kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 5 Nisan 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Askerlik başka şairlik başka

- Kuleli'de sizinle birlikte okuyan ve şimdi yazdıklarınızı takip eden arkadaşlarınız var mı?
- Benim devrem şu anda üsteğmen. Herhalde kitabım Kuleli tarihinde en çok okunan kitaplardan biri olmuştur! Askeri lise ikinci sınıftayken Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın yanına gitmiştim. O da Kuleli mezunu olduğu için bizi kabul etmişti, üniformamızla gitmiştik. Uzattığım kitabını imzalayıp şöyle yazmıştı: "Dağda gezen şiirdir." O askerliği çok seviyordu ve askerliğe ihanet etmemek için ordudan ayrıldığını söylemişti. "Kalkıp sabah şiir yazıyorum, bu da mesleğe ihanettir," demiş ve bırakmış. Bende bu yok. Çok güzel bir askeri okul hayatı yaşadım, bir daha olsa yine giderim. Ama sonunda da yine ayrılırdım, bu kesin.

- Askerlik mesleği bir şaire uygun olarak yalnızlık da getiriyor herhalde.
- Askerlikte ve yatılı okulda yalnızlık var, evet. İkisi üst üste gelince çok etkili oluyor. Seni dışarıdaki dünyadan ayıran bir sistem var. Talimatlara uygun, robotik bir hayat yaşayınca kaçınılmaz olarak yalnız kalıyorsun. Üzerine bir de genç olmak...

- Eşinizle birlikte Washington'a gidip 'yeni dünya'yı görme fikri bir şair için heyecan verici olmalı.
- Hem heyecan hem de endişe verici bir durum. İlhan Berk "Sokağa şair gibi çıkmak lazım," der, haklıdır da: Bir sokak satıcısının cümlesinden, sokakta tanık olduğun bir diyalogdan bir imge yakalamak olasıdır. Başka bir dilin konuşulduğu bir ülkede ise bu mümkün değil. Kapitalizmin ana yurduna gitmek, iyice şiirin doğasından kopuk bir hayat da olabilir. Ama şu da var: Her gün Kalamış'taki evimden Yenibosna'ya, gazeteye giderken yaşadığım curcunayla kıyaslanınca Amerika'daki hayat çok daha insani de olabilir.