kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 29 Mart 2008, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Cumartesi SABAH 
REFİK DURBAŞ

Edebiyatımıza Erdal Öz armağanı

Gülten Akın'ın şiiriyle tanışmam, neredeyse benim ilk şiirlerimi yazdığım zamana denk düşmekte... Lise öğrenciliğimin ilk yıllarıydı. Nerede, ne zaman bulup okumuştum o incecik, Türk şiir tarihindeki adıyla Sığda başlığı altında kendisinin basıp yayımladığı şiirler toplamını? Sanırım, Sığda'nın o yılın (1965) Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü'nü almasının da bunda önemli bir etkisi olacaktı. Yoksa, şimdi nasıl hatırlayabilirdim mesela şu mısraları: "Sokağı beğendim mi bir bakıp pencereden / Çekip gitmek olmalı özelliğim bu benim / Senin durman, küçük sevinçleri yaşadığımızın / Ey yağmur, ey sevdiğim." Ve yazarlığı yanında yayıncılığı ile de Türk edebiyatına yeni bir renk, bir tat katan; yazarlığı ile okurunu, yayıncılığı ile yazarları kucaklayan Erdal Öz... Geçen çarşamba, Erdal Öz'ün doğum günüydü. Doğum günü Pera Müzesi'nde yazar arkadaşlarının da katılımıyla adına konulan ödül töreninde kutlandı. Kurucusu olduğu Can Yayınları tarafından ölümünün ardından konulan 'Erdal Öz Edebiyat Ödülü' Gülten Akın'a verildi. Törende konuşan oğlu Can Öz, benim gibi birçok yazar arkadaşının da katıldığı şu temennisini dile getirdi: "Çok iyi biliyorum ki, babam Erdal Öz bugün yaşasaydı, en çok Gülten Akın'ın bu ödülü almasına sevinirdi." Sevgili Erdal Öz, hayatını adadığı Türk Edebiyatı'na doğum gününde saygın bir edebiyat ödülü de armağan etmiş oldu. Hem de ilkini Gülten Akın'ın değişiyle 20 yaşından beri tanıdığı sevdiği bir şairin alması ile... Can Yayınları ayrıca ödül vesilesi ile Erdal Öz'ün Sığırcıklar başlıklı öyküsünü de bir küçük bir kitapçık olarak yayımladı. Sığırcıklar'ın benim edebiyat hayatımda özel bir yeri var; çünkü Erdal Öz ile bu öykü vesilesi tanışmış oldum. 70'li yılların başında yayımlanan Yeni a dergisinin yazı işleri müdürüydüm. Erdal Öz de Ankara Mamak Cezaevi'nde tutuklu. Öz, Sığırcıklar'ı cezaevinde yazmış ve Yeni a'ya göndermişti. Bu, onun hangi koşulda olursa olsun edebiyat sevgisi ve sevdasının bir kanıtıydı aynı zamanda... Edebiyat ödüllerinin bir şairin ya da yazarın emek birikimine kattığı değer yanında asıl işlevi, okuru o yazar ya da şairin yeniden keşfine yolculuğa çağırması değil midir? Bu açıdan Gülten Akın şiiri şimdi ve yeniden bir daha okunursa bu ödül, asıl işlevine kavuşacaktır diye düşünüyorum. Ve tabii Erdal Öz'ün yazdıkları... Öyküleri, romanları, çocuklar için kitapları... Genç şiirimizin Gülten Akın'dan hâlâ öğreneceği çok şeyin var olduğunu düşünüyorum. Öykü ve roman olarak anlatı dünyamızın Erdal Öz'ün yazdıklarından da elbette... Türk Edebiyatı Erdal Öz'ün kişiliğinde saygın bir ödüle kavuşmuş oldu. Şiirleri ve şiir üzerine yazdıkları ile benim kuşağıma ve sonrakilere çok şeyler öğreten Gülten Akın'ı kutluyor; Erdal Öz'ü de ölümünden ardından dahi edebiyatımıza yaptığı katkılardan dolayı sevgi ve saygı ile yad ediyorum.