kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 14 Nisan 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
UMUR TALU
Dipsiz Kuyu

Belki ortak bir utancımız olabilir

"Ortak utanç yoksunluğu", toplumların siyasi, toplumsal, insani, ahlaki çözülmesine, çöküşe, şiddete hız verir.
"Ortak acı ve utançlar" ise, sadece hepimizin başına aynı şeylerin gelmesiyle değil, sadece komşumuzun değil, en uzağımızdaki başkasının başına gelebilenlere dair hissiyat geliştirmekle, vicdan büyütmekle, özeleştiri edinmekle, hukuk oluşturmakla, ortaklık bilinciyle oluşur.
Toplumlar
biraz böyle olgunlaşır.
Kendini, bütün o gururların filan yanı başındaki ayıpları aşmaya başlar.
Bireyler
insanlaşır, insanlar toplumlaşır.
"Büyük deprem"i hatırlayın; ortak ayıp, ortak utanç, ortak acı ve ortak öfkenin nasıl ortak insanlığa, tam teşekküllü insanlık ve toplumluğa, hatta sınır ötesi ortak duygulara götürebildiğini hatırlayın.
Pippa, belki "ortak utancımız" olabilir!
Tamam; şiddet "biz" e mahsus değil. Tecavüz ve cinayet de.
Tamam. Buralardaki ölümcül şiddet sadece Pippa' nın başına gelen de değil.
Elindeki silahı öğrencilere doğrultmuş adamı konuşurken, yanı başında kan davasında beş ölüsü, kuzenini öldüren genci, anasının kafasını koparan evladı, oğlunu doğrayan babası, "sevgilisi"nin 6 yaşındaki çocuğuna işkence yapan "âşık"ı, boğaz kesen delikanlıları, ensest intiharlarında peş peşe gidiveren kızları olan, sıra sıra öldürülmüş gazetecileri anılan bir memlekettik.
Öyleyiz hâlâ.
Dün akşam değişmedik. Bu sabah da.
Binlerce gencecik pusu şehidinde dahi ortak utanç geliştirmekte zorlandık.
Yüzlerce kayıp ve faili meçhule dair ortak bir utancımız asla olmadı.
Üç darağacının utancı ve öfkesiyle, mirasçısı olarak kurulan parti ile kadim lideri ve milyonlarca destekçisi, on yıl sonra üç gence darağacı kurulmasına dair ortak bir utanca katılmadılar.
Onbinlerce işkence ölüsüne, sakatına, çıldırmışına, tükenmiş bedene dair ortak utancımız olmadı.
Çorum, Maraş, Sivas, Başbağlar, Kanlı Pazar asla ortak utanç sayılmadı.
Töre
ve namus cinayetini hukukun dahi mazur görebilmesi de ortak utanç haline gelemedi.
Yüzlerce suikast, boğma teli, gırtlak kesen bıçak, enseden vuran silah, araca konan patlayıcı, üniversite kapısına katliam bombası, hatta domuz bağları ortak utanç olmadı ki.
Darbeler hakikaten ortak bir utancımız olabildi mi ki.
33 kurşun da 33 şehit de ortak ve utanç olmadı asla.
Tamam, "elalem" istismar etmek istiyordu, onlar da şöyleydi böyleydi de, bu topraklardan katliamla, tehcirle, yağmayla göçe zorlananlara dair ortak utancımız imkânsızdı zaten.
Yoksulluk, açlar, muhtaçlar, doğarken ölen bebekler, kamyon kasalarında toplu ölümlere sürüklenen "mevsimlik çocuklar", birer köle gibi işyerinde düşenler de ortak utanç oldu mu ki!
Pippa belki ortak utancımız olabilir!
Burada ve dünyanın her yanında, şiddete, tecavüze, cinayete maruz kalan ilk, tek kadın olduğu için değil.
Ama, konforunu filan bırakıp şiddet coğrafyalarında barışı, beyazı, masumiyeti, gelinleri, rüyaları, hayalleri, insanı, insanlığı temsil etmeye koyulduğu için.
Kendi şiddetimize boğulmuşken, kendi şiddetimizde bunalırken, kızlarımızı, kadınlarımızı, çocuklarımızı, gençlerimizi pek kollayamazken, onu da asla koruyamadığımız için.
Çoğumuzun, üstelik iyi insanlar iken dahi pek niyet, pek cesaret etmediği bir "eylem" i "barış adına, herkes için" yaptığı sırada, "burada, içimizden biri" çıktığı için.
"İçimizden çıkan ölüm" ün, son seçimde kime oy verdiği, etnik kökeni veya mezhebi şu anda önemsiz olduğu için.
Bundan hepimiz utanabileceği, o utanç üstünde bir ihtimal kendi yaygın şiddetimize dair akıl, fikir ve vicdan geliştirebileceğimiz için.
Utanabilmek için.
Bizim kim, ne, neci olduğumuzun bir farkı, bir önemi bulunmaması gerektiği için.