kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 11 Nisan 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
HINCAL ULUÇ
Hıncal'ın Yeri

Müslüman teröristler mi, Amerikan askerleri mi?..

Eğer Tanrının Vadisinde'yle (In the Valley of Elah), Bakış Açısı'nı (Vantage Point) benim gibi arka arkaya izlemişseniz, kafanıza ayni şey mutlak gelmiştir..
"Ne yani, dünyayı kana boyayan, 11 Eylül'ü yaratan Müslüman teröristler, Irak'a barış (!) ve özgürlük (!) götüren Amerikan askerlerinden daha mı insancıl" demek istiyor Amerikan sineması.."
Demek istemiyor.. Aynen diyor..
Tanrının Vadisinde'deki Amerikan askerleri, Irak'ta yollarına çıkan çocukları nerdeyse keyif için ezerken, Bakış Açısı'nda dünyanın en müthiş terör planını gerçekleştiren ve nerdeyse başaran Fas kökenli teröristler, bir çocuğu ezmemek için bir çuval inciri berbat ediyorlar..
Vay Hollywood vay.. Sen nelere kadirmişsin meğer!..
Bakış Açısı, bir İspanyol kentindeki dünya barış toplantısına katılan Amerikan Başkanını teröristlerin kaçırması üzerine bir aksiyon filmi..
Film olay günü saat 11.59'da başlıyor. 12.23'te de bitiyor.. Her şey kentin Belediye Meydanında olup bitmek üzere planlanmış.
Filmin kahramanı sekiz kişi, Başkan, tetikçi, terörist, meydandan yayın yapacak televizyon yönetmeni, bir Amerikan Turisti, Başkanın Koruması, bir İspanyol polisi, falan filan 11.59'da bulundukları yerden, olay yerine geliyorlar.
Yönetmen 23 dakika boyunca olup bitenleri bir paralel anlatımla dakika dakika verip, bu sekiz kişiyi izleyeceğine, değişik bir yöntem uyguluyor. 23 dakika boyu, kahramanlarından sadece birini izliyor. Otel odasından alıp, eylemin gerçekleşeceği ana getiriyor, mesela. Sonra başa dönüp ötekini alıyor ve o 23 dakika izliyor, sonra tekrar başa dönüp üçüncüyü, beşinciyi, sekizinciyi çekiyor..
Hoş bir tarz olmuş..
Film de hoş zaten.. Hele finalde kalabalık Salamanca caddelerinde ("Hadi canım sen de.. O kalabalık trafik Paris Periferiğinde bile yoktur, nerde kaldı o kasabada" demeyin, sahnenin keyfine bakın..) bir takip sahnesi var ki, enfes..
Filmin kadrosu da güçlü.. William Hurt'den başlayarak, Sigourney Weaver gibi Oscarlı oyunculardan başlayarak.. Dennis Quaid, Forest Withaker, Matthew Fox..
Türün meraklıları için bire bir..
*
İkili Oyun (One Way) için dünyada da, bizde de eleştirmenler ikiye ayrıldı. Felaket diyenler de oldu, övgü sözcükleri bulamayanlar da..
Ben iki tarafta da değilim. Ne rezil, ne de bir baş yapıt.. Ama başından sonuna ilgiyle izlediğim bir film oldu.
Oyuncuların hiçbirini tanımıyorum. Meraklısı afişlere, ilanlara, internete bakabilir.
Babası zengin bir sapık delikanlı firmalarında çalışan bir genç kıza tecavüz ediyor... Kızın çok iyi arkadaşı, ayni reklam firmasının parlak delikanlısı, kendi geleceğini riske etmemek için mahkemede patronun oğlunu kurtaran ifadeler verip beraat ettirince, tecavüze uğrayan kız, ceza kesme işini kendi yükleniyor. Falan filan..Amma velakin, iyi çekilmiş, iyi anlatılmış, iyi oynanmış bir film..
İlle de bana sorarsanız, "Gidin" derim..