Gülen hareketi: Gandhi gibi mi?

- Geçenlerde kendisine atfolunmuş 'peygamberlik' sıfatıyla epey polemik yaratan ve Ertuğrul Özkök'e bir mektup gönderen Fethullah Gülen, bir nevi Gandhi mi sayılmalı?
- Fethullah Gülen, Mahatma Gandhi'den daha gerçekçi belki. Bu sistem içinde, sistemin yapısı içinde, onun dilini daha radikal biçimde sorgulama potansiyeli taşıyan alternatif bir projeyi andırıyor. Bir kere, artık hiç homojen olmayan bir şeyden söz ediyoruz. Bildiğimiz siyasal - ideolojik anlamıyla bu durumun içinde din de, milliyetçilik de, liberalizm, eşitlikçilik, hümanizma da var. Yerelden evrensele ve kapitalizme kadar, 'ne ararsan var' yani. Dayanışma var; rekabet unsurlarından faydalanmak var. Ama şu da var; bu uluslararası örgütlenme, dört bir yanda açılan yurtlar, cemaat yapılarına baktığımızda çok daha ilerisini düşünen bir durum görülüyor. Aynı, medenileşme / modernite projesi gibi; ancak onun farklılaşmış bir biçimiyle karşı karşıyayız. Modernite nasıl bizlerin beyin ve kalplerini fethettiyse, bu projede de, insanların temellerine değen, gerçekçi bir şey var. Bana uzun vadeye yayıldığı için çok gerçekçi geliyor. Bu bir kimlik hareketi ya da sistemi devirme girişimi değil. Ancak bir şekilde, sistemin içinde direniş yolları bulmakla ilgili. Gandhi'de ise, bildiğim kadarıyla böylesine radikal bir dönüşüm yoktu. O daha çok duygulara hitap ediyordu. Gülen örneğinde ise hem akıl - modernite, hem de duygu - gelenek söz konusu...