kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 29 Mart 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Sedef Kabaş’ın kitabı Akbank’ın 60. yılı dolayısıyla bankanın sponsorluğunda yayınlandı.

Gençler bir İnci Aral'a değil, şarkıcılara özeniyor

İlknur AKMAN
22.03.2008
Mesleklerinde öncü 60 kadınla yaptığı söyleşileri, İpek Dokulu Başarılar 60 Kadın 60 Öykü adlı kitapta toplayan televizyoncu Sedef Kabaş: "Maalesef ülkemizde başarının ölçüsü genç, güzel ve ekran önünde olmak. Ve bir de zengin koca bulmak!" diyor..
- Neden erkeklerin değil de kadınların öyküleri?
- Bundan önce Sesli Düşünenler kitabımda, farklı alanlarda benzer isimleri karşılaştırmıştım. Oradaki 50 ismin çoğu erkekti. Aynı şekilde Zamanı Dize Getirenler kitabımda da öyle. Çünkü Türkiye'de siyaset dediğinde erkek, medya dediğinde erkek, iş dünyası dediğinde erkek... O yüzden bu kez kadınlara pozitif ayrımcılık yapayım dedim ve kadınların başarılarını anlatan bir kitap çıkardım.

- Kitabınız, bugüne kadar programıza konuk aldığınız isimlerle yapılmış söyleşilerden oluşuyor. Kitabı hazırlarken bunlar arasından bir ayıklama yapmanız gerekti mi?
- Gerekti ama bu biri diğerinden kötü ya da değersiz olduğu için değil. Hepsi de alanında çok önemli isimler ama o kadar çok insanla konuşmuşum ki mecburdum buna.

- Bu isimleri seçerken kriterleriniz nelerdi? - Belli bir tanınırlılığı ve kendi alanında saygınlığı olması, kadın sorunlarıyla ilgili bugüne dek farklı bir şeyler söylemiş olması belirleyici oldu. Tabii başarılı olmalarına rağmen kadınlıklarından taviz vermemiş olmaları da çok önemliydi benim için. Program dışında, sonradan bu proje için özel olarak görüştüğüm isimler de oldu. Mesela Güler Sabancı, Deniz Ülke Arıboğan, Ümit Boyner, Suzan Sabancı Dinçer, Arzuhan Doğan Yalçındağ gibi...

- Bu güç ve başarı sahibi kadınlarda ortak olan neydi size göre?
- Annelik olgusu kadınların buluştuğu başlıca ortak paydaydı. Binlerce insanı da büyük bir serveti de yönetiyor olsa ya da dünya çapında bir sanatçı da olsa, nihayetinde anne olmak bütün diğer kimliklerin önüne geçiyordu. Aynı zamanda toplumun da böyle bir beklentisi vardı kadınlardan. Belki onlar da isteyerek çocuk yapıyordu bilemiyorum ama anneliğin her şeyin önünde olması isteniyor bizim toplumumuzda.

- Peki güzelliğin başarıda payı ne kadar?
- Hâlâ ülkemizde başarılı kadın modeli belli alanlar ve belli konumlar için var. Güzel, genç ve ekran önündeki kadınlar çok daha başarılı sayılıyor. Beyinsel gücüyle bir şeyler yapan kadınlar ise daha zor 'başarılı' addediliyor. Biz sahne önündeki, güzel, hoş, nazlı kadınları rol modeli olarak sunuyoruz. Örneğin çok başarılı bir akademisyen, işi kadını ya da reklamcıyla yapılmış kaç röportaj okudunuz bugüne kadar? Ama sırf güzel ve polemik yapıyor diye aynı kadınla yapılmış 333'ncü röportajı okuyoruz gazetelerde. Benim yazdığım kitabı bir manken yazsa, olay olurdu mesela! Ama ona da gerek yok, bir diyet kitabı yazmanız yeterli. Herkes modayla, güzelleşmenin yollarıyla ilgileniyor çünkü.

- Siz de söylediniz, geçerli olan güzel ve genç olmak...
- İşte o yüzden de bakın gençler ne için yarışmalara katılıyor! Ya şarkıcı olmak için, ya dansöz olmak için, ya model olmak için... Ben isterdim ki bir Suna Kan'a, bir İnci Aral'a, bir Güler Sabancı'ya da özensinler. Ama ne yapsınlar, gazete sayfaları 'başarılı' manken ve şarkıcılarla dolu. Ya da başarının ölçüsü zengin bir koca bulmak ve her gün yeni bir şey giymek. Ne kadar çok para harcarsanız, o kadar başarılısınız. İnanır mısınız, benim kitap tanıtımıma gelen fotoğrafçılar kitabımdaki kadınları tanımıyordu ama sosyetedekileri tanıyorlar... Sibel Asna'nın çok güzel bir sözü var, "Biz kızlarımızı cumhurbaşkanı, başbakan ol diye mi yetiştiriyoruz? Yoksa git güzel bir evlilik yap, zengin bir koca bul, çocuk yap diye mi?"