kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 13 Nisan 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ERDAL ŞAFAK

301 değişebilir mi?

Dileriz yanılırız ama içimizden bir ses zengin kriz koleksiyonumuza "Seçkin" bir parçanın daha katılmakta olduğunu söylüyor.
AB Komisyonu'nun son Türkiye İlerleme Raporu'nda "Kötü şöhretli yasa maddesi" diye nitelediği, Komisyon Başkanı Jose Manuel Barroso'nun da "İfade özgürlüğünün mihenk taşı" gösterdiği Türk Ceza Kanunu'nun 301'inci maddesinin (ona bağlı olarak 305'inci maddenin de) değiştirilmesine ilişkin yasa önerisi herhalde gelecek hafta Meclis'te görüşülecek.
Öneride çok önemli bir düzenleme öngörülüyor: 301 ve 305'inci maddeler kapsamındaki suçlar için kovuşturma yapılması yetkisinin Cumhurbaşkanı iznine bağlı olması.
301'inci maddenin yürürlükteki haline göre, savcılar re'sen kovuşturma ve dava açıyorlar. Bu da son iki yılda ünlüünsüz birçok kişinin mahkeme önüne çıkarılmalarına, bir bölümünün ceza almalarına neden oldu. Her dava AB'de kıyameti kopardı.
Uzun tartışmalardan sonra iktidar 301'i değiştirmeye razı olunca, kovuşturmanın izne bağlanması görüşü benimsendi ve bu yetkinin organı konusunda değişik seçenekler tartışıldı: Adalet Bakanı, Adalet Bakanlığı bünyesinde bir kurul ve Cumhurbaşkanı. Sonuncusunda karar kılındı.
Biz de bu seçeneğin doğru olduğu görüşündeyiz. Hatta Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk aylar önce bu formülü önerdiğinde, destek yazısı yayınladık.

Yasayla mı, Anayasa'yla mı?
Ancak Cumhurbaşkanı'na bu yeni yetkinin (27'nci yetkisi olacak) yasa değil, Anayasa değişikliğiyle verilmesinin daha doğru ve sağlıklı olacağını düşünüyoruz. Bir başka deyişle, yetkinin yasa değişikliğiyle verilmesinin bazı riskler barındıracağı kaygısını taşıyoruz. Çünkü;
1-Öneri bu haliyle aslında 301 değişikliğine karşı olan bazı muhalefet partilerine muhteşem bir gerekçe sağlayabilir : "Biz 301'in değiştirilmesine değil, Cumhurbaşkanı'na Anayasa'da belirtilmeyen bir yetki tanınmasına karşıyız" gibi.
2-Son derece düşük olasılık da olsa, iktidar sayısal çoğunluğu sayesinde yasayı geçirirse, hukukçuların uyarısı sonucu Cumhurbaşkanı veto edebilir.
3-Çankaya onaylarsa muhalefet "Cumhurbaşkanı'na kaynağını Anayasa'dan almayan yetki veriliyor" diyerek konuyu Anayasa Mahkemesi'ne götürebilir . Bunu güçlü olasılık olarak görüyoruz.
4-Ve nihayet Anayasa Mahkemesi muhalefetin iddialarına hak verip yasayı iptal edebilir. Ayıkla pirincin taşını.
O zaman Ya "Sil baştan" deyip, 301 için kovuşturma yetkisini Adalet Bakanı veya bir kurula bırakan yeni bir öneri getireceksiniz ya da Cumhurbaşkanı'na o yetkiyi vermek için Anayasa değişikliği yoluna gideceksiniz.
Her iki durumda da en az 56 ayı kayıp bilin. Özellikle de AK Parti'nin kapatma davasıyla uğraştığı bir dönemde. Tabii "Denedik olmadı" diye vazgeçilmesi veya ertelenmesi de ihtimal dahilinde olabilir. O daha da kötü: AB ile ilişkiler müthiş kötüleşir.
Peki, işin başında Cumhurbaşkanı'na söz konusu yetkiyi vermek için Anayasa'yı değiştirme seçeneği benimsenemez mi? Doğrusu bu ama çok zor. Çünkü;
1-AK Parti'nin parça parça Anayasa değişikliği yoluna gitmesi (Parti kapatmayı zorlaştıracak değişiklik üstünde de çalışılıyor) kamuoyunda tepkiyle karşılanabilir.
2-Parti kapatmayı zorlaştıran değişikliğe monte edilirse, muhalefetin direnciyle ters tepebilir.
3-Tek başına bu değişiklik Meclis'e getirilirse, "Hangi çoğunlukla" geçeceğine bağlı olarak çeşitli dalgalanmalar yaşanabilir. Teklif Meclis'te üye tam sayısının 5'te 3'üyle veya 3'te 2'sinden az oyla kabul edilirse (330366 oy arası) Cumhurbaşkanı iki yoldan birini seçmek zorunda: Geri göndermek veya halkoyuna sunmak. Değişiklik en az 3'te 2'yle (367 ve üstü oy) kabul edilirse, Cumhurbaşkanı bu kez üç yetkiye sahip: Onay, geri gönderme, halkoyuna sunma. Ama Meclis'in bugünkü dağılımı, Anayasa değişikliğinin 367'nin üstünde bir oyla kabulüne pek şans tanımıyor.
Tabii Anayasa değişikliğinin muhalefet tarafından Anayasa Mahkemesi'ne götürülebileceğini de unutmamak gerekiyor.
Ne dersiniz; bu koşullarda 301'in kazasız-belasız ve hızla değişmesi mümkün mü?