yılına kadar savunma, güvenlik ve dış politikalarında belirleyici etken olacak "F-35 Müşterek Taarruz Uçağı" projesi.
Dün Meclis Genel Kurulu'nun iki birleşiminde CHP ve MHP sözcülerinin yanıt istedikleri soruları aktarmıştık. Özellikle de şu hayati belirsizliği: "Türkiye'nin F-35'lerin yazılım programlarına, yani kaynak kodlarına erişim olanağı olacak mı?"
Bu soruyu yönelten muhalefet sözcüleri (CHP'li Şükrü Elekdağ ve Onur Öymen, MHP'li Kürşat Atılgan) Genel Kurul tutanaklarına geçen ürkütücü ama gerçekten yaşanmış örnekler de verdiler:
-Falkland Savaşı'nın başında Arjantin füzeleri İngiliz uçaklarını kuş gibi avladı. 34 uçak düşürdüler. Hepsinin pilotları öldü. Nedeni şuydu: İngiliz avcı uçaklarının radar uyarı almaçları sadece Sovyet bloku ülkelerinin füzelerini düşman görüyordu. Çünkü İngiliz uçaklarının yazılım kodları buna göre ayarlanmıştı. Oysa Arjantin ordusu Batı füzeleriyle donatılmıştı. O yüzden İngiliz uçaklarının yazılım kodları Arjantin füzelerini dost olarak algılıyor ve hiçbir önlem al(a)mıyordu. Bunun sonucu peş peşe vurulup düştüler.
- ABD 1986'da Türkiye'ye verdiği F16'ların yazılım programının değiştirilmesini engelledi. Bunun sonucu Ege krizinin en gerilimli günlerinde bizim uçaklarımız Yunan uçaklarını "Dost" olarak algıladı ve Hava Kuvvetlerimiz çok ciddi risklerle karşılaştı.
- Türkiye 1.5 milyar dolar ödeyerek Boeing'ten 4 adet "Awacs" aldı. Ancak ABD Savunma Bakanlığı "Awacs" radarlarının görevini istediğimiz anlamda yapmasını sağlayacak yazılım kodlarının verilmesini önledi, bugün de önlüyor.
Bu örnekleri hatırlattıktan sonra bir kez daha sordular: "F-35'lerin de yazılım programına, yani kaynak kodlarına ulaşmamız engellenirse, bu uçaklar ne işe yarayacak?"

"Milli yazılım"ı unutun!
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ısrarla tekrarlanan bu soruları şöyle yanıtladı:
"Doğru; uçağa milli yeterek kazandırılabilmesi için, beyni durumundaki merkezi görev bilgisayarında çalışan yazılıma ve bu yazılımın kaynak kodlarına ihtiyaç var. Ancak bu yazılım ve kodları şu anda ABD'nin gizlilik politikaları gereği Türkiye dahil hiçbir ülkeye açılmıyor. Zaman içerisinde çözmenin daha uygun olacağını düşünüyoruz. Müzakereler sürüyor. Ne kadar teknoloji transfer edebiliriz arayışını sonuna kadar sürdüreceğiz. "
Ve Gönül'ün cevabının "Cuk" noktası: "Neden hep NATO ülkeleriyle bir çatışma halini öne getiriyorsunuz? Bunun dışında savunma endişelerimiz yok mu bizim? NATO ülkelerini elbette dost uçağı olarak algılayacak. Bu bilgisayar böyle programlanıyor. Bundan daha tabii bir şey olamaz."
Bu soruların ve Gönül'ün yanıtlarının anlamı şu: ABD bize "F-35"leri teslim ederken yazılımında kimleri dost saydıysa onlarla dost olacağız, onlarla dost kalacağız. Uçağın yazılım programının, yani "Kaynak kodları"nın düşman olarak algıladıklarını ise hep hasım kabul edeceğiz, etmek zorunda kalacağız.
Bu çerçevede örneğin aramızdaki olası gerilimin boyutları nereye tırmanırsa tırmansın, Yunanistan hep dost kalacak. İlişkilerimiz ne kadar gelişirse gelişsin "F-35"ler örneğin Suriye ve İran'ı hep düşman olarak görecek. Tabii ilişkilerimizin "Stratejik" boyutlar kazandığı belirtilen Rusya'yı da! Yani kiminle dost, kiminle hasım olacağımıza, dolayısıyla dış politikamıza "F-35"lerin kaynak kodları aracılığıyla ABD karar verecek.
Daha da vahimi var. Türkiye şu sıralar bir de karadan karaya atılan füzelere karşı kritik hedeflerin savunmasını güçlendirmek için "Füze savunma sistemleri" ihalesine hazırlanıyor. 4 tedarikçi adayından söz ediliyor: ABD, Rusya, Çin ve İsrail. En şanslıların ABD ve Rusya olduğu belirtiliyor.
Bir an ihaleyi "S-300" ve/veya "S-400" sistemleriyle Rusya'nın kazandığını varsayın. Şöyle bir tablo karşımıza çıkacak: Alacağımız ABD yapımı "F-35"ler, ordumuza katılacak Rus yapımı füze savunma sistemlerini "Düşman" olarak algılayacak! Ve otomatik olarak hedefe kilitlenecek.
Gerisini düşünmek bile istemiyoruz. İsterseniz siz devam edin ve kıyamet senaryolarıyla, hatta komplo teorileriyle renklendirin!