kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 14 Nisan 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ERDAL ŞAFAK

İnsan hakları

Uluslararası hukukta "İnsan hakları" kadar tarihi zengin, içtihatı sağlam ve yaptırımı meşru bir alan zor bulursunuz.
- Tarihi eski; sadece modern çağlarla yetinseniz bile İngiltere'de 1215'te ilan edilen "Manga Carta"dan başlar, "Habeas Corpus"la (İngiltere, 1679), "Bill of Rights"la (İngiltere, 1689), ABD'nin bağımsızlık bildirgesiyle (1776), Fransız Devrimi sırasındaki beyannamelerle (1789, 1793) devam eder, BM Şartı ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi (1945) ve BM İnsan Hakları Konseyi (2006) ile günümüze düğümleyebilirsiniz.
- İçtihatı sağlam; antik çağdaki "On Emir"le başlayıp günümüzde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (1950), AB Temel İnsan Hakları Şartı'na (2000) kadar uzanan en az 5 bin yıllık dönemde, insan haklarını sürekli ileri götüren bir hukuki birikimi önünüze koyabilirsiniz.
- Yaptırımları meşru; Kosova ve Irak örneğinde olduğu gibi, insan haklarını korumak adına "Önleyici müdahale", yani savaş açma hakkına bile sahipsiniz.
Tabii uluslararası camia (BM Güvenlik Konseyi) veya süper güç (örnek vermeye gerek var mı) olarak meşruiyet ya da silah gücüne sahipseniz.
Ve tabii karşınızdaki, yani insan haklarını sürekli ve sistemli ihlal ettiğine inandığınız hedef (Kosova'da Sırplar, Irak'ta Saddam yönetimi gibi) size kafa tutamayacak kadar güçsüzse. Gelelim can alıcı sorulara.
1- Peki, insan haklarını koruma adına "Önleyici savaş"ı meşru sayan bir güç en temel insan haklarını çiğnerse ne yapacaksınız?
2- Peki, "Yüksek ulusal çıkarlar" bahanesiyle "Önleyici savaş" bir yana, gözdağı bile veremeyeceğiniz bir ülke insan haklarını yerin dibine batırırsa ne yapacaksınız?
3- Peki, insan haklarını en rezil ve vahşi yöntemlerle katlettiğini bildiğiniz ama stratejik çıkarlarınız gereği sustuğunuz bir ülke veya toplumun kirli çamaşırları size rağmen ortaya dökülürse ne yapacaksınız?

ABD, Çin ve Kosova
İlk sorunun somut örneği ABD. Afganistan savaşında ilk ElKaide üyelerinin ele geçirilmesiyle birlikte, onlara "Özel" sorgu yöntemleri uygulamak ve sonuçlarını izlemek için Beyaz Saray'da özel komisyon oluşturulduğu ortaya çıktı. Komisyon, Başkan Yardımcısı Dick Cheney, Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, Dışişleri Bakanı Colin Powell, Adalet Bakanı John Ashcroft, CIA Başkanı George Tenet ve Ulusal Güvenlik Başdanışmanı Condoleezza Rice'tan oluşuyordu. Dayak, uyutmamak, sualtı sorgu gibi işkencelerin bu komisyonca kararlaştırıldığı anlaşıldı. Düşünün; o komisyonda yer alan ABD Dışişleri Bakanlığı her yıl dünyada insan hakları ihlalleri üstüne ayrıntılı rapor yayınlıyor! Kimseden "Tıs" yok.
İkinci sorumuzun karşılığı Çin. Tibetliler'in ve DalayLama'nın 2008 Pekin Olimpiyatları'nı fırsat bilerek başlattıkları kimine göre şiddete dayalı, kimine göre ise sivil itaatsizliği Çin yönetimince orantısız güç kullanılarak ezdi. Çin Devlet Başkanı Hi Jintao meydan okudu: "Egemenliğimiz, insan haklarından önce gelir. Çin'in toprak bütünlüğünü korumak için her şeyi göze alırız." Dünya yine sustu.
Üçüncü sorunun cevabı daha trajik: Yugoslavya iç savaşındaki insan hakları ihlallerinin ve katliamların sorumlularını yargılayan Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin başsavcısı Carla Del Ponte anılarını yayınladı. Kitapta, Kosova Kurtuluş Ordusu yöneticilerinin Sırp tutsakları öldürmeden önce organlarını çıkarıp sattıkları, bu iddiaları soruşturmasının BM, NATO ve AB tarafından engellendiği öne sürülüyor. Dahası o kişilerin bugün de Kosova'yı yönetmeye devam ettikleri kaydediliyor. Kimlerden söz edildiği belli: Kosova eski Başbakanı Ramuş Haradinay, günümüzdeki Kosova Başbakanı Haşim Taçi. Hatırlatalım: Haradinay, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde beraat etti. Çünkü, işkencelerini, cinayetlerini, katliamlarını bilenlerin tanıklığı engellendi. "Sülalenizin kökünü kuruturuz" tehditleriyle. Taçi ise Sırplar'ı nasıl korkunç işkencelerle öldürdüğünü ballandıra ballandıra anlatmasına rağmen yargı önüne çıkarılamadı. Tanıkların sindirilmesi yüzünden.
İnsan hakları işte böyle bir şey. Güçsüz devletler için yıkım, güçlü devletler için masal, mafya devletler için tuvalet kağıdı!